Modern zamanların birkaç büyük derdinden birisi de topluma ait olamamaktır. Yusuf Atılgan Aylak Adam romanında olduğu gibi Anayurt Oteli'nde de buna yer verir. Zebercet babasının ölümünden sonra oteli işletmek zorundadır. Rutin bir hayatı vardır. Annesi o küçükken ölmüştür. Kendini yaşama bağlı hissedeceği "şeyler" yoktur. Kadınlar dikkatini çeker fakat pek bir şey ifade etmez onun için. Otelde kalan "ortalıkçı kadının" ortalıkçı kadın şeklinde isimlendirilme sebebi de budur. Hayatının olağan akışını otele gelip bir gece kalıp giden kadın değiştirir. Tekrar geleceğini düşünerek odayı kimseye vermez, ışığı kapatmaz. Kendisine yeni giysiler alır. Fakat kadın gelmez. Onun odasına yerleşir, otele kimseyi kabul etmemeye başlar. Aslında Ankara treniyle gelen kadının Aylak Adam'daki Bayan B.'den pek de farkı yoktur.
Zebercet'in bireysel buhranı onu kendini tanıyamamaya sürükler. Nitekim bu süreç bir erkeğe ilgi duymasına, ortalıkçı kadını hayalindeki kadına dönüştürmeye çalıştırmasına sonunda da onu öldürmesine yol açar. Kendini cezalandırabileceği bir alan arar. Bir davaya dinleyici olarak katılır. Bakire olmadığı "düşünüldüğü" için öldürülen bir kadın vardır. O da aynı durumdadır. Ortalıkçı kadını hayalindeki gibi olmamakla suçlamıştır.
Dava 28 Kasım'a ertelenir. Fakat o kadar dayanamayacaktır.
* Romanda dikkatimi çeken 2 kısım oldu. Leitmotif de denilen sürekli tekrarlanan kısımlar. Trenin geçişini örnek verebiliriz buna. Sürekli tekrarlar, tren geçiyorsa her şey normal ve rutindir. Hatta intihar ettiği sırada yine tren sesi duyar ve tereddüte düşer Zebercet.
Diğer kısım ise bilinçakışı tekniğinin kullanıldığı Zebercet'in aklından geçenlerin aktarıldığı kısımlar. Bu kısımlarda noktalama işaretleri kullanılmamıştır.
*Alıntılar
"Sağdı hala, her şey elindeydi.İpi boynundan çıkartabilir, bir süre daha bekleyebilir,kaçabilir, karakola gidebilir, konağı yakabilirdi.Dayanılacak gibi değildi bu özgürlük."
* ilk cümle➡️ İstasyona yakın Anayurt Oteli'nin kâtibi Zebercet üç gün önce perşembe gecesi gecikmeli Ankara treniyle gelen kadının o gece kaldığı odaya girdi.
Not= İlk cümle benim için takıntı olmuştur hep. Hani kağıdı alırsınız elinize, bekler durursunuz. O yüzden en zoru, en güzeli hep ilk cümleymiş gibi gelir bana. Ilk cümleleri ben yazılarıma eklemeye devam edeceğim. Amacım romanlarda dikkatinizi çekmeyen kısımlara dikkat çekmek, yazılanların alt metinlerini ortaya çıkarmak.
