Büyükşehir Trabzon’un gerçek anlamda “büyükşehir” olabilmesi için hepimize düşen görevler var.
Geleceğe daha yaşanabilir, daha huzurlu ve daha güvenli bir şehir bırakmak hepimizin elinde.
Yeter ki samimi olalım yeter ki bunu iliklerimize kadar hissedelim.
Çarpık yapılaşma, alt yapı sorunları, çevre kirliliği ve yeşil alanların yok edilmesi gibi bir çok sorunun üstesinden gelmeye çalışan Trabzon’un her anlamda birlik ve beraberliğe ihtiyacı var.
Trabzon hem stratejik konumu hem de doğal zenginlikleri ile müthiş avantajlara sahip.
Kutu gibi şehirde yaşıyoruz.
Havalimanı, otogarı, üniversitesi, stadı, tiyatro ve sineması, hastaneleri ile her şey avucunuzun içinde.
Peki ama biz avucumuzun içindeki bu değere ne kadar sahip çıkıyoruz?
Ne kadar kollayıp koruyabiliyoruz?
Doğrusu bu soruya olumlu cevap vermek isterdim.
Ama ne yazık ki Trabzon’da bazı şeylerin değeri bilinmiyor, adeta o değerler katlediliyor.
Yeşile, parklara, denize, yaylalarımıza gerekli özeni gösteremiyoruz.
Oysa Trabzon yeşili ve denizi ile başka güzel.
Değerli okurlarım önümüzdeki yıl içinde Akyazı projesinin bitmesiyle birlikte tarihi Avni Aker stadı, Yavuz Selim ve 19 Mayıs Kapalı Spor Salonu yıkılacak.
Yıkım sonrası ortaya çok büyük bir alan çıkacak?
Peki, bu alana ne yapılacak? İki ihtimal var.
Ya buraya TOKİ’nin onayı ile kongre merkezi, otel ve iş merkezleri yapılacak.
Ya da buraya hiç dokunulmadan yeşil alan ilan edilip park olarak hizmet verecek.
İnşallah ikinci ihtimal hayata geçer.
İnşallah buraya tek bir çivi çakılmadan tek bir konut yapılmadan park olarak Trabzon’a yıllarca hizmet verir.
İnsanlar gelsin burada piknik yapsın, çocuklarını oynatsın, uçurtmalar özgürce uçsun.
Aksi durum Trabzon’a ihanet olur.
Trabzon’daki tüm vatandaşlarımıza bu noktada hassas olmalarını rica ediyorum.
Gelin bu tarihi fırsatı kaçırmayalım.
Trabzon’un göbeği sayılacak bir alana yeşil alanı çok görmeyelim.