Küstüm otu, dokunulduğunda yapraklarını kapatıp sarkıtarak ölü taklidi yapmayı öğrendi. Taş otu kendini taşa benzeterek görünürlüğünü azaltmayı başardı. Yürüyen palmiye, etrafını rakipleri sarınca güneş ışığına doğru yürüyor. Yok olmak istemeyen bazı bitkiler, otçul hayvanların ulaşamayacağı mekânlara taşındı. Somon balıklarının ağlardan kaçabilmek için gittikçe küçüldükleri tespit edildi… Derisini değiştirmeyen yılan ölüyor, malûm.

Kafaların içi pek fazla değişmese de insan, dışını değiştirmek için çok çabalıyor. Artık erkekler de kazayakları için düzenli botoks yaptırıyor. İki kaş arasındaki dikey çizgiyi sildiren, meme küçülttüren, karın gerdiren adamlar değişimin hakkını veriyor. Değişimi dışta arayanlardan bir kadın şarkıcı, dudaklarını küçülttürdükten sonra, “Ne olur bana dua edin. Lütfen hiçbir yerinize hiçbir şey yaptırmayın. Dudağınız kötüyse bile kalsın. Bakın dudağımla pipet bile tutamıyorum" diyerek ağladı. Değişim ince hesap mı istiyor, ne?

“Değişim şart!” diyen pek çok insan, kendilerini değil ama eşlerini değiştirmeyi yeğledi. Ünlü bir reklamcı, kötü hastalığa yakalanan eşini boşayıp “hastalıksız” bir kadınla evlendi. Antalya Kemer’de Muzaffer ağabey, biraz huzur bulabilmek için evini terk edip bir pasajda yaşamaya başladı. Kendisine boşanma davası açan karısı da değişimden yana. Fakat adamın hasta olduğunu öğrenince boşanmaktan vazgeçmiş. Kadının, “Nasıl olsa ölecek, bari maaşını alayım…” diye düşündüğüne sinirlenen Muzaffer ağabey, gidip kendisi için “öldü” diye sala okuttu.

Büyük deprem gecesinde ilginç bir olay yaşandı: Anlaşamayan karı koca, boşanma davası açmıştı. İnsanlar değişmiyorsa durumlar değişmeliydi. Deprem gecesi adam, karısını ve kızını evden atmış; iyi mi? Mevsimlerden kış, vakit gece yarısı, sığınacak bir kapı yok. Ana kız, çaresiz gidip parkta oturmuşlar. 2 saat sonra deprem olmuş. Adam sizlere ömür. Kadın anlatırken ağlıyor.

Değişim içeride olmalı. Sağlıklı ve esaslı değişim. Ama onu yapmak zor. Ben sana kılığını, arabanı, mekânını, eşini, arkadaşını değiştiremezsin demedim. Mesele, kafanın içindeki verilerde ve işletim sisteminde. “Eğitilmiş insan, nasıl öğreneceğini ve nasıl değişeceğini öğrenmiş insandır.” demiş Psikolog Rogers. Mükemmel eğitim sistemimiz böyle küçük konuların üstesinden geliyor. Bizler de “koşullar ve çıkarlarımız değiştiğinde” pek âlâ fikirlerimizi değiştiriyoruz. Ne demişti meşhur fıkradaki dalkavuk:

“Efendim, ben patlıcanın değil, sizin dalkavuğunuzum…”