Recep Ergenç

Recep Ergenç

Trabzon’un potansiyelleri

Şehirler geçmişte hiç olmadığı kadar ülkelerin kültürel ve ekonomik güç kaynakları haline gelmektedir.

Trabzon bu konunun farkında olan değerli beyinlerin öncülüğünde kendine üstünlük sağlayacak alanları belirlemek üzere çalışmalar (çalıştaylar) yaptı, raporladı.

Yaptı da ne oldu?

Geleceği öngörebilme ve değişimi yönetebilmek için iki önemli hususa vurgu yaptı:

Bilgiye erişim kaynaklarını geliştirilmeli.

Girişimci & vizyoner insan kaynakları geliştirilme.

Her şehrin en önemli potansiyeli insanıdır; beşeri sermayesidir.

İnsan sermayesi deyince de Üniversiteler çok önemli bir kaynak durumundadır.

KTÜ’nün ikiye bölünmesi ile kurulan Trabzon Üniversitesi (TÜ) prematüre doğdu.

Neden?

KTÜ’nün bölünme sürecinde tartışılan konulara kulak verilmedi de ondan.

Ne “tematik bir üniversitemiz olsun”,

Ne “butik bir üniversitemiz olsun”,

Ne de “kent üniversitesi olsun” taraftarları seslerini karar ericilere ulaştıramadılar da ondan.

Tartışmalar çalıştay sonuçlarını destekleyecek bir altlığa da oturtulamadı.

Trabzon şehri, TÜ’nün yenilikçi, girişimci, araştırmacı bir vizyon içinde şehri beslemesini beklemektedir.

Tematik Üniversiteyi savundum

Tematik, yani belli bir alanda eğitim yapan üniversiteyi hep savundum.

Savunmaya da devam edeceğim.

Son karar verici makamlar da Trabzon’un potansiyellerini (varlıklarını) 21. YY’ın büyük değişimini içinde nasıl değerlendireceğini asla düşünmediler. Yüzyılın bu büyük ve hızlı değişimine uygun bir üniversite yasası çıkaramadılar.

Yani kervan yine yolda dizilecek.

Diğer taraftan Trabzon’un en büyük marka değeri olan Trabzonspor’dur. Mükemmel tesislere sahibiz, sayısını arttırabiliriz ve bu nedenle tematik üniversite deyince açıkçası Spor Bilimleri Üniversitesini savundum, ne kadar yakışırdı.

Eski adı BESYO (Beden Eğitimi Spor Bilimleri Yüksek Okulu) için gecenin bir yarısında Spor Bilimleri Fakültesi olarak Yasaya işletebildik.

Neden?

Bu şehrin okumuş, yetişmiş beyinleri zaten ciddi bir oranda şehir dışına gitti, gitmeye de devam ediyor. Elimizdeki genç insan kaynağının potansiyeli ne diye bakınca, spora (futbola) yatkın insan kaynağımız olduğu çalıştay raporlarında da kayıt altına alınmıştır.

Potansiyel yetmez, potansiyel geliştirilmelidir, bu da ancak bilimle olur.

Spor bilimleri üniversitesi bu nedenle tematik üniversiteye en yatkın olanıydı.

Üniversite olmadıysa da, Spor Bilimleri Fakültesi büyük kazanım oldu.

Spor Bilimleri Fakültesi artık mega spor tesisleri ile bütünleşmelidir; en başta da okulun yanı başındaki atletizm tesisi. Uluslar arası sportif organizasyonlardan kalan “mega” tesislerimizin ve okullarımızın spor imkanlarının, sporcularımızın ve hocalarımızın bilim temelli daha çok gelişime ihtiyacı var.

TÜ mevcut haliyle fiziki alt yapı ve kuruluş çalışmaları sürecindeki birtakım sancıları vardır elbette. Bu nedenle adı TÜ, Trabzonluların yüreğinde hak ettiği yere ulaşması için fırsatlar vardır.

Prematüre doğmuş Trabzon Üniversitesi bu günlerde kuruluş çalışmaları ile gelecek tasavvurunu kendi başına değil, Trabzon ile geniş katlımla gerçekleştireceği bir çalıştay ile ele almalı, bu köprüsünü sağlam kurmalıdır.

Kamu ve yerel yöneticiler, prematüre doğmuş Üniversiteyi daha fazla küvezde kalmasına razı olmamalıdır.

Rektörlük için ya da Konservatuar için TRT Radyo binası,

TÜ kampüsü olarak da Sarı Kışla arazisinin tahsisini siyaset sağlamalıdır.

Kağıt üzerinde adı var kendi olmayan Uygulamalı bilimler Yüksek Okulunda açılacak olan diğer bölümler için de bu yapılmalıdır.

TÜ, Trabzon’un potansiyellerinin 21. yy’da okullaşması için gereklidir.

Bunu görmemek yerinde saymakla eş değerdir.

Sonra yazık olur.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.