Levent Tan

Levent Tan

Kongreye doğru... Yarım kalmış hikayeler!

Mehmet Ali Yılmaz'ın Trabzonspor'da yarım kalmış bir huzursuzluğu var. Bir hikayeyi tamamlamadan bırakmış, bu hikayeden istediği tadı alamamış, sonunu beğenmemiş, hikayenin gittiği yerde gördüğü kendi silueti hoşuna gitmemiş. Sahibi olduğu gazete üzerinden hikayeye müdahale ediyor, etmek istiyor. Bir felsefesi, bir amacı, bir sonucu yok. Sadece kendisinin gölgede kaldığı bu hikayeyi yarım buluyor, sevmiyor!

Nuri Albayrak'ın Trabzonspor'da yarım kalmış bir hesabı var. Hikayesi yarım kalmış, istediği gibi bitmemiş. Belki bir intikam duygusu taşıyor. Allah ile kendi arasında... Belki de nefsinde bu duyguyu yenmiş, halisane Trabzonspor'u ileri taşıyabileceğini düşünüyor. Hikayeye yeni bir paraf ekleyeceği günü bekliyor. Niyet etti, olmadı!

İbrahim Hacıosmanoğlu'nun Trabzonspor'da yarım kalmış bir hedefi var. Giderken planladığı geri gelme senaryosu için fırsat kolluyor. Bir Afrika atasözü der ki; ''Çocuğuna küçükken evde sıcak bir sevgi veremezsen, büyüdüğünde o sıcaklığı hissedebilmek için bütün köyü yakar.'' Hacıosmanoğlu'nu var eden, Trabzonspor camiasında hissettiği dışlanmışlık duygusudur. Sahiplenilme eksikliğidir, yüksek aidiyetine rağmen ait görülmeme hissiyatıdır. Yıllardır hissedemediği sevgi, saygı, samimiyet ve sıcaklık O'nu Trabzonspor'u ateşe vermeye, Trabzonspor'un değerlerini ateşe atmaya kadar götürdü. Hem Hacıosmanoğlu neden dışlandığını, hem de Trabzonspor camiası neden dışlayarak çözüm aradığını sorgulamak zorundadır. Yine de O, tüm bu sorgulamaların uzağında hâlâ yarım kalmış hikayesinde yeni bir sayfa açıp ''ötelenmişlerin başarısı'' bölümünü yazmak istiyor!

Sadri Şener'in Trabzonspor'da yarım kalmış bir duygusu var. Tertemiz bir Trabzonspor bırakmış, tarifsiz heyecanlar yaşatmış, şampiyon yapmış, Şampiyonlar Ligi'ne götürmüş, UEFA'ya gitmiş, Türkiye Kupası almış, Süper Kupa getirmiş yine de yaranamamış... Arkasından edilen lafların, konuşulan iftiraların haddi hesabı yok. Teşekkür etmek yerine, mahkemeye verilmiş. Allah razı olsun demek yerine, ''yediler içtiler'' diye beddua edilmiş. Koltuk derdi yok. Makam, mevki arzusu yok. Tek istediği hikayede yarım kalmış vefa duygusunu hissetmek!

Faruk Özak'ın Trabzonspor'da yarım kalmış bir yükümlülüğü var. Kulübün doğumunda var, emeklemesinde var, yürümesinde var, büyümesinde var. Gittiği yeri görüyor, tecrübeleriyle doğru yolu göstermeye çalışıyor. Başkanlara, yöneticilere yardım etmek istiyor, yapamıyor... Kendi gücüne, yapabileceklerine bakıyor, geri çekiliyor. Camiaya bakıyor, tepkilere bakıyor, uzak duruyor. Bir tek düşüncesi var, Trabzonspor'un hüviyetini kaybetmeden sağlıklı yaşayabilmesi... Çocuğu gibi elinde büyüyen kulübün düzgün, temiz yönetilmesi, hem içeride hem dışarıda saygınlığını koruması. Bunu başaramadıkça eksiklik hissediyor, borçluluk duyuyor. Tek istediği kulübün yarım yamalak bir hikaye yazmaması!

Muharrem Usta'nın Trabzonspor'da yarım kalmış bir amacı var. Bir kez seçime girdi kaybetti, basketbol branşı üzerinden yaşadığı süreç sonunda yeniden seçime girdi bu kez kazandı. 2 yıl 4 ayda pek çok zorluk yaşadı. Ekonomik, sosyal ve Trabzonspor dengeleri içinde pek çok güçlükle uğraştı. Tecrübesizliğinin ve karakteristik özelliklerinin kurbanı oldu. Kendi sözlerinde boğuldu, kendi eylemlerine yenildi. Usta; baktığında kendi dönemini müthiş görüyor. Ve devam etmesi gerektiğini düşünüyor... Neden bugünleri yaşadığını anlamıyor, anlamak istemiyor. Zaten umurunda da değil. O'na göre durum süper ve kesinlikle daha da iyi olacak. Bir tek düşüncesi var buralara getirdiği hikayesini yarım bırakmamak!

Celil Hekimoğlu'nun Trabzonspor'da yarım kalmış bir hayali var. Muharrem Usta'nın aksine bir başka yöntem denedi, üç yıl boyunca üst düzey bir performansla çalıştı. Gerçekçi ve mantıklı oldu, hayal satmadı, elinden geleni yapmayı vaat etti. Seçime girdi, teraziye dokunanlara rağmen kazanan adaydan 13 oy az aldı. Haliyle Trabzonspor'u hayal ediyor, Trabzonspor'la uyuyor, hayatını Trabzonspor üzerinden yaşıyor. Kulübün geldiği noktaya bakıp çare arıyor, çıkış düşünüyor, neler yapabileceğini tartıyor. Bir tek düşüncesi var Trabzonspor'un başarısı, Trabzonspor'un mutluluğu, Trabzonspor'un ait olduğu yerlere gelmesi. O yüzden yarım kalan hikayesini tamamlamak istiyor!

Ahmet Ağaoğlu'nun Trabzonspor'da yarım kalmış bir planı var. Bugün ''vizyon'' diyerek insanların gözünü boyayanların aksine tam 15 yıl önce gerçek anlamda bir vizyon hedeflemiş fakat Trabzonspor'un o günkü şartlarından dolayı adaylıktan çekilme kararı almıştı. Ki bana göre de en doğrusuydu. Bir doğum ölü olacağına, hiç olmaması hem Ağaoğlu'nun hem de Trabzonspor'un menfaatineydi. Şimdi Ağaoğlu Trabzonspor'a en çok yaklaştığı süreçlerden birini yaşıyor. İstiyor, uğraşıyor, eyleme geçmek için bekliyor. Bir tek düşüncesi var, yıllar öncesine ait yarım kalmış hikayesini kendine yakışan şekilde hayata geçirmek!
***
Vesselam;
20 gündür devam eden kongre süreci bize bir kez daha gösterdi ki Trabzonspor'un sadece çok büyük ekonomik sorunları yok... Aynı zamanda dağ gibi ve camia aile duygusunu yitirip bireyler birbirinden uzaklaştıkça şiddetlenmiş bir bütünlük sorunu var. Trabzonspor Başkanlığı için adı geçen isimlerin her birinin hikayesine bakıldığında hep bir eksiklik, hep tamamlanamayan bir kısım, hep bir ''yarım kalmışlık'' hissi gözüküyor.

Ve anlaşılan o ki Trabzonspor'un 8 Nisan'daki seçimlerinde bu duygu belirleyici olacak. Herkes kendi yarımının bütüne ulaşması için uğraşacak!

Peki Trabzonspor, bu kongre sonunda ''tam', ''bütün'',''topyekûn'' olabilecek mi?

Sanmıyorum ama hep birlikte yaşayıp göreceğiz...

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.