Yazarımız
Turgay BEŞYLILDIZ
İRAN’dan bildiriyor…
----------------------------------
21.06.2010
1.gün
Dünya da özellikle son aylarda gündemden düşmeyen komşu ülkelerden İran,özellikle ABD ye karşı duruş ve çıkışlarıyla dikkatleri üzerine çekerken,İran meclis başkanı Ali Laricani İran’ın gemi ve uçaklarının aranmasını ön gören son kararın uygulanması halinde,kendilerinin de Basra körfezinden geçen ABD gemilerinde arama yapacaklarını bildirmişti.Laricani ,ayrıca uranyum
zenginleştirme faaliyetlerini de artıracaklarını, açıklamasına eklemişti.
İran,Son günlerde kendinin ve Türkiye’nin baş belası PKK/PJAK’ın teklif ettiği ateşkes için,kendine yakışanı yaptı ve bizim dış politikamız gibi duruş sergilemeyerek,gerekeni ve kendine yakışanı yaptı.Bu örgütle muhatap bile olmadı.
Askeri ve diplomatik ablukadan kurtulabilmek için her yolu deneyen terör örgütünün bazı mensupları,İran Yüksek mahkemesinde görülen davalarında da idam cezalarına çarptırıldılar.
Özetle ; Bu gelişmelerin sürecinde,Trabzon Ticaret ve Sanayi odası,komşu iller Rize,Giresun,Gümüşhane ve Bayburt’dan da kafileye aldığı Ticaret ve Sanayi odası mensuplarıyla bu ülkeye iş ve inceleme gezisi düzenledi.
Dün yani Pazar gecesi,Trabzon havalimanın karşısındaki ulusoy tır garajından,bir ulusoy otobüsüyle, ilk etap da kaptan Yahya Öztürk ve muavin Seyfettin Öztürk hariç,kafile 22 kişiyle hareket etti.kafilede basın-yayın mensubu olarak TTB Basın danışmanı Murat Taşkın,TTSO Basın danışmanı Aydın Topçu,Taka gazetesinden Zeki sancak,Anadolu Ajansından Orhan Topal ve Trabzon Gazeteciler Cemiyeti adına,bendeniz vardı.
TTSO Meclis Başkanı Ali Osman Ulusoy ve Trabzon Belediye Başkanı Orhan Gümrükçüoğlu’nun ise kafileyle pazartesi sabah kahvaltısında Ağrı’da iştirak edeceklerini öğrendik.
TTSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu,Çin’den misafirleri gelince onlarla ilgilenmek için son anda Trabzon’da kalırken,Gürbulak sınır kapısına geldiğimizde kafiledeki sayı 33 olmuştu…kafilede şu isimler yer aldı “Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu,Ali Osman Ulusoy,İsmail Kansız,Turan Aslan,Mehmet Ali Dağdaş,İbrahim Nalbant,Adnan Sağlam,Mehmet Çelik,İsmail Öztürk,Erkut Çelebi,Hakan Gürhan,Eyüp Örgen,Kurtul Özel,Mustafa Kemal Yılmaz,Ramazan Aydoğan,Müslüm Çoruh,Bekir Oruç,Mustafa Halilbeyoğlu,Nadir Özer Kaya,Aydemir Aydın,Lütfü kılıç,Muzaffer Ermiş,Metin Öztürk,Nihat Aydın,İbrahim Sertel ve Ufuk Dereli.
Kafileye yol boyunca güney illerimizden Ticaret ve Sanayi Odası temsilcileri nin de katılacağı bize söylenirken,ilk mola Zigana dağında verildi.Çay ve sütlaç molasından çok,Zigana’nın kendine has o keskin soğuk havası ,gerçekten ciğerlere çekilmeye değer cinstendi.
Zeki Sancak’ın basın camiasıyla ilgili, ilginç muhabbeti otobüsün arka koltuklarını bir ara kaynatınca,ancak bu sabahın ilk saatlerinde uykuya geçildi.Herkes gözünü açtığında saat gece yarısı 3,5 gibi,Erzurum’un Pasinler ilçesinde ihtiyaç molası verilmişti yine…
TTSO Meclis Başkanı Ali Osman Ulusoy ve Trabzon Belediye Başkanı Orhan Gümrükçüoğlu,Ağrı nın girişine Özel minibüsle gelerek kafileye katıldı.
Ağrı’nın tanınmış saygın iş adamlarından 10 kardeşin en büyüğü olan Yılmaz Aslan’ın Ağrı polis evinde kafileye verdiği kahvaltı da,yörenin otlu peyniri de tabaktaki yerini aldı.
Ağrı’da ki sabah kahvaltısı ,ardından Gürbulak sınır kapsı için tekrar hareket edildiğinde doğu da gün açmaya başlamıştı bile,sabahın 5’ in de uçsuz bucaksız otlaklardan geçerken,otlayan küçük ve büyük baş hayvanları ve tam karşımda yol boyunca dağların arkasından doğmaya başlayan güneşi görünce,insanın yaşam
sevinci artıyor desem, yalan olmaz sanırım.
Otobüste Gürbulak sınır kapısına doğru giderken bugün saatlerimiz 11.oo ‘i gösteriyordu.Ali Osman Ulusoy eline mikrofonu aldı ve özetle “ Türk iş aleminin İran’la olan ihracat ve ithalatıyla ilgili eksiklerimizi gidermek için temaslarımızı sürdürmeliyiz.Yalnız İran’da turizm çok zayıf,sokaklarda sosyal yaşam yönünden biraz sıkıntı varsa bile, evlerin içerisinde çok büyük rahatlık vardır.İranlı dostlarımızla olan karşılıklı ilişkilerimiz her zaman olumlu gelişmiştir.bu iş gezimizden de dilerim her iki taraf da fayda sağlar”diye konuştu.
Ardından muhteşem ihtişamıyla, başını ak düşmüş görüntüsüyle Ağrı dağının gölgesinde geçerken otobüs durduruldu ve Ağrı dağı önünde fotoğraflar çekildi.Sınır kapısına yaklaşırken gördüğümüz 1 km lik sıra bekleyen tır kuyruğu ise üzücüydü.sonradan öğrendik ki,personel yetersizliği sınır kapısında işleri yavaşlatmış ,acil personel takviyesi istenmiş.
Gürbulak sınır kapısına geldiğimizde ise bizim kapı köy kapısını andırırken,İran sınır kapısının hemen girişindeki kocaman merhum Ayetullah Humeyni ile şimdiki dini liderleri Ayetollah Seyid Ali Khamenei nin yan yana kocaman renkli resimleri duruyordu.Bizimkinde ise sadece büyük harflerle T.C Gürbulak Sınır Kapısı yazıyordu.yani sönük bir tabela…
İran topraklarına ayak bastığımız ilk yer genelde Azeri kökenli İranlı vatandaşların olduğu bölge.Türkçe yarım yamalak da olsa bilenler az değil hani.
Bizi bu kapıda,İran’ın Türkiye sınır kapısı olan Bazargan Gümrük Baş Müdürü Sadek Nazamdar karşıladı. Ali Osman Ulusoy’a,gümrük kapısı hakkında yeni bilgiler veren 40 yaşlarındaki Nazamdar’a ve Türk kafilesine en fazla yardımı ise mükemmel Türkçe konuşan İran’lı Neda hanım yaptı.
Güzelliğiyle de dikkat çeken, genç yaştaki Azeri kökenli Neda hanım,kafileye yardımcı olmak için 3 saatlik Tabriz kentinden geldiğini söyledi.Bu güzel ve hatasız Türkçeyi nereden öğrendiğini hayretle sorduğumuz da , “Türkçe konuşuyorduk biraz ama bu hale gelmesi Türk televizyonlarını takip ederek oldu” dedi.
Ardından Gümrük Baş Müdürü Nazamdar,gümrük binasında kafileyi misafir etti.İran’ın meşhur kuruyemişini ve meyva ikram etti.Buradaki karşılıklı fikir alışverişine Trabzon Liman Müdürü Muzaffer Ermiş’de önemli anekdotlarla destek verdi.
Daha sonra kafile Mako kentine geçti.İlk etapta bizim Güneydoğu illerimizin kasabalarına benzettiğim Mako’da, 3 katlı bir düğün salonu ve restorant da değişik bir tad olan yağsız pilavı tadarak öğle yemeğini hallettik.Bu arada duvarlardaki yarı açık kadın tabloları İran’ın sosyal yaşamında bazı yumuşamaların olduğunu artık göstermeye başladı sanki…
Kafileye bu yemeği Bazargan Ticaret Odası ve beyaz sakallı ama genç Mako valisi Ahmediyan verdi.
Ardından toplantının yapılacağı Tabriz’e, yani 3 saatlik mesafedeki büyük kente doğru yağmur altında hareket ettik.yer yer kavşaklarda askerler ve trafik polisleri vardı.Etrafta farsça flamalar ve Humeyni’nin ve de Ayetollah’ın resimlerine rastlıyorduk. İlerleyen saatlerde aradaki Marand kentine girdiğimizde yağmur yerini güzel güneşli bir havaya bırakmıştı.
Resmi adı 1979 yılından beri,İran İslam Cumhuriyeti ve başkenti tahran olan İran da,Öncelikle dini lider Ayetollah Seyid Ali Khamenei geliyor,ardından Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmadinejad..nüfusu hemen hemen bizimki kadar ama yüzölçümü neredeyse Türkiye’nin 2 katı.yalnız İran’ın batı kesiminde yerleşim birimleri çoğunlukta ama doğu kesimi için aynı şeyi yazamayız. Doğu kısmının büyük bir yüzeyini,insan yerleşimi olmayan iki çöl kaplamış durumda,Lut ve Daşti çölleri…
Kuzeyde Hazar denizi,güneyde Fars körfezi,güney doğu da ise Uman denizi ile çevrili olan İran, deniz yaşamına da hiç uzak değil.Bu arada Tabriz’e yakın olan büyük göl biçimindeki ,Ürümiye denizini de hiçe saymamak gerek.
Azerbaycan,Ermenistan,Türkiye,Irak,Kuveyt,Suudi Arabistan,Pakistan,
Afganistan ve Türkmenistan gibi kalabalık bir sınır komşusuna sahip İran’a Türkiye tarafından girdiğimizde uzun bir mesafeyi tek şerit de giderken “Ya o petrol bizde olsaydı “dedim kendi kendime… Kim bilir daha neler yapardık bu ülkede diye de söylenmedim değil kendi kendime..
Evet Marand kentine girdiğimizde yol çift şeride hatta 3 şeride dönüştü ,birde tren yolu ( özellikle tren yolunun darısı, Trabzon’un başına ) yol boyunca uzandı durdu.
Birde eski model yolcu otobüsleri,Pakistan caddelerindeki gibi sanki, çok dikkatimi çekti.Bizim çocukluğumuz da Türkiye’de çok vardı.Yıllardır görmüyoruz.Ülkemizin kıymetini gerçekten bilmek lazım.
Başka dikkatimi ilk gün boyunca yoğun bir şekilde her yerde var olan otomobil tamirci dükkanları çekti.Birde bayanların değişik kara çarşaf biçimleri ve kara çarşaf giymeyenlerin,kot pantolları,topuklu ayakkabıları ,hafif makyajları ve renkli pardesüleri ve kendilerine yakışan saçları yarı açık dışarda eşarp takmaları..
Düşündüm,Bize türban nerden geldi.Halbuki takmak isteyenler için biz anamızın eşarbıyla büyümedik mi ? öyle değil mi ?
Şimdi soruyorum İran da bile bayanlar eşarp takarken,biz deki türban(takanlar için) 17 yıl önce bu ülkeye türban nereden girdi ?
Evet dönelim tekrar TTSO ‘nın iş,gezi ve incelemesine…
İran’da resmi dil farsça,para birimi İran riyali 1$ = 10 İran riyaline,yani bizim Türk Lirası,İran riyalinden biraz değerli oluyor.
Bu ülkede % 58 Farsça, % 26 Türk lehçeleri % 9 kürtçe,% 2 lurice, % 1 Türkçe,% 1 Beluci ve % 1 ide Arapça konuşuyor.
Bu geceyi geçireceğimiz Tabriz in nüfusu 1.3 milyon.şehre tepeden hakim bir otele ,5 yıldızlı Pars otele yerleştik ve 15 dakika odalara yerleştikten sonra,TSİ ile 19.00 da,İran saatiyle 20.30 da Tabriz valisinin yemeğine konuk olan kafilemiz 30 dakika mesafedeki randevu yerine hareket etti.
Bahçeli eski bir binada yapılan karşılıklı görüşmelerden sonra, Doğu Azerbaycan Bölge Valisi Ahmet Ali Rıza Beygi ile karşılıklı şilt verildi.
Devam edecek