Trabzon’da inanılmaz şeyler oluyor.
Aslında inanılmazlığı birşey olduğundan değil.
Hiç birşey olmadığından!
Operasyonlarda FETÖ’ya organik yada dolaylı bağlı olanlar veyahut okullarında okumuş diye göz altına alınanlara şahit oluyoruz.
Bunların çoğu soruşturma aşamasındadır, suçlu diyemeyiz.
İktidar partisini yöneticilerinin buna bakışı ve hareketleri ne yönde bu irdeleniyor.
Önce onlar göze geliyor.
Buna yine Ak Partililerin gözüyle, bakış açısıyla yaklaşalım.
Kimisi, “Trabzon’da paralelle savaş mavaş yok” diyor mesela..
Bunu diyen Ak Parti’nin genç jenerasyon ekibinin önde gelen isimlerinden.
Kimisi de “Açıklayın yoksa ben isim isim açıklayacağım” diyor.
Hele de KTÜ Rektörlüğüne yeniden Süleyman Baykal’ın atanması için Bakan Süleyman Soylu, Milletvekilleri ve il yönetiminin gösterdiği gayrette buna eklenince tepki daha da büyüyor.
Sorulan soruların başında şu geliyor;
KTÜ rektörlüğünde FETÖ operasyonları devam ederken açığa alınmalar görevden almalar sürerken Baykal’ı atamak için neydi bu kadar uğraşınız?
İktidarın 5 milletvekilinden hiçbiriniz mi ‘Süleyman Baykal FETÖcu değilse bu operasyonları izah etsin. Yada gereğini yapıyorsa neler yapıyor? Bu açığa alınmalar KTÜ’ye yuvalandıklarının da ispatı değil mi? Neden izah etme gereği duymuyor?”
Ak Parti’yi yönetenlerin bu sorulardan sadece bir tanesini bile sorma, irdeleme gereği duymaması bile çileden çıkartıyor.
Kimleri yine Ak Partilileri..
Tabiki diğer CHP ve MHPliler de Ak Partilileri samimi olmamakla suçlayabiliyor.
Özetlersek; “Ak Parti’nin Trabzon’da paralelcileri dost, onlara dokunulmasın; MHP ve CHP’ninkiler düşman! Ülke düşmanı!”
Bu algı şu anda Trabzon’un üzerine yapıştı.
Sadece KTÜ’den dolayı değil.
Mesela Büyükşehir ile ilgili de bir çok detay geliyor kulağıma..
FETÖ nedeniyle aranan bir şahısın firmasından olan ismin şehrin imar planını 2000 yılından buyana yaptığı iddia ediliyor.
Bir vekilin ortağı olduğu hastanenin başındakilerin FETÖ’ya direkt bağlı olduğu ileri sürülüyor.
Böyle önümde yığınla iddia ve isim var.
Önümüzdeki günlerde bunlarla ilgili şeyleri paylaşacağım.
Ak Parti 17-25 Aralık’tan sonra suya sabuna dokunmaktan Trabzon’da kaçındı..
FETÖ’ya tam bağlı ve içinde olanlarla mücadelesine pek önem vermedi.
Şimdide sanki bu işe sarılır gözüküp meydanlarda ellerinde Türk bayrağı olanları coşturuyor..
Ben inanmak istemiyorum!
İnşallah bu dehşet uyandıran iddialar doğru değildir.
Son bir çağrımda KTÜ Rektörü Süleyman Baykal ve Yardımcısı Yusuf şevki Hakyemez’e..
Üniversitede bu açığa almalar ve gözaltılarla ilgili açık açık çıksınlar konuşsunlar.
FETÖ’ya bağlı olanların üzerine nasıl gideceklerini söylesinler.
Yoksa gündeme gelen şeyler mide bulandırmaya başladı.
EN ŞÜPHELİ DURUM!
Trabzon Milletvekilleri yahu biz ne yapalım diyebilir..
Bakın Şamil Tayyar’a ne diyor;
Ben genel kurmay başkanından şüpheliyim.
Sizin bu suskunluğunuz niye?
Sizin hiç mi Trabzon’da şüphe duyduğunuz, irdelemek istediğiniz, çık açıkla neyin ne olduğunu diyeceğiniz kurum kişi yönetici yok?
Aslında en şüpheli durum sizin bu suskunluğunuz.
Aslında inanılmazlığı birşey olduğundan değil.
Hiç birşey olmadığından!
Operasyonlarda FETÖ’ya organik yada dolaylı bağlı olanlar veyahut okullarında okumuş diye göz altına alınanlara şahit oluyoruz.
Bunların çoğu soruşturma aşamasındadır, suçlu diyemeyiz.
İktidar partisini yöneticilerinin buna bakışı ve hareketleri ne yönde bu irdeleniyor.
Önce onlar göze geliyor.
Buna yine Ak Partililerin gözüyle, bakış açısıyla yaklaşalım.
Kimisi, “Trabzon’da paralelle savaş mavaş yok” diyor mesela..
Bunu diyen Ak Parti’nin genç jenerasyon ekibinin önde gelen isimlerinden.
Kimisi de “Açıklayın yoksa ben isim isim açıklayacağım” diyor.
Hele de KTÜ Rektörlüğüne yeniden Süleyman Baykal’ın atanması için Bakan Süleyman Soylu, Milletvekilleri ve il yönetiminin gösterdiği gayrette buna eklenince tepki daha da büyüyor.
Sorulan soruların başında şu geliyor;
KTÜ rektörlüğünde FETÖ operasyonları devam ederken açığa alınmalar görevden almalar sürerken Baykal’ı atamak için neydi bu kadar uğraşınız?
İktidarın 5 milletvekilinden hiçbiriniz mi ‘Süleyman Baykal FETÖcu değilse bu operasyonları izah etsin. Yada gereğini yapıyorsa neler yapıyor? Bu açığa alınmalar KTÜ’ye yuvalandıklarının da ispatı değil mi? Neden izah etme gereği duymuyor?”
Ak Parti’yi yönetenlerin bu sorulardan sadece bir tanesini bile sorma, irdeleme gereği duymaması bile çileden çıkartıyor.
Kimleri yine Ak Partilileri..
Tabiki diğer CHP ve MHPliler de Ak Partilileri samimi olmamakla suçlayabiliyor.
Özetlersek; “Ak Parti’nin Trabzon’da paralelcileri dost, onlara dokunulmasın; MHP ve CHP’ninkiler düşman! Ülke düşmanı!”
Bu algı şu anda Trabzon’un üzerine yapıştı.
Sadece KTÜ’den dolayı değil.
Mesela Büyükşehir ile ilgili de bir çok detay geliyor kulağıma..
FETÖ nedeniyle aranan bir şahısın firmasından olan ismin şehrin imar planını 2000 yılından buyana yaptığı iddia ediliyor.
Bir vekilin ortağı olduğu hastanenin başındakilerin FETÖ’ya direkt bağlı olduğu ileri sürülüyor.
Böyle önümde yığınla iddia ve isim var.
Önümüzdeki günlerde bunlarla ilgili şeyleri paylaşacağım.
Ak Parti 17-25 Aralık’tan sonra suya sabuna dokunmaktan Trabzon’da kaçındı..
FETÖ’ya tam bağlı ve içinde olanlarla mücadelesine pek önem vermedi.
Şimdide sanki bu işe sarılır gözüküp meydanlarda ellerinde Türk bayrağı olanları coşturuyor..
Ben inanmak istemiyorum!
İnşallah bu dehşet uyandıran iddialar doğru değildir.
Son bir çağrımda KTÜ Rektörü Süleyman Baykal ve Yardımcısı Yusuf şevki Hakyemez’e..
Üniversitede bu açığa almalar ve gözaltılarla ilgili açık açık çıksınlar konuşsunlar.
FETÖ’ya bağlı olanların üzerine nasıl gideceklerini söylesinler.
Yoksa gündeme gelen şeyler mide bulandırmaya başladı.
EN ŞÜPHELİ DURUM!
Trabzon Milletvekilleri yahu biz ne yapalım diyebilir..
Bakın Şamil Tayyar’a ne diyor;
Ben genel kurmay başkanından şüpheliyim.
Sizin bu suskunluğunuz niye?
Sizin hiç mi Trabzon’da şüphe duyduğunuz, irdelemek istediğiniz, çık açıkla neyin ne olduğunu diyeceğiniz kurum kişi yönetici yok?
Aslında en şüpheli durum sizin bu suskunluğunuz.