Haftalardır yazıyoruz, Trabzonspor futbolun temel gereklerini yerine getirmekten yoksun diye. Bazı okurlarımız da bize tepki gösteriyorlar. Olsun canları sağ olsun. Tepkimiz Gaziantep mağlubiyetiyle sınırlı değil. Bu takımın hocasının da, oyuncusunun da bu kadar teslimiyetçi olmasınadır itirazımız.
Artık kafaları kumdan çıkarmanın zamanı geldi geçiyor. Trabzonspor'un sıradanlaşmasına kimse müsaade gösteremez, göstermemeli. Avrupa'daki başarıyı önümüze koymayın lütfen!Oynamadan kazanmak nereye kadar? Saha içerisinde yaşananlara bu kadar seyirci kalan başka bir kulübe yönetimi olamaz.
Savunma ve orta sahada oyun kurgusu adına hiç bir şey yok. Selamsız Bandosu bile daha organize. İsmi büyük ama oynadığı futbolla kendi geçmişlerini inkar eden oyuncular kadrosu ile bir yere varılamayacağını artık herkes anlamalı. Bosingwa, Bamba, Zokora ve Malouda gibi isimlerin oyuncağı olmamalı bordo mavili forma. Onların keyiflerine kurban edilmemeli bu güzelim camia.
AKÇAY VE EKİBİ YETERSİZ!
Hocasına da,efsane oyuncu yardımcısına da 7-8 gömlek büyük geliyor o görevler. Maç sonunda özür dilemekle, kafaların İtalya'da olduğu ile geçiştirilemez bu zaafiyet halkası. Takım içerisinde dışlanan oyuncuların vebalini ödeyemez bu filozof düşünce. Geçmişi, kariyeri ne olursa olsun hiç bir oyuncu bu takımın hocasını esir alamaz. Oyuncularının esiri olan hocanın da bu takımda yeri olmamalı. Yunanistan'ın oynamadan kazandığı Avrupa şampiyonluğuna atıfta bulunarak bulunan bahaneler artık son bulmalı.
Sorumluluk tamamen Akçay ve ekibinindir. Evet hakemin vermediği penaltılar var. Ancak tek suçlu hakem değil. Hak eden yönetmeli ki, hak eden oynamalı. Avni Aker'deki maçlara bakıyoruz, rakipler seni mahkum ediyor. Deplasmanlar ondan daha da kötü. Hepsinde hoca haklı, diğer etkenler Trabzonspor'un iyi oyununu engelliyor. Yok böyle bir mazeret arkadaşlar.
Trabzonspor Kulübü'nü, yaşlılık turizmi merkezine dönüştürmeyin!