İbrahim Değil
Bekârlık vergisi, evlilik vergisi…
Yolsuzluk fenadır. Büyüklerimiz yol yapalım diye ilkin 1866’da 18 - 60 yaş arasındaki erkeklerden, deve, katır, at ve eşeklerden yol vergisi almak için yasa koymuşlar. Parası olmayan, yol yapımında çalışmak suretiyle vergisini ödeyecek. Bir yere gitmiyorum, ahan da burada duruyorum demekle kurtaramıyorsun. Memur, müderris, din adamı veya tarikat mensubuysan salına salına yürü; muafsın.
Yol vergisinin yolu Cumhuriyet’e kadar ulaşmış. Nüfusu çoğaltmak için, en az 6 çocuk yapanları muaf tutmuşlar bu vergiden. Sonra sayıyı 5’e düşürmüşler. Beşinci kez baba olanlar, vakit geçirmeden koşup son numaranın nüfusa kaydını yaptırmışlar. Zamanla çocuklardan ölen olursa da kaydını sildirmekten kaçındıklarını belirtiyor, Prof. Dr. Nuray Özdemir.
İnsanların canı çok yanmış bu vergiden. “Kardeşim, eşitlik diye çığırıp duruyorlar, kadınlardan niye almıyorsunuz?..” diye sızlanıp duranlar olmuş. “Çok geziyorlar, sivri topuklu pabuçlarıyla yolları daha fazla tahrip ediyorlar…” diye makul gerekçe sunarken, araya “askerlik de yapsınlar”ı sıkıştıranlar olmuş. Fakat muratları bir türlü gerçek olmamış.
Halka, “Biz sizi yol vergisi zulmünden kurtaracağız.” diyerek iktidara gelen Demokrat Parti, hemen değil ama 1952’de bu vergiyi kaldırırken akaryakıta koyduğu vergilerle yeni şikâyetlere yol açmış…
1957 yılında ülkemizde ilk kez motorlu taşıtlar vergisi icat edildi. Bu icat çok beğenilmiş olacak ki yıllar içinde geliştirildi ve geçen yıl arabası olan herkesten iki defa tahsil edildi. Gönül ister ki biz bu vergiyi her ay ödeyelim…
Vergiler türlü kılıklarda her zaman var olacaktır. Osmanlı’da bekârlık vergisi, evlilik vergisi, gerdek vergisi bile varmış. Şimdi de içtiğimiz sudan, izlemediğimiz televizyona kadar her şeye vergi ödüyoruz. Bilgisayar alırken TRT için %4 ödüyorsun mesela. Aldığın telefonda %12 TRT bandrol ücreti var. Bu verginin vergisinin bile vergisini ödemen gerekiyor ki sadece TRT’den kaynaklı maliyet %21,6’ya ulaşıyor. Yok, ben TRT seyretmiyorum, televizyonu da açmıyorum zaten, gibi itirazlar anlamsız. Otur, seyret.
Maksat odur ki vergiler adil toplanıp doğru sarf edilsin. Bu konuda günümüzden olumsuz örnek bulmak pek mümkün olmadığı için biz yine eski zamana gidelim:
Yıl 1909, Süleyman Nazif Basra valisi. İnsanlar yoksul, aç. Belediye Başkanı mezarlığın etrafını duvarla çevirmek istiyor, tam bir ölü yatırım. Vali Bey projeyi onaylamıyor. “İsraf…” diyor. “Çünkü dışarıdakiler mezarlığa girmeye can atmazlar. Mezarlıktakiler de zaten dışarı çıkamazlar...”