Telefonlar daha sık çalıyor. Ses tonu, daha yüksek ve öfkeli.

Arayanlar ardı ardına birçok şeyi sıralıyor. Şunu yaz, bunu yaz, bunu da yaz diye!

Kabullenemedikleri o kadar çok konu var ki! Yaz yaz bitmez.

Kısacası, bu ülkenin dibine nasıl dinamit konulduğunu yaz diyorlar. Cumhurbaşkanını yaz diyorlar, ordu cephede, başkomutan türban peşinde, hem de öyle bir zamanlamayla kamufle ediyor ki!..

Başbakanı yaz, şairin dizeleriyle “neler yapmadık şu vatan için kimimiz öldük” kimimiz AKP"li gençlere şiir okuduk. Mehmetçik ölümüne çarpışırken, birileri lay lay lom peşinde!

Ben hepinizin başbakanıyım diyen başbakanın, Ankara Atatürk Kültür Merkezi"ndeki etkinliklerde Trabzon Belediyesinin standını nasıl teğet geçtiğini yaz diyorlar.

Ekonomiyi yaz diyorlar. Piyasadaki senet ve çeklerin %70"inin karşılıksız kaldığını, büyük bir ekonomik buhran yaşandığını, hükümetin bunu kamufle etmek için her gün yeni bir senaryo ürettiğini yaz diyorlar.

Trabzon"u yaz diyorlar. “Akyazı projesi” adında, yalan rüzgarının peşine koca kenti takan hayal tacirlerini yaz diyorlar.

Bu koca kandırmacadır. Bir şey yapmak isteselerdi, Tabakane ve Zağros vadilerini ya da Kızlar Manastırını yaparlardı. Yaptıkları tek şey, halka sadaka dağıtmak.

Paylaşımda halka kömür, makarna düşmüş, bunu yaz diyorlar.

Bazıları ise, üniversiteyi yazmamı istiyor. Cumhuriyeti kuran ilk 3 kent içerisinde yer alan Trabzon"un, nasıl da geri kalmış kentler arasına sokulduğunu, uygar dünya kenti yerine, sırf bir dönem daha rektör seçilebilmek için Konya, Kahramanmaraş, Kayseri gibi asosyal kentler arasına Trabzon"un da sırf koltuk uğruna dahil edildiğini yaz diyorlar.

Türbanı, nasıl da özgürlük kılıfıyla kamufle ettikleri yaz diyorlar.

Hatta, onlara izin veren rektör isterse eşarp, yazma, çember gibi Anadolu insanının kıyafetleriyle girişi serbest bıraksın, bak bir teki bile bu kıyafetleri kabul etmeyecektir. Onların derdi siyasal simgeleri, yani kısacası özgürlük değil!

YÖK Başkanını yaz diyorlar. Onu yazmayı hiç istemem, neyini yazayım o kafanın. Tam isabet istenilen zevat ! Bu kadar isabeti bir kafa seçimini yapanları kutlamak gerek.

Zat ne diyor?

Rektörler hakkında yargıya giderim. Lafa bak lafa.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi, Danıştay karar vermiş, sen duymadın mı, ulema efendi? Al sana yargı kararı.

Bunları söyleyenlerin bazıları da, “ya ben seninle beraberim ama beni yazma”!

Yani menfaat paylaşma umudu var.   

Tıpkı Atatürk"ün söylediği gibi; “Doğru bildiğin yolda, gerekirse tek başına”!