İbrahim Değil

İbrahim Değil

Aradığınız tatile şu anda ulaşılamıyor

Eylül romanındaki Süreyya Bey'in, içmeye ayranı yokken yaz tatilini Boğaz'a nazır bir yalıda geçirme düşü gibi fiyakalı düşler kurar dururuz nice zamandır. Şezlong ve şemsiyenin biz emeklilere bedava olduğunu öğrenince hanım sevindi, "Bir nal bulduk bey, şimdi üç nal ile bir eşek lazım..." dedi.

Tatil kavramı sanayileşme sonrası ortaya çıkmış olsa da bizde Cumhuriyet'le yasal kılığa büründü. "Çalışan dinlenmeli." dediler. Arapça "boş kalma, işsizlik, hareketsizlik" gibi anlamları olan "atalet"ten gelen tatil sözcüğünün öz Türkçesi "dinlence". Günümüzde "dinlenmek, eğlenmek amacıyla çalışmadan geçirilen süre" anlamı çok baskın olmakla birlikte tatilini köyünde fındık, çay toplama gibi etkinliklere göre ayarlayan çok insan var. Bu işlerin de -kızgın güneşin altında ören, kale, sur, dağ bayır gezmek kadar olmasa bile- keyif verici yanları vardır.

Tatile çıkmayı statü göstergesi sayanlar var. Bunun için yıl boyu para biriktirip hepsini birkaç günde harcamak olağan bir zarurete dönüşüyor. Bu külfetin, aylarca paylaşım yapabilecek kadar çok fotoğraf çektirmek gibi bir nimeti olması güzel. Oyuncu Buse Hanım gibi Dubai’de ya da Meryem Hanım gibi Maldivlerde “olay yaratacak pozlar” vermek herkese nasip olmasa bile…

Tatil süresinin dişe dokunur miktarda olması arzulanır. Oyuncu Seren Hanım, "Tatil 3 ay olmalı. İnsan hem tatil yapıp hem 3 aylık maaşını almalı" deyince kendisine kızanlar oldu. Bence 3 ay çalışıp 9 ay yatmak bile düşünülebilir.

Bir âlim "Müslümanın tatili olmaz kardeşim!” dese de her insanın dinlenmeye ihtiyacı vardır. Fakat halkımızın büyük çoğunluğu tatil yapamıyor. Tatile çıkabilenlerin bir kısmının da aklı evinde kalıyor. Çünkü tatil zamanı tatil yapamayan kadim bir “meslek erbabı” var: hırsızlar. Sen çocuğun sünnet altınlarını dokuz kat çaputa sarıp banyo bacasına saklamış olabilirsin. Ama iyi eğitim almış bir hırsız onu eliyle koymuş gibi bulur.

Görkem Bey tatile gidince hırsızlar evine girip televizyonunu çalmışlar. Görkem, bir sonraki yıl tatile çıkarken yeni televizyonunu da yanına alıp gittiği her yere götürmüş. İçiniz rahat edecekse dededen kalma transistörlü radyonuzu, el dokuması Hereke halınızı filan yanınıza alın. Fakat kafaca dinlenebilmek için -eski tavsiyedir- tatile giderken kendinizi yanınızda götürmeyin…

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum