İbrahim Değil

İbrahim Değil

Okulda şiddet

Duvardaki diplomayı görünce sordum, “Evet ama hiç öğretmenlik yapmadım.” dedi. Kamyon şoförlüğü yapmış, uzun zamandan beri de küçük bir lokanta işletiyor. “Öğretmenlik kutsal bir meslek.” dedi. Özveriyle ve layıkıyla yapılan her iş kutsaldır, dedim. “Ben biraz sinirliyim, hiç bana göre değil.” dedi. Zor bir meslek. Çoğumuza göre değil…

Öğretmenliğin, öğrencilik ve eğitimin niteliği çok değişti. Değişmesi de gerekir ama aksi yönde. “Okulda kavga - şiddet” konulu haberler sıradanlaştı. Uzaklaştırma cezası alan bir kız öğrenci, eline tabanca alıp okulu bastı bu hafta. Geçen yıl bir başka öğrenci pompalı tüfekle dalmıştı okula.

Erzurum’da bir okulda öğretmenler birbirlerine bıçakla saldırmış. Mersin’de şube müdürü okula gidip, karısıyla tartışma cüreti gösteren öğretmeni yumruklamış. Adana’da okulun önünde kendisini uyaran öğretmeni yumruklayan taksici, “Ben ona vurmadım. Kendisine zarar verip darp raporu almış olabilir.” dedi…

Okullar 20 milyon insanın yaşam alanı. Dışarıdaki renkli yaşantıların bu alanlara yansımaması olanaksız. Ama “eğitim” kavramı “şiddet”le pek uyuşmuyor. Öğretmenin yüzüne taşla vuran kantinciye de bunu hatırlatmak gerek.

Fare sınıfa yanlışlıkla girmiş. Çocuklar kaçışırken düşüp yaralanmasınlar diye öğretmen onları tutup mukayyet olmuş. Akşamüstü bir anne, veli grubuna şöyle yazıyor: “Öğretmen bugün Arda’yı itti…” Öteki veliler de çok duyarlı: “Geçmiş olsun annesi. Arda iyi mi? Öğretmen böyle bir şeyi nasıl yapar? Gidip konuşmak lazım…” filan. Ertesi gün Arda’nın babası okula gidiyor, öğretmene yumruğu geçiriyor…

Benzeri dayak olaylarından sonra yazılmış ciddi yorumlar okudum: Valla billa iyi olmuş… Bazı öğretmenler velileri böyle delirtiyorlar. Benim çocuğuma da aynısını yaptılar, hak eden öğretmene böyle yapmak lazım…”

Şiddet gören öğrenciler de çok. Islık çaldı diye öğretmenden dayak yiyen bile var. Akranlarına şiddet uygulayan öğrencilerin de haddi hesabı yok. “Kız meselesi yüzünden kavga ettim. Çocuğun yüzünü ve ensesini morarttım. 5 - 6 arkadaşını çağırmış. Yarın okula gideyim mi, ne yapayım?” diye sormuş bir çocuk. “Dayak yiyeceğini bilsen de git, tırsak görünme.” diye akıl veren var…

Veli, okul, öğretmen, öğrenci sorunu değildir bu. İliklerine şiddet işlemiş bir toplumun günden güne büyüyen müzmin sorunudur. Şiddeti gereğince cezalandırmayan, her büyük vukuatı demeçlerle geçiştiren bir ülkenin sorunu…

NOT: Bu yazıyı yazdıktan hemen sonra önüme o çok üzücü haber düştü. Eğitimci İbrahim Oktugan, bir eski öğrenci tarafından katledilmiş. Meslektaşımıza rahmet, ailesine sabır ve baş sağlığı diliyorum. Şiddete karşı toplu bir seferberlik başlatmadan, bunu katı ceza yasalarıyla desteklemeden bu tür olayları önlemede başarı sağlamak mümkün olmayacaktır.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum