2010 - 2011'den sonra sosyal medyada, özellikle Twitter'da bir adam ortaya çıktı. ''Vay efendim, şike yapan şöyledir'', ''Aman efendim şike ahlaksızlıktır'', ''Trabzonspor'un hakkını yiyen şöyledir'', ''2010 - 2011 Şampiyonu Trabzonspor'dur'' diye tweetler atıyordu!
Gece, gündüz, sabah, akşam... Hatta gece yarısı tam 00.00'da böyle mesajlar paylaşıyor, e haliyle gündem şike olduğundan dolayı Trabzonspor taraftarınca reaksiyon görüyordu.
Velhasıl, popüler oldu... Yerel medyada köşe kaptı. Kendi çapında yazdı, çizdi!
Sonrasında günler, aylar, yıllar geçti...
Kulübün başına Muharrem Usta geldi.
Trabzonspor'u canından çok, Trabzonspor'un haklarını canı pahasına savunduğunu iddia eden bu şahıs, 3 Temmuz'dan sonraki eylemleri herkesin malumu olan TFF başkanı Yıldırım Demirören'in Milliyet Gazetesi'ne transfer oldu.
Bunu aklına nasıl izah etti, vicdanına nasıl anlattı bilmiyoruz ama epey bir süredir Milliyet'te yazıyor!
Önceki gün TV izlerken fark ettim... Şimdilerde kenarından, köşesinden Bein Sports'a giriş yapmış.
Ayıptır!
Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'ne üye 300'e yakın gazeteci var. Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin üye sayısı 60'a yaklaşıyor. Bir o kadar insan da emek veriyor, yorum ve görüşleriyle basın camiasına katkı sağlıyor.
Yıllardır Trabzonspor'u takip eden arkadaşlarımız var... Meslekte hedefleri ve amaçları olan gazeteci kardeşlerimiz, medyayla haşır neşir yüzlerce spor insanımız var. Trabzonspor'da çalışmış, futbol oynamış Trabzonspor'un kurumsal kimliğini sindirmiş ağabeylerimiz var... Kulübü yönetmiş, işleyişe hakim ve doğru yoruma en yakın görüşü aktarabilecek yöneticiler var... Benim yaşım kadar Trabzonspor'u gözlemlemiş, bizzat yaşanan her olayın içinde yer almış büyüklerimiz var...
Aksal Yavuz sporun, Trabzonspor'un neresinde var?
Tarihin en köklü şehrinde, yazılı - görsel ve dijital medyanın en güçlü olduğu ilde yüzlerce insan emek harcıyor ama boşuna... Herkes yetersiz, herkes bilgisiz, herkes donanımsız, herkes akılsız... Bir Aksal akıllı!
Trabzon ve Trabzonspor için büyük bir gurursuzluk içeren bu hakareti kabul etmiyorum. Buradan TGC ve TSYD başta olmak üzere kurum, kuruluş, kişi ayırmadan tüm medya kuruluşlarına çağrıda bulunuyorum.
Bir gün olur, üç gün olur, beş gün olur... Trabzonspor haberlerini karartalım!
''*** Bu haber protestoludur***'' diyerek işleyişe karşı çıkalım.
Trabzonspor'u anlatmak; Trabzonspor'u bizzat içinde takip eden, bilen, gören, izleyen, dinleyen, anlayanların görevidir... Kirini, tozunu, nazını çekenlerin hakkıdır!
Öyle iki tweetle, üç mesajla mesleğimizi ayaklar altına aldırmayalım.
