Kadir Can
Kocaman kanatlı martı
Issız, karanlık, belirsiz bir gece
Ve gecenin saat ikisi...
Önüne bir türlü geçilemeyen zamanda
Atılan onlarca, yüzlerce, binlerce adım.
Atılan her adımın ilahi bir emirle
Gecenin sessiz derinliğinde
Nefeslerle sayılacak ayrılık…
Karanlık gecenin içinde Kıyamete dek bitmeyecek hasret
Ve hüzünlü bir ayaz…
Gecenin dingin derinliğinde günahkar bedenlerce
Hain tuzaklar.
Atılan her adımla gelen bir fazla daha yorgunluk.
Anaya, babaya, gardaşa, bacıya
Ve gönüllerde
Adı kimseye söylenemeyen sevgiliye
Bir tutam tütün kokusuyla duyulan özlem…
Atılan her adımla daha da körleşen bir karanlık
Karanlıkla gelen bilinmezlik.
Hangi kayanın ardında, hangi karanlığın içinde
Günahkar bedenlerce hain tuzaklar…
Gece karanlık ve sessiz
Saat 02
17 Haziran
Hedef Gırgıreşti Tepesi.
Kılıç Tepe ‘yi almadan gidilemez ki.
Ama Kılıç Tepe, daha bir karanlık
Kılıç Tepe, insanın içini alev alev yakan bir soğukluk.
Kılıç Tepe’de, martılar
ve kalleş karaltılar var.
Martılar, bedenlere sığmaz
Akıllar almaz.
Martılar, kalleş karaltılardan büyük
günahkar parmakların sıktığı silahlardan kocaman.
Martı olmayı dağlardan öğrenen bir asker…
Dağlarda, Martı olabilmek için
En önde gitmek gerektiğini
Dağlardan öğrenen bir asker.
Ama Martılar her zaman göremez ki
Kayaların ardını, çalılıkların içini,
Günahkar bedenlerin hain pususunu…
Karanlıktı ve gecenin ikisiydi
17 Haziran’dı.
Babalar günü sonrası…
En babaların anı gelip çatmıştı!
Hedef Gırgırış Tepeydi.
Kılıç Tepe, senin olmadan gidilemezdi ki.
Hedef Gırgırış Tepeydi…
Acımız Kılıç Tepe oldu.
Kılıç Tepe’nin sessizliği
Martımın ruhunu sıkan bir endişe mi?
Dağların sessizliğinde atılan her adım
Ve martının ruhunu sıkan endişeler
Ve son nefeste göremeyen sessiz bakışlar.
Sessiz bakışları
Gören yüzlere, yüreklere
Yansıyan öfkeler…
Martı olmayı dağlarda öğrenenler
Bilir bir tek…
Önde, en önde gitmeyi,
Kahpe kurşunların geleceği yönü,
Kayalardan kayalara uçmayı,
Zamanlara yoksunluğu…
Ah Martım, ah Martılarımız
Acılarınız yüreklerimizi dağlar.
Kılıç Tepede, Martılar
Kocaman bir yürek oldular.
Babalar günü arefesinde
Kor bir ateş yaktılar.
Kor ateşler büyüdü büyüdü
Kocaman bir alev dağı oldular.
Alevden dağlar yürekleri yaktılar
Yüreklerde yangınlar.
Diğer martılar da;
Gecenin sessizliğini bozan
Kahpe tuzakları ,
Şehidime sıkılmaya iman etmiş mermileri gördüler.
Endişelerden gelen öfkelere şahit oldular…
Ve sen de kocaman kanatlı bir Martı olunca
O kocaman yüreklerinizle
Bir nur dağı olup arşa doğru yıkıldınız.
Karanlık ve gecenin ikisi
17 Haziran
Kılıç Tepe acı,
Kılıç Tepe bir Martı!
Kılıç Tepe
Şehit Üsteğmen Erdal KURTOĞLU…
17 Haziran 1994 yılında Şehitlik mertebesine ulaşan Erdal KURTOĞLU kardeşimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz. Ruhu şad olsun…