Hani dünyayı güzellik kurtaracaktı, hani bir insanı sevmekle başlayacaktı her şey
Bunu sormak hakkımız değil mi?
Koca bir yılı geride bıraktık. Toplum olarak tahammülsüzlüğümüzün hat safhaya çıktığı bir yıldı bana göre
2007"de "BEN" her şeyden önde idi.
Siyasette de "BEN", bürokraside "BEN", sporda "BEN", arkadaşlıklarda da "BEN", evde "BEN", işte de "BEN"
Hiç tahammülümüz yoktu bir başkasına, bir başka düşünceye
Cinayetlerde böyle olmadı mı? Ülkeye derin bir darbe vuran Dink cinayeti
Bir insanı sevemedik işte
Bu yıl Orhan Pamuk"a da tahammülümüz yoktu, Elif Şafak"a da, Fazıl Say"a da.
"Ötekine tahammülünüz olmasın, siz barbarsınız" düşüncesinde olanlara karşı sağduyumuzu koruyamadık bu yıl.
***
Bu yıl kin besleyenlerden ziyade kinle beslenenleri de tanıdık.
Evet evet
Kinle besleniyor, öyle mutlu oluyor.
Çok uzağımızda olmadı bu insanlar. Burnumuzun dibine kadar girdiler.
Siz okuyucularında burnunun dibindeler.
Fark etmeniz için aynı ortamı paylaşmanıza gerek yok sanırım.
Kötü bir tesadüf olsa gerekti bizim aynı ortamı paylaşma zorunluluğumuzun olması.
Görünen yüzünün arkasındaki o çirkin yüzü görmek koca bir hayal kırıklığıydı benim için.
Allah"tan çok uzun sürmedi kinle beslenenlerle birlikteliğimiz.
Her kriz zengini(!)nden bu tür davranışları sergilemesi beklenebilir dedik bizde
***
Bir tahammülsüzlüğü de geçtiğimiz günlerde yaşadık.
UNESCO tarafından 2007 yılının Mevlana Yılı ilan edilmesi dolayısı ile Trabzon Valiliği bir etkinlik düzenledi.
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay"ın da katılım gösterdiği "hoşgörü günü"nde Bakan Özak, Trabzon Valisi, sırayla konuşmalarını gerçekleştirdiler.
Gözüm Mevlana haftası nedeniyle Trabzon Sokaklarını Mevlana figürleriyle donatan, konuşmalarını Mevlana"nın sözleriyle süsleyen Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu"nda idi.
Belediye Başkanı Canalioğlu"nun burada bir konuşmama yapmaması dikkatimi çekti.
Benim gibi bir çok kişinin de dikkatini çekmiştir diye düşünüyorum.
Gündeme getirmek görevimdi. Haber61"de bu haber yayınlandıktan sonra Trabzon Valisi Nuri Okutan, açıklama yaptı ve bir art niyet olmadığını ifade etti.
Mesele art niyet değil, Sayın Valim. Mesele "hoşgörü günü"nde böyle düşünmemize mehil verecek bu hatayı yapmamaktı.
***
Ne güzellik kurtardı dünyayı ne de bir insanı sevmekle başladı her şey. Üzgünüz galiba olmadı, Sait Faik Abasıyanık
***
BÜROKRASİ SİYASİLER KARŞISINDA DİK DURMALI
Türk bürokrasisi nereye doğru gidiyor?
Sık sık şikayet konusu olur, bürokrasilerin siyasi hareket etmesi.
Bu AK Parti döneminde daha çok gündeme gelen bir sorun.
Bürokrasinin tekelleşmesi kadar korkunç bir durum söz konusu olamaz değil mi?
Yıllardır hep şikayet ederiz; Trabzon"unun sorunlarını çözme noktasında neden tam gözümüzün önündeki Karadeniz Teknik Üniversite"sinde bulunan bilim adamlarından faydalanmıyoruz diye.
Siz biliyor musunuz; bu bilim adamlarının ellerindeki Trabzon için çok önemli projelerin bürokrasi engeline takıldığını.
Tarihçi hocalardan birisi öyle cümleler kuruyor ki; bilinenlerin ötesinde cümleler.
"Sanki bürokratla aramızda bir perde var" diyor hoca.
Siyasi bir perde olduğu kesin.
Projelerin hayata geçirilmesi için çalınan bürokrasi kapılarından alınan cevaplar siyasi iktidarın kapısına götürtecek cinsten.
Tarihçi hocamız "O zaman yolu uzatmaya gerek yok, biz direkt AK Parti İl Başkanının yanına gidelim".Eee bu devirde yılanı deliğinden siyaset çıkarıyor.
Bu öncelikle bir bürokratın duruşuyla alakalıdır. Siyasi iktidarın karşında dik durmayı bileceksin! Ama öyle biliniyor ki ne kadar iktidar yanlısı olunursa memuriyet hayatı o kadar garantidir. Bu duruma getiren de şüphesiz siyasilerdir.
