Recep Ergenç
KTÜ kaça bölünmeli?
Geçen haftaki yazımda üniversitelerin belirli alanlarda uzmanlaşacağını;
Bu çerçevede KTÜ’nün de kendini değerlendireceği, güçlü gördüğü alanları YÖK’e bildireceğini ve buna göre KTÜ’nün uzmanlaşacağı alanların belirleneceğini yazmıştım. Yani yol ayrımındayız.
Şimdi KTÜ için kafamdaki deli soruları sormak ve önerilerde bulunmak istiyorum.
Kocaman KTÜ
Kocaman kampüsler, kocaman fakülteler enstitüler, kocaman akademik kadrolar…
KTÜ hangi kaynakları, hangi sonuçları üretmek için kullanıyor?
Bölgeye ve ülkeye hangi katkıları sunuyor? KTÜ verimli mi? Başarılı mı?
Kısa ve orta vadede, Türkiye’nin ilk 10 üniversitesi arasına girme, dünyada adını duyurma şansı var mı?
Yanlış anlaşılmasın, KTÜ hiçbir iş yapmıyor demiyorum. Ancak mevcut yapıyla devam edilmemesi gerektiğini göstermek için bu sorulara acı cevapların verilmesi gerekiyor, diyorum.
Özel sektöre bakarsanız, dünyada başarılı olan kocaman holdinglerin her işe girmediğini, en iyi yaptıkları 3-4 işe odaklanarak sürdürülebilir bir başarı sağladıkları görülebilir. Facebook’un sahibi, dünyanın en zengin ilk 10 insanından biri, yarın hastane açmaya karar verir mi? (Sanmıyorum)
Hiç sağa sola bakmayın, tahmin ettiğiniz yere geliyor konu.
KTÜ kesinlikle bölünmelidir. Kaça bölüneceğini tartışırız, ancak sloganım şudur:
Bir tane kocaman ama verimsiz üniversite ile mi, yoksa 3- 4 alanında uzmanlaşmış- verimli KTÜ ile mi gurur duyacağız?
İçerde ya da dışarda, Trabzon şehrinden bahsedilirken şöyle başlansa cümleye: “alanlarında başarılı üç devlet, iki özel üniversitesi var; sağlık serbest bölgesi ile tam bir sağlık şehri; ‘Teknokenti’nden çok başarılı girişimler çıkıyor; tasarımda, sporda, sanatta çok başarılılar…”
İlk üniversitemiz: Farabi Sağlık Üniversitesi
Turizmde herkes hemfikir mi? Hemfikir…
Turizmde alt başlık olarak Sağlık turizminin geliştirilmesi için Sağlık Bakanlığı, “Serbest Sağlık Bölgeleri” kurmaya hazırlanıyor mu? Evet!
Sağlık Serbest Bölgelerinde tedavi dışında ARGE ve İnovasyon yatırımlarına da destek verilecek mi? Evet!
Peki KTÜ, “Sağlık Serbest Bölgesi’nin” temel kurucu unsuru, yöneticisi olabilir mi? Bölünerek içinden bir Sağlık Üniversitesi çıkarırsa EVET!
KTÜ; Farabi, Dişçilik, Eczacılık ve yeni kurulacak’ Tıbbı ve Aromatik Bitki Laboratuvarı‘ (yeni yerli ve yabancı yatırımlara da açık olmak üzere) “Serbest Sağlık Bölgesine” Sağlık Üniversitesini kurarak aday olmalıdır.
Serbest Sağlık Bölgesinde vergi indirimleri, vergi muafiyetleri, sosyal güvenlik ödemeleri indirimleri, alt yapı imkanları ve azaltılmış bürokrasi gibi avantajlar sunulacaktır. Bu bölgelerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yatırımcıları ile yabancı yatırımcılara eşit statü sağlanmıştır.
İkincisi: Karadeniz Teknik Üniversitesi
Bilgi çağındayız, yazılım ve internet teknolojileri dünyada bilinen işleri kökünden sarsıyor, yeni ve yüksek katma değerli işlerle yeni zenginlik alanları yaratılıyor.
Amerika’daki Silikon Vadisini, üniversitelerin bu vadiyi ve inovatif girişimciliği nasıl desteklediğini ayrı bir yazı konusu yapacağım, o kenarda. Şimdi bunlardan bahsedip havucu çok uzağa koymak istemiyorum. Ancak dünyayı değiştirenlerin mühendisler olduğunu, özgür düşünebilen girişimci mühendislerin bilgi çağına damga vurduğunu, bu alanda geri kalmışlığımızın devletin başarısızlığı olduğunu söylemek yeterli olacaktır diye düşünüyorum.
Eğer hükümet, üniversiteleri özgür bilim yuvaları olarak desteklemek ve kanatlandırmakta samimi ise, KTÜ içerisinden kanatlanacak gerçek bir teknik üniversite, bölge adına büyük bir şans olacaktır. Ancak mutlaka dünyadaki değişimle paralel olarak bölümlerini yenilemeyi, derin uzmanlığı olmadığı bölümleri kapatmayı, ihtiyaç duyulan yeni bölümleri açmayı, akademik kadrosunu güçlendirmeyi, performans kriterleri koymayı, en önemlisi de eleğin üzerinde kalan gençleri üniversitesine çekecek yolları bulmayı düşünmelidir.
Üçüncüsü: Trabzon Sosyal Bilimler üniversitesi
Bilimsel açıdan özgür ve güçlü, ekonomik olarak araştırmaları üst seviyede desteklenen, ihtiyaç duyduğu teknolojik altyapı sağlanmış teknik üniversitenin kardeşi hazır: Trabzon Sosyal Bilimler Üniversitesi…
KTÜ’deki Eğitim, Fen Edebiyat, Hukuk, İlahiyat ve diğer fakültelerin birleşmesiyle kurulması mümkün.
Son Söz:
Akademik dünya, kendi içinde bu tartışmayı yapabilir.
Ancak; Trabzon’da Özel ve Sivil Sektörler de derslerine iyi çalışarak ‘masaya teknik bir çalışma dokümanı ‘ koyabilmeli, söyleyeceklerini söyleyebilmelidir.
Trabzon’un ortak aklını, bilimsel ve katılımcı tekniklerle bir gelecek tasavvuru olarak kağıda döken TİAB ve BNU’nun “Marka Şehir Trabzon Çalıştay Raporu” bu ayrışmada yol gösterici olabilir.
Detaylar tartışılır, ortak akıl ile hareket edilirse kazanan Trabzon ve bölge olur.
Ancak bu ayrışma artık mutlaka yapılmalı, KTÜ’nünü hızlı ve dünyaya çabuk uyum sağlayabilen hızlı balık olmasının, yani yenilenmenin zamanı geldi de geçiyor.