İbrahim Değil

İbrahim Değil

Doğrular, yalanlar

Çok gezenin çok bildiği zamanlarda Evliya Çelebi 50 yıla yakın diyar diyar gezdi. Okuyarak gezenler daha çok bildiği için gezerken okumayı da ihmal etmedi. Gezmeyip değerli Seyahatnamesi'ni okuyanlar ise zaman zaman hayrete düştü. Bizi de şaşırtıp güldürdüğünden ötürü, "Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?" diye soranlara "Âlem adamdı." dediğimiz olmuştur.

Ilıbat Suyu'nun sabahtan öğleye dek yukarı, öğleden sonra aşağı aktığını söyleyen odur. Kadı sicillerine bakıp Süphan Dağı'nda 40'ız doğum gördüğünü söyleyen odur. Kalmuk insanlarını 300 yaşına dek yaşatan da o...

Gezginimiz, bir Balkan köyünde bir Bulgar keferesine konuk olur. Hanedeki yaşlı karı efsun yapar; kendisi tavuğa, yanındaki çocuklar civcive dönüşür. Evliya'nın da burnundan kanlar boşanır. Hadiseyi tanıklarıyla anlatıyor gezginimiz.

Mehemmed Paşa ile Azak Kalesi'nden Dersaadet'e dönerlerken Koban Nehri henüz donmamıştır. Bir Tatar gelir; at, kürk ve para karşılığında sihir eyleyip suyu dondurur da arabalarını buzun üzerinde sürüp karşıya geçerler. Koca adam, Enderunlarda okumuş, bizlere yanlış bilgi verecek değil.

Turhal'da bir kızcağız fil doğurduğunda subaşının buyruğuyla hayvancağız öldürüldü, kız ile anası hapse atıldı. Köylü bu durumdan şikâyetçi olduğunda Murtaza Paşa bu konuyu Evliya Çelebi'ye ısmarladı.

"Ben kimin hakkından geleyim, benim sultanım? Rabbilâlemin yaratma hikmetini göstermek için böyle etmiş. Lakin bu sırrı açıklarsanız bütün dünyada 'Osmanoğlu vilayetinde avratlar fil doğururmuş' diye dillerde destan olur. Siz bu meseleyi görmezden gelin, dedim...”

Evliya'mız olanı biteni aktardıktan sonra gözümüzün içine baka baka der ki: "Tanrı’nın sırrıdır, bu hâl böyle olup gözümüzle görmüşüzdür…"

Hakir, bu yaşıma dek Çelebi'nin anılarına hakikat adına fazla iltifat eylemedim. Şimdi 4 asır sonra yaşadıklarımıza ve bize “doğru” adına okunan mavallara bakınca ol hikâyeler pek masum ve makul gelmeye başladı bana…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
  • Erol Kara / 08 Mart 2025 18:08

    Yine harika bir yazı, kalemine, yüreğine, emeğine sağlık Ustam.

    Yanıtla (2) (0)
  • Metin Günaydın / 08 Mart 2025 13:02

    Trabzon için bu şehre küçük İstanbul dense yeridir demiş inşallah onu abartmamistir

    Yanıtla (1) (0)
  • Muzo / 08 Mart 2025 12:55

    Anlayana….

    Yanıtla (2) (0)
  • Hüseyin Şeref / 08 Mart 2025 11:09

    Çelebi'nin Seyahatname'sinde de anlattıkşarona yalan diyemeyiz ama çok abarttığı için emeği heba olmuş, gereken ilgiyi ve iltifatı alamamıştır..

    Yanıtla (3) (0)
  • Ali İhsan DİNÇ / 08 Mart 2025 10:47

    Rahmetli babamdan kalan kitaplar arasında seyahatname de var. Tam sekiz cilt.
    Hiç okuma gereği duymadım. Herhalde, o kadar zaman geçtikten sonra, görüp yazdıklarından eser kalmamıştır diyedir.
    Bu arada, son cümlenin altına imzamı atarım.

    Yanıtla (5) (0)
İbrahim Değil Arşivi

“Kremlin Sarayı’nı maviye boyat”

05 Nisan 2025 Cumartesi 11:37

Yanılgılar

22 Mart 2025 Cumartesi 13:57

Sayın Beyefendi Hazretleri

15 Mart 2025 Cumartesi 10:04

Hakkımızı Nasrettin Hoca arasın

01 Mart 2025 Cumartesi 12:54

Eskiden adalet mi vardı?

22 Şubat 2025 Cumartesi 09:49

Yatacak yerleri yok

08 Şubat 2025 Cumartesi 09:13

Antika yaşantılar dükkânı

01 Şubat 2025 Cumartesi 10:40

Mülakat dünyanın her yerinde yapılır

18 Ocak 2025 Cumartesi 14:22