Kongrede kim kazanacak sorusu bu maçı kim kazanacak sorusu gibi geçiştirilecek, üzerinde iddaa oynanacak bir durum değil. Onun için çok klasik bir söyleyişle, başkan adayları ve listelerin birbirine rakip değil, en iyiyi yapmaya çalışan iki yarışmacı gibi düşünülmesi gerekiyor.
Esasında bu tür kongreler öncesiyle, sonrasıyla hep tartışmalarla, dedikodularla ve en sonunda da nihai kötü sonla bitiyor. Trabzonspor demokratik kulüptür, çok adaylı seçim olsun diyoruz ama çok aday çıkınca da, "Tek listenin etrafında birleşmek en doğrusu" sesleri yükseliyor. E bunu dillendirenler de haksız sayılmaz. Çünkü, aday ve liste sayısı arttıkça, birbirine küs insan sayısı da artıyor. Bir de altı çizilmesi gereken bir durum var; Trabzonspor"un krizlerle, sorunlarla yaşamasını isteyen epey bir var.
"Sorunları çözülmesin; çözülmesin ki başarısız olsunlar. Kriz çıksın bizim ismimiz dillendirilsin. Bu hafta yenilsin, o maçı kaybetsin, nasıl olsa şampiyon mu olacağımız var" gibi düşünen insanlarla maalesef aynı Trabzonspor"u tutuyoruz. Maalesef diyorum; çünkü bu başka bir taraf olma hali olsa gerek. Kimse kusura bakmasın ama, hocası istifa etsin diye kendi takımının yenilmesini isteyen bir taraftara, başka bir yerde de rastlamadım ve bu minvalde bir taraftara da, kulübünü gerçekten seviyor diyemem.
Diyemiyorum.
Benim istemediğim hoca, benim istemediğim futbolcular, benim istemediğim başkan olsa dahi, benim takımımın başarılı olmasını istemem kadar normal bir taraftar davranışı olabilir mi? Bizde olamıyor maalesef. Çok basit maçlardan sonra bile iki Trabzonsporlu taraftardan biri seviniyor, biri üzülüyor. Sevinen yenildiği için, söyleyeyim.
Atletizmi çok severim. En çok da 4 x 100 metre bayrak yarışlarını. Bayrağı kapan, bir önceki arkadaşından daha hızlı koşması gerektiğinin farkındadır. Ve önden öne hızını alır. Neden bunu yapar biliyorsunuz. Bayrak yarışında kim ne koştu diye bakılmaz, takımın kaçıncı olduğuna bakılır. Her gün kafa patlattığımız, milyonlarca taraftarı olan Trabzonspor olayı da ve diğer tüm futbol organizasyonlarına neden bayrak yarışı diye bakmayız da aday yarışı diye bakarız? Halef selefler neden enkaz edebiyatına girer? Sanki bu kulüp yöneticilerin. Galiba bu kulüp en fazla yöneticilerin, en az da taraftarın.
İstediğin adaya, istediğin listeye oy vermek seni bir kulübe ait göstermez. Hatır gönül için, hiç istemediğimiz partilere ve adaylara da oy vermiyor muyuz? Veriyoruz, veriyorsunuz. Trabzonspor olayı hakikaten hatır gönül olaylarını çoktan aştı. İlçelerimizin, beldelerimizin, sülalelerimizin bir öneminin kalmadığı bir süreçte size göre önemli olan hangisiyse onu tercih edin. Kimsede davranış değişikliği oluşturma gibi bir niyetim yok, asla ve kat"a olamaz da. Ancak bir şeyi hatırlatayım, lafla da dünya kulübü olunmuyor. Bakın Lig Tv bile "maçlarını yayınlamam" diyor. Sen hala daha "ben dünya kulübüyüm" diyorsun. İyi de, "sen televizyona bile çıkamıyorsun, nasıl dünya kulübüsün" derler adama.
Derler, derler
Esasında bu tür kongreler öncesiyle, sonrasıyla hep tartışmalarla, dedikodularla ve en sonunda da nihai kötü sonla bitiyor. Trabzonspor demokratik kulüptür, çok adaylı seçim olsun diyoruz ama çok aday çıkınca da, "Tek listenin etrafında birleşmek en doğrusu" sesleri yükseliyor. E bunu dillendirenler de haksız sayılmaz. Çünkü, aday ve liste sayısı arttıkça, birbirine küs insan sayısı da artıyor. Bir de altı çizilmesi gereken bir durum var; Trabzonspor"un krizlerle, sorunlarla yaşamasını isteyen epey bir var.
"Sorunları çözülmesin; çözülmesin ki başarısız olsunlar. Kriz çıksın bizim ismimiz dillendirilsin. Bu hafta yenilsin, o maçı kaybetsin, nasıl olsa şampiyon mu olacağımız var" gibi düşünen insanlarla maalesef aynı Trabzonspor"u tutuyoruz. Maalesef diyorum; çünkü bu başka bir taraf olma hali olsa gerek. Kimse kusura bakmasın ama, hocası istifa etsin diye kendi takımının yenilmesini isteyen bir taraftara, başka bir yerde de rastlamadım ve bu minvalde bir taraftara da, kulübünü gerçekten seviyor diyemem.
Diyemiyorum.
Benim istemediğim hoca, benim istemediğim futbolcular, benim istemediğim başkan olsa dahi, benim takımımın başarılı olmasını istemem kadar normal bir taraftar davranışı olabilir mi? Bizde olamıyor maalesef. Çok basit maçlardan sonra bile iki Trabzonsporlu taraftardan biri seviniyor, biri üzülüyor. Sevinen yenildiği için, söyleyeyim.
Atletizmi çok severim. En çok da 4 x 100 metre bayrak yarışlarını. Bayrağı kapan, bir önceki arkadaşından daha hızlı koşması gerektiğinin farkındadır. Ve önden öne hızını alır. Neden bunu yapar biliyorsunuz. Bayrak yarışında kim ne koştu diye bakılmaz, takımın kaçıncı olduğuna bakılır. Her gün kafa patlattığımız, milyonlarca taraftarı olan Trabzonspor olayı da ve diğer tüm futbol organizasyonlarına neden bayrak yarışı diye bakmayız da aday yarışı diye bakarız? Halef selefler neden enkaz edebiyatına girer? Sanki bu kulüp yöneticilerin. Galiba bu kulüp en fazla yöneticilerin, en az da taraftarın.
İstediğin adaya, istediğin listeye oy vermek seni bir kulübe ait göstermez. Hatır gönül için, hiç istemediğimiz partilere ve adaylara da oy vermiyor muyuz? Veriyoruz, veriyorsunuz. Trabzonspor olayı hakikaten hatır gönül olaylarını çoktan aştı. İlçelerimizin, beldelerimizin, sülalelerimizin bir öneminin kalmadığı bir süreçte size göre önemli olan hangisiyse onu tercih edin. Kimsede davranış değişikliği oluşturma gibi bir niyetim yok, asla ve kat"a olamaz da. Ancak bir şeyi hatırlatayım, lafla da dünya kulübü olunmuyor. Bakın Lig Tv bile "maçlarını yayınlamam" diyor. Sen hala daha "ben dünya kulübüyüm" diyorsun. İyi de, "sen televizyona bile çıkamıyorsun, nasıl dünya kulübüsün" derler adama.
Derler, derler