Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

Geçmişten ders alan Rize

Deniz üzerinde yapılması planlanan Rize-Artvin havaalanı şekil olarak da, mühendislik projesi olarak da, Japonya’nın Kansai havaalanını örnek almalıdır.

Ordu-Giresun havaalanı şekil olarak Kansai havaalanına benzese de ‘deniz dolgusu mühendislik özellikleri’ çok farklı ve tartışmaya açıktır.

 Japonya-Kansai dolgu alanına ait jeolojik- jeoteknik özellikler, karşılaşılan ve ön görülmeyen mühendislik sorunları tüm detayları ile internet ortamında her kese açık sunulurken,  Doğu Karadeniz sahili boyunca deniz dolgusu üzerinde inşa edilen havaalanı ve statlara ait deniz dolgusu mühendislik özellikleri kamuoyundan bir sır gibi saklanmaktadır.

Bu da mühendislik yapılarının güvenirliği konusunda çeşitli spekülasyonların doğmasına neden olmaktadır.

Ak Parti Rize Milletvekili Hasan KARAL, Rize- Artvin havalimanının 3 ay süren sondaj çalışmalarından sonra Karadeniz de deniz dolgusu üzerinde kurulan ve kurulacak olan tesislerin güvenliği ile ilgili dolaylı olarak, çok ilginç ve önemli açıklamalarda bulundu.

Sayın Karal ‘Rize deniz dolgu sahasında’ 30-35m su derinliğinde kumsal zemin bulunduğundan bu tür zeminlerde yeterli önlem almadan güvenli dolgu yapılamayacağını ve en ufak bir yer sarsıntısında Hava limanının kayabileceğini büyük faciaların yaşanabileceğini iddia etmektedir.

 

Bilimsel olarak çok doğru bir görüş.

Çünkü sadece Rize’de değil, bütün deniz kıyılarında, 10.000 yıldan beri (HOLOSEN)  derelerin denize taşıdığı çökeler henüz tam olarak taşlaşmamış gevşek kil, kum ve çakıllardan oluşmaktadır.

Yaklaşık 10m kalınlığında, deniz tabanının en üst seviyesini oluşturan bu tür zeminler bünyelerinde yaklaşık %70 oranında su bulundurmaktadır.

Dolgu için öngörülen 100 milyon ton taş zemin iyileştirilmesi yapılmadan bu tür zemin üzerine dökülerek deniz doldurulursa zeminde ve üst yapılarda önemli oturmalar beklenir.

Çünkü sulu zeminde, taneler arasındaki su, üsteki yükün sıkıştırması sonucunda kaçarak zeminin hacimce azalmasına ve böylece zemin oturmasına neden olacaktır.

1-008.png

 

Peki, 10m den daha derinlerde neler oluyor?

Japonya’da deniz üzerinde kurulan Kansai hava alanı inşaatında 150m derinliğe kadar olan kısımdaki %40 su içeren çökel kayaçlar hiç beklenmedik ve ön görülmeyen, üst yapıyı tehdit eden oturmalar gerçekleştirmiştir.

İşte doğu Karadeniz sahilinde yapılan dolgu sahalarında ve onun üzerindeki yapılarda dikkate alınmayan son derece öneme sahip husus budur.

Üst yapı için hayati önem taşıyan bu tür farklı oturmalar inşaat sırasında ve sonrasında uydu ve yer ölçümleri ile sürekli takip edilmekte ve gerekli önlemler alınmaktadır.

Bu önlemlerden biride, Amerika’da mühendislik ödülü kazanmış, farklı oturmaları önleyen ‘Kansai hava alanı kaldıraç sistemleri’ projesidir.

2-001.png

İşin teknik boyutu böyle iken, Ordu- Giresun Havalimanının yapımında, 15- 17 metre su derinliğinde, zemin iyileştirilmesi yapılmadan sadece 35 milyon ton taşın denize yuvarlanmasıyla ve üzerinin asfaltlanmasıyla oluşturulan havaalanının ve terminalinin güvenliği bütünüyle tartışmaya açıktır.

Rize ili bu tür basit mühendislik mantığı ile 1960lı yıllarda denizi doldurmuş, ancak daha sonra çok ciddi sorunlar yaşayarak bu gün için deniz dolgusu üzerinde ‘batan il’ unvanını almıştır.

 Geçmişin deneyimlerinden yararlanan Rize, sayın vekilin açıklamalarından anlaşıldığı kadar deniz dolgusu konusunda ince eleyip sık dokumaktadır.

Bu nedenle, Rize’de, 30-35m su derinliğinde, 100milyon ton taş kullanılarak yapılması planlanan Rize-Artvin havaalanın projesi şekil olarak da mühendislik olarak da Ordu-Giresun havaalanı değil, Japonya Kansai havaalanını örnek almalıdır.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.