İbrahim Değil
Geri zekâlı gibi görünmek ayrılık sebebi
Yeni Zelanda hükûmeti, ilişkileri biten gençlere manevi destek sağlamak üzere bu yıl yeni bir proje başlatmış. "Daha İyi Sev" adlı program için 4 milyon dolar ayırmışlar. Çünkü ayrılık zor.
Ayrılığı ölümle bir tutanlar var, konu ciddi. Hacettepe Üniversitesi, işbu olguları mercek altına almış. 600 kişiyi didikleyince görmüşler ki ölümün yanında ayrılığın esamisi okunmuyor. “Ayrılık kadar fenası yoktur.” diyenlerin hiçbiri henüz ölüm acısı yaşamamış olanlar. Yine de yabana atılır gibi değil ayrılık.
Bir gazeteci dedikodusuna göre, Irina Shayk ile sevgilisi Ronaldo’nun yolları, aralarında imzaladıkları 5 yıllık sözleşmenin bitmesiyle ayrılmış. Bu ayrılığın en üzünçlü yanı ise, Irina Hanım’ın bir gecede 11 milyon takipçi kaybetmesi olmuş. Bu sayı benim takipçi sayımdan yaklaşık 11 milyon fazla.
Peki, sevenler niye ayrılıyor? Elin oğlu bunu da araştırmış. (Herkes bizim gibi sabah akşam uzay araştırmaları yapmıyor). Sevgiyi tiksintiye dönüştüren kişilik virüslerinin başında “yılışık, ağzı bozuk, pis veya ilgisiz olmak, geri zekâlı görüntüsü vermek, kendini fasulye gibi nimetten saymak ve özgüven eksikliği” geliyor. (“Fikir uyuşmazlığı” diye bir madde daha var ama insanın bu zamanda herhangi bir fikre sahip olması takdire şayan durumdur.)
Ayrılıklar türlü türlü. İşinden ayrılmak var, örneğin. Sen aldığın parayla geçinemediğin içindir veya iş yeri öyle uygun bulduğu için… Tevfik Bey’in haberini görmüşsünüzdür. Tiki varmış, engelli kadrosunda çalışıyormuş. Haksız yere işten çıkarıldığı için 4 yıldır Ayazağa’da, metro girişinde tek başına eylem yapıyor ve sonuç alacağına inanıyor…
Okuduğun okuldan ayrılmak vardır, örneğin. Okul, dersler, disiplin seni sıkmıştır. Daha on beş yaşındasındır. Ayrılıp açık liseye geçersin. Ortada okul mokul yoktur; akşama kadar yatarsın, sabaha kadar gezersin…
Top oynadığın veya pek oynamadığın kulüpten aldığın parayı beğenmez, ayrılırsın. Bir iki milyon dolar daha fazlasına başka bir takıma gidersin mesela.
Memleketten ayrılmak da ayrılığın bir başka türü. Bazen mecbur kalıp, bazen daha iyi yaşam koşulları düşleyerek ayrılır insanlar. Çocuğun biri şöyle yazmış: “Meslek lisesine giderim belki. Belki de yurt dışına gider, tezgâhtar olurum…”
Geçen hafta bir haber yer aldı basında: Seferihisar’dan İtalya’ya giden öğrenci kafilesinde tuvalete gitmek için izin isteyen lise öğrencisi, Almanya’dan sığınma talep edip aynı gün mülteci kampına alınmış…
Bir de ne var ayrılık hususunda: Artık yorulmuşsundur, emekliye ayrılmak istersin. Sen gidince kurumun çökeceğini bilsen de aylaklığın ve sorumsuzluğun rahatlığı cazip gelir, verirsin dilekçeyi.
“Emekliliğin balayı dönemi genelde ilk 3-6 aydır.” diyor Prof. Dr. Cafer Marangoz. “Emekli olunca bol bol uyurum, yakın ve uzak çevreyi gezerim, kitap okur, televizyon izlerim. Akraba ve arkadaşların iş yerlerini ziyaret ederim diye hayal kuranlar, bu balayı döneminde sermayeyi çabuk tüketirler. Sonra daha sıkıntılı dönem başlar.”
Statü kaybı, işe yaramazlık duygusu, farklılaşan arkadaşlıklar, değişen çevre… Ve sudan çıkmış bir adet balık…
Zor zanaattır vesselam, şu ayrılık.