Erol Önsel
Gidişat kötü
Takımlar sezon başı yapılanmasını yaparken, tüm sezonu düşünerek hareket etmelidir. Sezon içerisindeki muhtemel sakatlıkları, cezaları, formsuzlukları dikkate alarak kadro oluşturmak ve alternatifli bir kadroyu şekillendirmek hele böylesi zor bir ligde tam anlamıyla bir zorunluluktur. Fakat Trabzonspor Medicalpark basketbol takımının elindeki kadronun alternatifli oyuncu yapısı bir kenara, ideal beşinin dahi, yeterliliği tartışmalı oyuncularla şekillendirildiği gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu hafta oynanan İBB karşılaşmasında Caleb Green ve Julian Wright gibi iki önemli oyuncunun yokluğunun ciddi bir dezavantaj yarattığı doğrudur ve kabul edilebilir. Fakat kabul edilemeyecek durum, takımın sıralamadaki rakibi karşısında böylesine düşük bir dirençle oynaması. Özelikle oyun kurucu bölgesinde bir türlü sağlanamayan istikrar ve skor üretmede, düzenden çok kişiselliğe dayalı oyun anlayışının üzerine, bir de benchin hiçbir katkı yapamaması, play-off umutlarının neredeyse tamamen yitirilmesi sonucunu doğuruyor. Takımın önemli oyuncusu Wright, duyduğumuz kadarıyla antrenmanlarda yer alıyor. “Antrenmana çıkan bir oyuncu neden maç kadrosunda olmaz?” sorusu insanının aklına ister istemez geliyor.
Maça gelecek olursak, Trabzonspor Medicalpark, felaket bir ilk periyot geçirdi. Öyle ki koca bir periyotta sadece 10 sayı atabilmiş, 7/2 ile %28 3 sayı, 11/2 ile %18 2 sayı gibi çok kötü bir hücum yüzdesiyle oynarken, 7 top kaybıyla zaten kısır hücum organizasyonlarını tamamen bitirmiş oldu. Yine ilk çeyrekte durum 12-10 rakip takım lehineyken 14-0 lık bir seriyle periyot 26-10 İBB üstünlüğüyle tamamlandı. İkinci periyodun başlarında takımımız biraz kıpırdanır gibi olduysa da bunun suni bir çaba olduğu soyunma odasına 15 sayı gibi bir farkla giderken belli oldu. Oyun kurucu bölgesi bu kadar sorunluyken Moody’nin ikinci periyotta sadece bir dakika kadar sahada kalması, Bazarevic’in ondan tamamen umudunu kestiğinin göstergesi gibiydi. Rakipteyse, oyuncularının genelinden yararlanan bir anlayış hakimdi. Özelikle Markota ve Earl Calloway’ın tecrübesi, Deniz Kılıçlı, Uğur Dokuyan ve Metecan Birsen’in enerjisi , Sean Armand’ın organizatörlüğü takımlarının Trabzonspor Medicalpark karşısında farkını ortaya koydu.
İkinci yarıda da değişen hiçbir şey yoktu. Rakip her pozisyonda karşısında bir savunma direnci görmeden, şut antrenmanı yapar gibi attığı sayılarla ve çember altına yaptığı rahat penetrelerle maç boyu farkı korudu. Hatta maç sonunda da ikili averaj hesaplarıyla farkı 20 nin üzerinde tutma çabası sergiledi. Karşısında o kadar isteksiz bir Trabzonspor Medicalpark vardı ki az kalsın bunu da başarıyorlardı. Eminim maçtan önce böyle bir hesabı yapacaklarını kendileri de düşünmüyordu.
Sezon başı yapılanmasındaki yanlışlığın, sezonun ortasındaki iki sakatlıkla takıma nasıl olumsuz etkilerinin olduğu maalesef yaşayarak acı bir şekilde görülüyor. Skor dağılımına baktığınızda da bunu açıkça görebiliyorsunuz. Rakip takımda bu çok daha dengeliyken, Trabzonspor Medicalpark’ta yük 5 oyuncunun sırtına binmiş durumda. Bir de sezon başında takıma transfer edilen, ardından İBB’ye verilen, bu takımda Türk statüsünde olmasına rağmen kadroya giremeyen Kristijan Nikolov’un sezon başında hangi özeliğine göre transfer edildiği de önemli bir soru olsa gerek.
Önümüzdeki hafta bence ligin en önemli maçına çıkacağız. Ligde sondan ikinci sırada ve 4 galibiyetli, son karşılaşmada ligin flaş ekiplerinden Gaziantep Basketbol’a karşı kazanmış Best Balıkesir ile oynayacağız. Bu maçtaki olası bir kaybın, takım adına önümüzdeki fikstür de göz önüne alınırsa ,karanlık bir yolun başlangıcı olma olasılığı son derece yüksek.