Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

Bazaltik volkan kayasını doğal gübre olarak kullanabiliriz

Suni gübre açısından dışa bağımlı bir ülkeyiz.

Her yıl 5 milyon ton gübreye 5 milyar dolar ödemek zorundayız.

Oysa çok daha ucuz olan ve toprağa yeniden hayat veren bazalt tozuna bağlı organik, tarım suni gübre tarımına alternatif özelliktedir.

 Trabzon ili ve yakın çevresinde fosfor ve potasyum bakımından zengin bazaltlar mevcuttur. İç piyasaya sunulacak ucuz bazalt tozu Türkiye’nin verimsiz topraklarına yeniden hayat vererek organik tarımın bol ve kaliteli ürünleriyle gündem oluşturabilecektir.

Gün geçtikçe verimsizleşen topraklarımızda verimi artırmak için kullanılan aşırı kimyasal gübreleme kanser hastalığının en belirgin nedeni olacaktır.

Biyodinamik tarım bu açıdan kimyasal tarıma alternatif sayılabilir.

Artan nüfusa bağlı olarak tarım ürünler ininde pahalanması ve iştah kabartan rekolte kimyasal gübrelemeyi insan sağlığına rağmen öne çıkarmaktadır.

Akılcı çözüm zaman zaman kimyasal gübrelemeye ara verip bazalt tozu ile toprağı gübrelemek ve kaybolan toprak dengesini ve kalitesini yeniden sağlamaktır.




Resim 1: Volkanik bazalt kayası içerinde bulunan 70 civarındaki element tükenmiş, bereketsiz toprağa yeniden hayat vererek organik ürün üretebiliyoruz.
 

Biyodinamik Tarım nedir?



Resim 2: Pudra haline getirilmiş bazaltik volkanik kaya tozu organik tarımın doğal gübresidir.
 
Biyoloji ve jeolojinin karmaşık ilişkisi sonucunda toprak dengesini sağlayarak insan sağlığına zarar vermeyen toprak verimini artıran doğal bir tarım yöntemidir. Başka deyişle Biyodinamik tarım organik tarımın bir adım ötesidir.

Volkanik bazalt kayası tozundaki 70 civarındaki doğal ana ve iz element verimsiz toprağa karıştığında topraktaki eksik elementler tamamlanarak;

  1. Toprağın doğal dengesi sağlanmış olur.
  2. Topraktaki mikro organizmalar nicelik ve nitelik yönünden bollaşarak toprak kalitesi artar.
  3. Ürün çok daha bol ve hastalıklara karşı dirençli olur.

Bazaltik kayaç tozundaki ana ve iz elementler toprakta nasıl çalışıyor?

Bazalt tozu toprak ve suda çabucak çözülerek içindeki silis, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum ve fosfor gibi ana elementler ile bakır, çinko, molibden gibi iz elementleri toprağa, mikro organizmalara ve bitkilere verir. 

Böylece bazalt tozundaki silikatlar bitkileri haşere ve mantar istilasından korurken, magnezyum fotosentez olayını hızlandırır.
Fosfor bitkilerin çok daha fazla ürün vermesini sağlar.

Kalsiyum bitki hücre duvarlarının yapımından sorumludur.

Bazaltik toz paramağnetik özeliktedir

Bazalt tozu paramanyetik özellik taşıdığından dolayı atmosferin elektromanyetik gücünü bitki materyallerine aktararak ürün kalitesini ve verimini artırır.



Resim 3: 20kg lık bazalt tozu gübre olarak 40km karelik alanı gübreler.
 
 
Ek ilaçlamaya gerek yok!

Kayaç mineralleri ile zenginleştirilmiş topraktaki tarımda haşere, böcek, mantar veya hastalıklar için ek ilaçlamaya gerek yoktur.
Biyodinamik tarımda 40m2 bir alan için 20kg torba halinde ucuz bazalt tozu gerekmektedir.

Doğal kayaç gübresi ile beslenmiş bu tür topraklardan çok daha ucuz, bol ve kaliteli doğal ürün elde etmek mümkündür.
Biyodinamik Tarım yöntemi başta Avusturalya, Brezilya, Amerika ve Avrupa da kimyasal gübre tarımına alternatif olarak gittikçe artan bir hızda uygulanmaktadır.
 
Toprak kaybettiği mineralleri aktif volkanlardan alıyor




Resim 4: Aktif yanardağlarının çevreleri volkan külleriyle gübrelenmiş bereketli tarım arazilerdir
 
İnsanlık tarihine baktığımızda aktif volkanlar etrafında yerleşim alanlarının ve bereketli toprakların varlığını görüyoruz. İnsanlar hayati tehlikeye rağmen bu aktif yanardağlarının çevresini terk etmemişlerdir. Çünkü her volkan faaliyetinde kilometrelerce genişliğindeki alanda toprak kaybetmiş olduğu mineralleri volkan küllerinden karşılamaktadır.

Örneğin İtalya’nın en bereketli üzüm bağları Vezüv yanardağının eteklerinde yer alır.

35.000 ve 12.000 yıl önce Vezüv yanardağı faaliyete geçerek külleriyle çevresindeki tarım arazilerini gübrelemiş ve buralardan yüksek verim alınmasına neden olmuştur.

Benzer şekilde Amerika da 1980 yılında St Mount Helen aktif yanardağı püskürmüş daha sonraki yıllarda volkanik küller altında kalan arazilerden bereketli ürünler alınmıştır. 
 
 
Kimyasal gübreler sürdürülebilir, sağlıklı bir tarım için çözüm olamaz!
Sürekli suni gübreler ile üretim yapmak sürdürülebilir, sağlıklı bir tarım açısından mümkün değildir.

Azot, fosfat ve potasyumlu kimyasal gübreler kısa vadede bitkilerin hızlı bir şekilde büyümesine imkan verirken toprağın doğal dengesini bozarak toprağa hayat veren mikro organizmaların hızlı bir şekilde yok olmasına sebebiyet verir. Böylece verimsizleşen topraktan aynı miktarda ürünü alabilmek için daha fazla kimyasal gübre kullanılması gerekir.

Bu kısır döngü topraklarımızın yarısından fazlasının verimsiz hale gelmesine neden olmuş, buna bağlı olarak da her yıl gübre ithalatı bir önceki yıla göre artmıştır.

Kimyasal gübre açısından %90 oranında dışa bağımlıyız.

Son rakamlara göre 5 milyon ton gübreye 5 milyar dolar ödemek zorunda kaldık.
 
Güçsüzleşen Yeryüzü toprağı Dünya nüfusunu besleyemez hale geldi

Küresel ölçekte hızla artan nüfus insanı besleyen toprağın hızlı bir şekilde sömürülmesine ve gün geçtikçe verimliliğinin düşmesine neden olmuştur.

Doğal dengesini kaybetmiş, verimsiz topraklardan dünya nüfusunu doyurmak için bol verim elde etmenin en pratik yöntemi kimyasal azot gübresi kullanmaktır.

Ancak aşırı kimyasal gübreleme çevre kirlenmesine neden olduğu gibi, ürününde insan sağlığı için büyük bir tehdit oluşturduğu bir gerçektir.

Verimsiz topraklarda yapılan aşırı kimyasal gübreleme ile kanser arasındaki ilişkiler bilim dünyasında sürekli tartışılan konular arasındadır.
 
Ülke topraklarımızın çoğu verimsiz ve sığdır.

Ülkemizin yarısından fazlasındaki toprak sığ ve kalitesizdir. Başka deyişle toprak kalitesinin bir göstergesi olan mikro organizma ve onların besin kaynağı olan mineraller bakımından tüketilmiştir.

Bu nedenle verimsiz topraklarda verimi artırmak için kullanılan aşırı kimyasal gübre zamanla toprağın daha da verimsiz olmasına, ürünün ise aşırı kanserojen nitrat, fosfat ve potasyum açısından zenginleşmesine neden olur.

Verimsiz topraklardaki aşırı kimyasal gübreleme ile kanser hastalığı arasındaki ilişkiler bilim dünyasında oldukça yaygındır.

Oysa Biyodinamik doğal tarım, kimyasal gübre tarımına göre çok daha ucuz, sağlıklı, bol ve kaliteli ürün veren aynı zamanda toprak kalitesini ve dengesini sağlayan bir yöntemdir.
 
Organik Tarım ile Biyodinamik Tarım arasında ne fark vardır?

Organik tarım ile Biyodinamik tarım çok benzer özellik taşır.

Organik tarımda toprağa hayat veren mikro organizmalar besinlerini doğrudan topraktaki organik maddelerden sağlar.

Ancak küresel ölçekte toprak organik maddelerce fakirleştiğinden toprakta verimsizleşmiştir.

Biyodinamik tarımda ise organik elementlerce fakir olan çorak topraklara mikro canlılara enerji veren doğal ana ve iz elementler bazaltik kayaç tozu ile kazandırılır. Bu yöntemle toprak mikro organizmalar açısından bollaşarak yeniden canlanır ve üretken hale getirilir.
 
Üretim oranı en çok tartışılan konu!

Kimyasal tarım ile organik tarım arasında en can alıcı nokta üretim oranı farkıdır.

İstatistiklere göre organik tarımın ürün oranı kimyasal tarıma göre %25 daha düşüktür.

Gün geçtikçe artan nüfusa bağlı olarak tarım ürünler ininde pahalanması ve iştah kabartan rekolte kimyasal gübrelemeyi insan sağlığına rağmen öne çıkarmaktadır.

Akılcı çözüm zaman zaman kimyasal gübrelemeye ara verip bazalt tozu ile toprağı gübrelemek ve kaybolan toprak dengesini ve kalitesini yeniden sağlamaktır

Ülkemizde taş endüstrisinde bazaltik toza yer vermeliyiz.

Ülke topraklarımızın yarıdan fazlası organik madde bakımından fakir olduğundan kalitesiz toprak sınıfına dahil edilmektedir.

Ürün rekoltesi suni gübrelemeğe bağlıdır. Ancak bu sürdürülebilir sağlıklı bir tarım politikası değildir.

Öte yandan Ülkemizde taş endüstrisi oldukça gelişmiş olmasına rağmen toprağı doğal yöntemlerle yeniden canlandıran Biyodinamik tarımın pek bilinmemesinden dolayı bazalt tozu endüstrisi de henüz gelişmemiştir.
 
Trabzon bazaltları ideal hammaddedir

Trabzon ilinin üzerinde bulunduğu bazaltlar diğer bazalt türlerine göre 3-4 kat daha fazla potasyum ve fosfor içerir.

Biyodinamik tarımın en uygun ham maddesi olan bu alkali bazaltları kırıp değirmenlerde öğüterek 20 kg lık torbalar halinde Trabzon limanından iç piyasaya veya dünya piyasalarına  çok ucuza sunmak mümkündür.

Bu konuda Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasına önemli görevler düşmektedir.



 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr. Osman Bektaş Arşivi

Trabzon Valiliği'ne açık mektup

08 Ağustos 2023 Salı 17:57

Zorunlu açıklama

02 Mart 2023 Perşembe 15:38

Doğu Karadeniz bölgesi depreme hazır mı?

17 Ağustos 2022 Çarşamba 14:14

Sahil dolgularının akıbeti?

18 Mayıs 2022 Çarşamba 11:52