Recep Ergenç

Recep Ergenç

Trabzonspor’da “İkinci devrim” Mümkün mü?

Bin kere de olsa söylemeye devam: Trabzon’un “gelecek tasavvuru”, her alanda bir plana dayanmalı. Bu plan Trabzon’un rekabetçi genleri üzerine oturmalı ve net bilgiye dayanmalı.

Bu sütunlarda 21 Haziran 2018 günlü yazımda “tespitimiz” diye başladığım cümleyi şöyle devam ettirmiştim;  “Günümüzde küreselleşmenin yerini kentleşme almıştır. Kentler, marka ve rekabetçilik güçleriyle bölgelerinin ve ülkelerinin kalkınma dinamiklerini harekete geçiren ana unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır. Ulusal kalkınma programlarının, bölgesel bakış yerine kentler temelinde bir yaklaşımla hazırlanması daha doğru sonuçlar yaratacaktır.”

Trabzon’u uçurmanın formülü

Bu bakışı açısını dert ederek STK’ların ortaya koyduğu “Marka Şehir Trabzon” Çalıştayı Raporu’nun 45. Sayfasında, Trabzon için gelecek tasavvurunun bir bacağı da “Spor Kenti” olarak kayda geçildi.

Spor Kenti Trabzon deyince de maalesef herkesin gözü sadece ve sadece Trabzonspor’a dönüyor. Maalesef diyorum çünkü ikinci bir başarı hikayesi çıkaramadık, çıkaramadığımız gibi her türlü misyonu TS’a yüklemek gibi bir kolaycılığa kaçtık.

Trabzon vasatlığın hakim olduğu bir şehir. Çıkamıyoruz bu cendereden. TS ise bu vasatlığın az sayıdaki farklı renklerinden, belki de en önemlisi. Üzerine koca bir şehrin başarı öyküsü misyonu yüklenmiş. Vasatlığa teslim bir şehrin, adeta güçlülere karşı ben de varım çığlığı haline geldi TS.

Bu iklim içerisinde TS da kulüp olarak vasata teslim oldu.

Ekonomik olarak zor durumda.

Kulübe destek için yapılan en büyük kampanyadan bile üç milyonu zor toparladık.

Ne yapacağız peki?

Kendi tarlamızı ekip biçmenin zamanıdır. Yani öze dönüş.

Herkes aynı şeyi yıllarca ağzında geveledi ama taraftarın “tabela başarısı” beklentisi altında “öz” hep unutuldu. Doğru ama sadece bu kadar mı? Değil.

Futbolda altyapı kangren olmuş durumda. Biz bunu spor çalıştaylarındaki “sorunlar” kısmında çokça gördük. En basitinden futbolda bilim yok, ölçme yok, seçme kriterleri yok, gelişim programı yok. Ne var? Ahbap çavuş ilişkisi var, tecrübeye dayalı gözlem var, kaybolan yüzlerce genç var.

Sporda başarıyı nasıl tariflemiştik? Zaman ve yer çekimi ile mücadelede, uluslararası skorlara ulaşmak için verilere dayalı, teknoloji ve yeni metotlar ile desteklenmiş profesyonel süreçler...

Gözlemlere dayalı karar süreçlerini kutsayanlar (Yavuz Selim’de yetenek arayan futbol guruları) bilim ve sporu yan yana getirmek istemeyebilir. Normaldir, gördükleri saygıyı kaybederler bilim işin içine girince. Kaybetsinler. Trabzon daha fazla kaybetmeye devam edemez.

Trabzon Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi ve KTÜ TTO

Zaman bilimle buluşma zamanı. KTÜ Teknoloji Transfer ofisi (TTO) ile yeni kurulan Trabzon Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Trabzonspor ile seri toplantılara başladı.

Bu toplantılara;

Özkan Sümer, Hayrettin Hacısalihoğlu, Ömer Sağıroğlu katıldılar.

KTÜ TTO’nin önerisi net:

“Trabzonspor Futbol ARGE Merkezi kuralım.”

Önceki yazılarımı okumamış olanlar, “nedir bu ARGE merkezi, ne işe yarayacak?” diyebilir.

Özetle sporu bilimle buluşturacak, bilimsel verilere dayalı değerlendirme, seçme, gelişim yapılacak. Bilimin başarıya ışık tutmasına izin verilecek.

Türkiye’de bir ilki gerçekleştirebiliriz.

İkinci Futbol Devrimini başlatabiliriz.

TTO Müdürü Doç. Oktay Yıldız’ın sunumunun sonunda değerli futbol adamı Özkan Sümer; “şiddetle destekliyorum” , Ömer Sağıroğlu “devrimin ayak sesleri” dedi.

Trabzonspor’da ARGE Merkezi kurulmasının ete kemiğe büründürülmesi için yapılan toplantıların üçüncüsü önümüzdeki hafta Çarşamba günü Halük Ulusoy tesislerinde alt yapı koordinatörü Hamitcıhan Hocanın da katılımı ile yapılacak.

Ne diyor Mevlana:

 İki yol var her insanın önünde/ Kolayını arar gelenekte dininde/ İçine yolculuk yaparsa eğer/ Farklı yollar bulacaktır derinde…

Trabzon’da Değer Üretmek için zor olanı seçmenin, şafağın alaca karanlığından geçiyoruz. Futbol artık büyük bir endüstridir, para konuşur, eğer paranız rakiplerinizle boy ölçüşecek boyutta değilse, kaynaklarınızı kullanırsınız. Tıpkı Ajax gibi.

Bizi Veri Kurtarır

Trabzonspor ARGE merkezi için TS, KTÜ TTO ve TÜ Spor Bilimleri Fakültesinin katıldığı toplantıların özeti aşağıdadır:

Eski varsayımlarımızı, alışkanlıklarımızı sorgulayalım.

Eskiden ne denirdi, enerji kaynaklarına sahip olma savaşı var. Sahip olan kazanır.

Şimdi ne deniyor biliyor musunuz? Veriye sahip olan kazanır.  Veri bugünün ve geleceğin petrolüdür.

Sporcu yetiştirme sürecini “veri ve veriye dayalı analize” göre yönetmemiz gerekiyor.

Veri üretimi için altyapının kurulması, verinin saklanması, işlenmesi, analiz edilmesi, yapay zeka gibi teknolojilerden faydalanılması, uluslararası networklere ve verilere erişimin sağlanması...

ARGE Merkezi ve Performans laboratuvarı merkezinden elde edilecek verilerden yararlanarak, ARGE  Merkezimizde yer alacak  “Trabzonspor Futbol Akademimizde” yeni bir ‘ürün ve metot’ geliştirelim, patentleyelim. Bizde bunu yapacak akıl eksik mi? En iyi bilim insanlarını, veri bilimcileri getirelim.  Bir yabancı futbolcu parasına yapalım hem de bunu.

Önce vasatı aşmak, sorunları çözmede bilimin tek çare olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir.

Trabzonspor; “Trabzon’un sorunu, Trabzon’dan alanı” değil, “ekonomik olarak katkı vereni” olmalıdır. Bu bakış açısı, yönetimlerden bağımsız Trabzonspor delegelerinin de bakış açısı olmalıdır. Bir Divan Kurulu üyesi olarak bunu başarabileceğimize inanıyorum.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.