Kangren olmuş bir “öğretmen istihdam” sorunumuz var. Ama yetkililerin bu soruna çözüm bulma çabası yok. “Millî Eğitim Akademisi” projesi bu derde bir deva arayışı değil. Sayın Bakan’ın geçen haftaki açıklamasına göre atama bekleyen 500 bin öğretmenimiz var. Ne yazık ki onlar beklemeye devam edecekler.
Bu “memleket meselesi”ne dair görüşlerimi birkaç maddeyle sıralamak istiyorum:
1. Eğitim fakültelerinden mezun olan gençlerimiz “öğretmen adayı” değil, öğretmendir. Diplomalarında “öğretmen” yazmaktadır. Başka diplomalarda ziraat mühendisi, gıda mühendisi, biyolog, kimyager… yazdığı gibi.
2. Diğer fakültelerdeki eğitimin kalitesi gündeme gelmezken eğitim fakültelerinde sorun olduğu düşünülüyorsa MEB bu sorunu çözmek için çalışmalıdır. Hiçbir fakülte dört dörtlük yetişmiş insan mezun etmez. Eksikler çalışma hayatı içinde giderilir. Öğretmenlere, “Mezun oldunuz ama bunu saymıyoruz. Akademiye gelin, sizi tekrar eğitelim.” demek trajikomik bir durumdur.
3. Ataması yapılmayan öğretmenler “KPSS’de başarısız olmuş” değildir. Çünkü KPSS’de başarı ölçütü “puan barajı” değildir, son derece yetersiz olan atama kontenjanlarıdır. Ataması yapılmamış öğretmenlerimizin tamamı tüm soruları doğru yanıtlasa dahi yine atanamayacaktır. Hâl böyleyken gençlerimiz birbirini geçmek için olağanüstü bir çabayla sınava hazırlanmaktadır.
4. “Öğretmen” olarak yetiştirilmiş yüz binlerce gencimiz atama beklerken her yıl eğitim fakültelerine on binlerce öğrenci almanın izahı yoktur. Mevcut yığılmanın hızla azaltılması için bir plan yapılıp kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Öğretmenlerin atanamayışı onların yetersizliğinden değil, kontenjanların yetersizliğindendir.
5. Sayın Bakan dün, yılda en fazla 8 bin öğretmen atayabileceklerini söyledi. Eğitim fakültelerine her yıl 50 bine yakın öğrenci alınmakta, diğer fakülte mezunlarına da pedagojik formasyon sertifikası verilmektedir. İhtiyaç yokken öğretmen yetiştirmek, hem kaynakların israfı hem de gençlerin gelecek hayalleriyle oynamak değil midir?
6. Önümüzdeki yıllarda hangi alandan ne kadar öğretmene ihtiyaç olacağını hesaplamak zor değildir. Bu çalışmalar acilen yapılmalı; üniversite ve atama kontenjanları, mevcut mezunlar, yani yetiştirdiğimiz pırıl pırıl öğretmenler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
7. “Mülakat” kavramı sözlük tanımının ve işlevinin dışına taşmıştır. Genel seçimden önce kamuoyuna verilen “mülakat kaldırılacaktır” sözünün gereği ivedilikle yerine getirilmelidir.
8. Elbette üniversite mezunu herkesi kamuda istihdam etmek söz konusu olamaz. Ama devlet her yurttaşı için istihdam yaratmakla mükelleftir. Öğretmenler için yaratılacak istihdam ise ancak eğitim alanında olabilir.
Herkesi üniversitesi mezunu yapmaya çalışmakta yanlış istihdam edilecek sayının üstünde öğrenciyi öğretmen yapmakta yanlış bence meslek liselerinin kalitesi nasıl yükseltilir kafayı buna yormak lazım
Yanıtla (1) (0)İsviçre’nin kişi başı Milli gelirini yaşam şartlarını örnek veriyorsunuz.Türkiye ne zaman İsviçre gibi Norveç gibiydide şimdi Lübnan oldu!!!İSVİÇREDE DE MÜLAKAT SİSTEMİ VAAAAAARRRRR.Öyle her önine geleni ile almazlar öyle.Kaldıkı öğretmenleri hiç almazlar…!!!!!
Yanıtla (0) (0)İsviçre’de de mülakat olabilir ama inanın mesleğe yönelik yapılıyordur. Kim yandaş kim candaş kim muhalif sorgulanmadan yapılıyordur mülakat. Yani adam gibi yapılıyordur mülakat. Planlı programlı. Ayrıca Türkiye hiç bir zaman bir İsviçre olamadı belki ama Romanya ve Bulgaristan bile bizi geçti. Türk vatandaşı artık vize alamıyor Avrupa ülkelerinden . Eskiden bir hafta içinde vize alınabiliyordu. Bütün konular bir birine bağlı . Evet aynen Lübnan seviyesine indik ama bunun sorumlusu yurttaş değil
Yanıtla (0) (0)Can Uzun Bey.benim vurgu yaptığım insanların hep üniversite okumak istemesi.Siz olayı kişi başı gelire getirdiniz.Kişi başı gelirde 95 bin Frank değil.çok kere gençlere ailelerine sorduğumda ne okuyorsun? Aldığım çok cevaplardan biri sınıf öğretmenliği oldu.Madem gerek yok öğretmene neden gençler öğretöen olmak ister.Söyleyeyimmi Milli eğitime kapağı atmaaaaaakkkk.
Yanıtla (0) (0)Yalçın Bey, öğretmenleri devlet yetiştiriyor. İstihdam yaratması gereken de devlet. Ne kadar ihtiyaç olduğunu bilmesi gereken de... Mesele bir yere kapağı atmak falan değil, uzmanı olduğu alanda çalışmak. İhtiyaç yok diyen yetkililere, madem ihtiyaç yok, her sene neden eğitim fakültelerine bu kadar öğrenci alıyorsunuz? Yarattığınız bu sorunu çözün, demeyecek miyiz? Nerede çalışacak bu öğretmenler?..
Yanıtla (1) (0)Değerli Yazar.hiç sorguladınızmı neden bu kadar genç Sınıf öğretmenliği okurda mezun olur.Ben İsviçrede yaşıyorum.Öğretmen olana Devlet Kadro verecek diye bir şey yok burda.öğretmen olursun işi kendin bulursun.Ama burda her Kantonun Eğitimi o Kantona ait.Yani Milli Eğitim Çifliği diye bir Kurum yok.Ol Öğretmen yeterlimisin yetersizmisin belli değil.Nesil senin eline kalmış.Umarım Anlatabildim…
Yanıtla (0) (1)Yalçın Bey, siz İsviçreden bahsedince küçük bir araştırma yaptım. Hayat standarlarının yüksek olduğunu biliyorum ancak yine de yazdıklarımı somut rakamlara dayandırmak istedim. İsviçre genelinde işsizlik oranı 2.3 civarı ki 8mio.küsür nüfusu olan Ülkede 150-200 bin insana tekabül ediyor. Biz de artık işsizlik oranları gerçeği bile yansıtmıyor hadi inanalım %12 diyelim. Aradaki farka bakar mısınız? İsviçre’de kişi başı gelir 95bin $ . Biz de ise 10bin dolar küsür. İsviçre de bizi kıskanmasın????
Yanıtla (2) (0)Ülke genelinde mülakat için büyük bir protesto yapılmalı. REİS söz verdi mülakat için. ME Bakanı kendi kafasına göre mülakatı nerden uydurdu. Mutlaka bu yanlıştan dönülmeli. İnsan heyecandan adını unutur mülakatta. Yok soru sorulacak cevap verilecek cevaplar imzalanacak. Ayıp denen bişey var. Tüm adaylar el birliğiyle ülke genelinde ses getirecek bu protestoyu yapmalı
Yanıtla (2) (0)