Trabzonspor'da geçtiğimiz hafta beklenmedik bir buluşma yaşandı. Trabzon'da bulunan eski başkanlar, asbaşkanlar ve TFF temsilcileri Muharrem Usta'nın öncülüğünde tesislerde bir araya geldiler.
Kendisine davet gönderilen isimlerden bir tek Faruk Özak, ''Bu toplantıların artık faydası yok!'' mesajı vererek katılmamayı tercih etti. Diğer isimler ise yaklaşık üç saat boyunca kâh anlattılar, kâh dinlediler.
Ana gündemi ''ekonomi'' olan toplantıda, en büyük eleştiri maddesi olarak Kucka, Burak Yılmaz ve Sosa'nın Trabzonspor'a olan maliyetleri öne çıktı. 200 Milyon TL'yi bulan bonservis, menajerlik ve maaş bedelleri Trabzonspor'daki buhranın yegane sebebi olarak görülürken, Muharrem Usta ''Üç futbolcu için de pişman değilim'' savunması yaptı ve ekledi;
''Eğer öyle diyorsanız Burak'a Çin'den 10 Milyon Euro'luk bir teklif var. Sosa'ya da teklif var. Sezon sonu ikisini de satarım!''
Şimdi Trabzonspor'un önünde beş soru var;
1- 2018 yılında henüz personeline maaş yatıramayan, futbolcusuna düzenli ödeme yapamayan ve mevcut hacizlere yenilerini ekleyen Trabzonspor'da bu planlamanın başındaki isim Muharrem Usta Burak ve Sosa'yı satabilecek yetkinlikte midir?
2- Yönetim Kurulu'nun yarıdan fazlasını kaybetmiş, yedek yöneticilere sarılmış, siyaseten güvendiği isimleri kaybetmiş ve camiadaki desteği dibe vurmuş Muharrem Usta bu satış kararını verebilecek etkinlikte midir?
3 - Burak Yılmaz ve Sosa satılmalı mı?
4 - İki futbolcu da bu satışa ''evet'' diyecek mi?
5- Eğer ki satılırsa stoper, orta saha ve forveti olmayan Trabzonspor'un gelecek sezon planlaması nasıl şekillenecek?
MUSTAFA AKÇAY ÇARE Mİ?
Muharrem Usta ve beraberindekiler Rıza Çalımbay tercihinden pişman... Hata ettiklerini görüyorlar fakat asıl mesele bu tercihin bir hata olduğunu önceden görebilmekte!
Mesela Trabzonspor'u yaşayan, bilen, takip eden bir Başkan ve yönetim olsaydı Hami Mandıralı'yı takımın başına getirir miydi? Ya da Ersun Yanal'ı tanıyan, bilen, yaşayan, anlayan bir Başkan ve yönetim olsaydı O'nu tekrar haciz kamyonu yollattığı kulüpten içeri alır mıydı?
Trabzonspor'da pişmanlıkların da kendi içinde yarattığı pişmanlıklar var!
Aynı zamanda hem Sadi Tekelioğlu'ndan hem de Hami Mandıralı'dan pişman olabiliyorsunuz. Hem Ersun Yanal'ı getirdiğiniz için hem de gönderdiğiniz için pişman olabiliyorsunuz. Hem Rıza Çalımbay'ın gelişinden hem de kalışından pişman olabiliyorsunuz.
E haliyle yarın Mustafa Akçay'dan da pişman olacaksınız...
Zira; Trabzonspor'un bir teknik direktör sorunu var ama öncelikli sorunu bu süreçleri planlayanların pişmanlığın kaynağı haline gelmesidir!
ŞENOL GÜNEŞ'E OMUZ ATMAK!
Fenerbahçe, şampiyonluk yarışında ilk hedef olarak Şenol Güneş'i seçmiş duruma. Aykut Kocaman haftalar öncesinden bir ''sinir harbi'' başlattı ve hâlâ sürdürüyor. Fenerbahçe'nin ve Kocaman'ın medyadaki uzantıları da Şenol Güneş'i televizyonlarda, gazetelerde ince ince bıçaklıyor!
Galatasaray, şampiyonluk yarışında ilk hedef olarak Şenol Güneş'i seçmiş duruma. Güneş'e göre pozisyon alıyor, zayıflamasından, kavgalarından ve dengesini kaybetmesinden medet umuyorlar. Hıncal Uluç ile başlayan süreç, sessiz ve derinden devam ediyor. Türkiye'nin 15 yıldır Şenol Güneş'in Milli Takım'da başardığı seviyeye gelememesinin sorumluları hesabı ligde, içerde görmek istiyor.
TFF'nin hedefinde Şenol Güneş var... Şenol Güneş'in üçüncü kez üst üste şampiyon olması Demirören'in en büyük korkusu. Beşiktaş şampiyon olursa Güneş'in kariyeri devam edecek, Lucescu'ya haybeye maaş veren Demirören'in ise başkanlığı sonlanacak. Şampiyon olamazsa belki Güneş'in Beşiktaş'taki kariyeri bitecek ve O'nu Milli Takım için ikna etmek daha kolay olacak. Bu sayede Demirören bir süre daha başkanlık koltuğunda kalacak.
Fikret Orman ile Şenol Güneş arasında yaşanan ''güçler ayrılığı'' polemiği, ''güçlülerin ayrılığı'' seviyesinde ilerliyor. Ham maddeyi getiren ile, işleyip üretime sunan arasında derin bir yarış var. Orman, Güneş'e sahip çıkmakta güçlük çekiyor. Hedef almasa bile hedef olmasına sessiz kalıyor.
Tüm bunlar yaşanırken Trabzonlular, Trabzonsporlular ne yapıyor?
Memleketlisine, efsanesine, yetiştirdiği en büyük spor adamına bu ortamda omuz verip güçlendirmek yerine mahallesinde omuz atıp gücendiriyor!
Aynı sokaklarda yürüyen, aynı çaydan içen, aynı yağmurda ıslanan, aynı peynirliden yiyen, aynı yaylanın havasında huzur bulan insanların birbirinden bu denli ayrışarak düşmanlaşması bana göre sosyolojik bir sorundur.
Ve Şenol Güneş'e evinde ''Trabzon'u sattın!'' demek; pişmanlığı öngörmekten aciz, hatta ayıbı görmemeyi tercih edebilecek kadar pervasızlık içinde olanların Trabzon namına yarattığı bir kusurdur.
Şenol Güneş'in Lig'de, Şampiyonlar Ligi'nde, Beşiktaş'ta, İstanbul'da, Münih'te başarılı olması Trabzon'dan almaz, verir... Kaybettirmez, kazandırır... Utandırmaz, gururlandırır!
- Anasayfa
- Yazar Yazıları
- Usta'nın planı: Burak ve Sosa'yı satmak!
Levent Tan
Usta'nın planı: Burak ve Sosa'yı satmak!
Yayınlanma:
Güncelleme:
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.