Yazık.. Çok yazık.. Yeni sezona büyük umutlarla başlayan taraftarlar daha ligin başında takımlarından umudunu kesmiş adeta gelecek sezonu hayal eder oldular.. Diyarbakır yenilgisine bile buy kadar üzülmemiştim Çünkü o maçta oyun genelinde üstün olan taraf Trabzonspordu. Sağlı sollu organize ataklar yapmıştı Toulius maçının ilk yarısındaki oyunda benim umutlarımı kırmamıştı. Ama Touluis maçının ikinci yarısı ile Manısa maçının tamamında oynanan futbol beni karamsarlığa itti. Yenilgiden çok oynanan futbola kahrettim. Ne sağdan ne soldan bir atak geliştiremedik. Maç boyunca rakip kaleye bir şut atamadık. Bir nevi rakibe mahkum oynadık. Hatlar arasında büyük bir kopukluk var. Top rakibe geçince sanki oynasınlar diye onlara bol bol geniş alanlar bıraktık. Top bize geçince de alanları daraltarak rakibe kolaylık sağladık. Futbolcular çok ruhsuz ve gamsızdılar. Böyle bir takım kazansaydı da aynı düşünceleri paylaşacaktım. Sezon başından beri bu takımın golcüye ihtiyacı olduğunu yazdığımızda yönetim fazla yığılma olan sol açık transfer etti. Bu maçta ta gördük ki Gabriç te diğerlerinden çok farklı değil. Öncelikli ihtiyaç golcü iken sol açık transferi bu mevkilerdekileri bile rahatsız etti Sportif Direktör Ünal"ın varlığı bu anlarda ortaya çıkmalıdır. Takıma el koyup bir an önce düzlüğe çıkarmalıdır. Başkan Sadri Şener de öyle stadı terk ederek bu işten kurtulamaz. Başkan kurduğu takıma güveniyorsa maçları sonuna kadar tribünde izleyecektir. Eğer son onbeş dakikada stadı terk ediyorsa demek ki o da takımına güvenmemektedir ki, bu çok tehlikelidir. Taraftar kızar stadı terkeder ama başkan asla terk edemez, etmemelidir. Ederse oradaki sorun daha da büyüyecek demektir. Başkanlar sorunları daha da sorun haline getirmek için değil, çözmek için vardırlar. Faruk Özak ve Özkan Sümer takımları yenildiği zaman aynı otobüse binerek tesislere kadar giderlerdi. Sadri Şener de başkanlıkta hevesi devam ediyorsa bu yolu izlemelidir. İki yenilgiyle bir şey olmaz ama, Başkanın bu tarzı yenilgilerin sayısını artırır. Benden uyarması..
