AK Parti İl Başkanlığı"na Muhammet Balta"nın atanmasının ardından, ilk sorgulanan şey yönetimin kimlerden oluşacağı idi.
Siyasetin şu yüzünü herkes iyi bilir;
"Senin adamın gelsin, benim adamım gelsin" düşüncesi siyasetçilerin zaafıdır.
Nitekim Muhammet Balta"nın yönetimini açıkladığı basın toplantısında inisiyatifi dışında listenin şekillenmiş olduğu, listeye bakınca da, gazetecilerin yönelttiği sorulara bakıldığında da apaçık ortada idi.
Belli ki Muhammet Balta"yı göreve getirenler onun listesini belirlemişti.
Ya Muhammet Balta ve söz verdikleri ne olacaktı? İktidara karşı "güç sizde, boynum kıldan ince mi" diyecekti.
Eğer verilmiş sözler olmasaydı, hiçbir şey de olmayabilirdi
Geçtiğimiz günlerde ne olduğunu öncelikle haber61 okurları, ardından Trabzon ve tüm Türkiye gördü.
Muhammet Balta"ya beklenen duruşu (yönetime almaya söz verdiği kişileri yönetime alamayışı) sergilemediği gerekçesiyle bir etek gönderildi.
Aslında bu konunun gündemde kalmaması gerektiğine inanmıyorum.
Ne Muhammet Balta"nın, ne de gönderen siyasetçilerin zarar görmesini istemeyiz.
Bunu açıklamak zorunda kalmak bile içinde bulunduğumuz durumu özetlemeye yetiyor sanırım.
Eteğin gönderilmesiyle ilgili yayınlanan haberimizin ardından yüzleşemediğimiz, yüzleşmekten korktuğumuz, kaçtığımız bir takım gerçekler de ortaya çıktı.
Okurlarımızın eteğin gönderilmesini nasıl bilme hakkı varsa, gelişmeleri de bilme hakkı vardır diye düşünüyorum. Etik olan da budur.
Haber sitemizde yayınlandıktan sonra neler yaşandı;
İnsanların neleri sorguladıkları, hangi açıdan haberi değerlendirdikleri ortaya çıktı;
Bu haberi kim yaptı?
Haberi yapan kişinin siyasi görüşü nedir?
Bu tür haberleri yapması nasıl engellenebilir?
Çıkarı nedir?
Kimin tetikçisi?
Kimler tarafından yönlendirildi?
Para aldı mı?
Eteği gönderen kişi kim?
Gönderen kişinin AK Parti"de siyaset hayatı biter mi?
Etek pileli miydi, rengi ne idi, kaç YTL"ye alındı?
Eteğin altında kimlerin imzası vardı?
Hiç kimse eteğin neden gönderildiğiyle ve asıl verilmek istenen mesajla ilgilenmedi.
Haber yayınlandıktan sonra hiçbir yerel yayın kuruluşu haberi yayınlayamadı, takii Kanal Mavi"de yayınlanan programda Ulaş Özdemir"in eteği gönderen kişiyi açıklayana kadar.
Onlarda haklı(!) çünkü; çark böyle dönüyor. Çünkü; devir "ya bu deveyi güdeceksin, yada bu diyardan gideceksin" devri.
Ulaş Özdemir"in konuyu masaya yatırmasının ardından arkadaşımız Ahmet Yoloğlu, köşesinde bu haberi yapan gazeteciyi tetikçi olarak nitelendirdi.
Basın mensuplarının siyasiler tarafından kullanıldığını, kendilerinin isimlerinin anılmadan bir tetikçi (gazeteci) seçerek kendilerini ifade etme yoluna gittiklerini yazdı.
Ahmet, aslında yaşadığı sorunları köşesine dökmüştü. Ben böyle bir sorun yaşamadım. Siyasetçilere gazeteci olarak böyle bir müsamaha tanımadım. Hiçbir zaman böyle bir baskı hissetmedim. Onun adına üzgünüm. Eğer böyle bir sorun yaşandığına inanıyorsa bir an önce siyasilerle arasına mesafe koymasını öneriyorum.
