Av.Günfer Erkuloğlu
Şiddet< Akıl< Vicdan
Haberlerde bir çocuk; 4 yada 5 yaşında. Hastaneye doğru yürüyor. Hemen arkasında bir kadın çocuğun elini tutmak istiyor. Canı yanmış çocuk bağırıyor "Tutma elimi, sen benim annem değilsin..!" Akışta öğreniyoruz, annesi kızını diğer çocuğuyla kavga ettikleri için dövmüş. Yani döverek dövmemeyi öğretiyor. Tıpkı kendisinin de dövülerek dövmeyi öğrendiği gibi.
Şiddet uygulayan kadın aynı zamanda şiddet mağduru. Koca dayağı yiyor düzenli olarak.
Bıkkın, bezmiş hayattan..
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Günü. Pek çok eylem yapıldı. Yürüyüşler, konuşmalar..
Fakat o gün dahi her akşam izlemeye aşina olduğumuz kadına şiddet haberlerini engellemedi. Yenilerini dinledik haber programlarında.
Yurdun pek çok yerinde kadınlar, çocuklar şiddete maruz kalıyor.
Bahaneler hazır; geçim sıkıntısı, alkol, töre, aile baskısı, kısaca yalanlar yalanlar.
Hep beraber seyirci oluyoruz bu vahşet tablolarına, isteyelim istemeyelim..
Yan yana dizilmiş bu mağdurlar, doğal bir felaketin kurbanlarıymışcasına kayıtsız kalıyoruz yaşananlara.
İnsanların tahammül sınırları çok düşmüş. Kendi sıkıntılarını, yaralarını başkalarını kanatarak yok etmeye çalışan vicdansız garip kimseler olunmuş. Herşeyin bu fani dünyada yaşanıp biteceği, hesap zamanları olmadığını düşünen bu zavallı zihniyet, Allahın yarattığı üzerinde, kendisi de aciz kullardan biri olduğu halde, karar hakkı olduğunu düşünmekte.
Kadınlara çocuklara fiziksel, cinsel, ruhsal hasarlar veriyor.
Kınadığımız şiddetin her türlüsü; Yani dövmüyor belki, ama hakaret etmek, zayıf hissettirmek, imkan yada imkansızlıklarla ezmek de aynı kapıya çıkıyor.
Psikolojik şiddet hiç de farklı değil fiziksel olarak şiddet uygulamaktan.
Saldırgan davranışların biyolojik faktörleri bitaraf, psiko-sosyal tarafı aslında daha önlenebilir olanı.
Yani ana hatlarıyla gelişimsel faktörler, silahlar, çevre, sosyoekonomik faktörler, şiddetle ilgili psikiyatrik bozukluklar.
Şiddet açısından en fazla risk altında olanlar 30 yaş altı çocuklu kadınlar,çocuklar,yaşlılar ve özürlülermiş..Tablo malumun ilanı niteliğinde. Zayıf olan zorda.
Bugün 21. yüzyılda, neredeyse kağıttan adam yapıp onu sosyalleştirecekler, fakat halen insan insana zarar veriyor…
Şiddet organize boyutta, hatta uluslararası düzeyde hayatlarımızda varlık sürdürüyor.
Mağdurlar yaşadıklarından farklı farklı etkileniyor. Kimi aklını yitiriyor, kimi aymaz umursamaz oluyor, kimi intihar ediyor, kimi de yaşadığı şiddetin bin türlüsünü kendinden sonrakilere uyguluyor. İşte bu zincir tam da böyle yeni halkalar kazanıyor ve yaşam buluyor.
Şiddet davranışı öğreniliyor. Kilit kelime VİCDAN. Vicdanlı olmayı öğretilerimizde referans almalıyız. Çocuklarımıza hayata karşı dik durmayı, eğitimli olmayı, zorluklara hazır olmayı aşılıyoruz ya, bence önce onları vicdanlarıyla güçlü kılmalı. Asıl sınav orada..
HAFTADAN NOTLAR:
*Tanıyabileceğiniz en keyifli, hoş sohbetli insanlardan birisi Halil Üner TS Basketbol takımı baş antrenörlüğünden istifa etti. Konu desteklediğimiz takım olunca, elbette memnuniyet, galibiyetlere endeksli.
Kötü grafiğin sorumluluğunu üstlenişinin herkese örnek olması dileğiyle, yolu açık olsun.
*Aynı gün Trabzonspor-Eskişehirspor maçı da bir dizi hayal kırıklığı doluydu. Mağlup olduğumuz yetmemiş gibi bir kısım taraftar, şike organizatörlerinin artık temizleyicisi oldukları tescilli rakip takıma alkış tuttular ki hakikaten şok ediciydi.
Sadri Başkana yapılan sözlü ve fiili saldırıyı ise hafızamdan tamamen silmek istiyorum.
Yeterince fazla cephede savaşılırken, aklı selim içeride yeni cepheler açılmasın der..