Trabzonspor olmuş bir iki kişinin oyuncağı
İsteyen kevgir gibi çevirip duruyor kulübü
Biz ne dersek o olur
Yapılan icraatlar ortada.
Her şeyi yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar
Ersun Yanal"a şirin gözükmek için âdete onun her istediğini yerine getirmekle mükellefsiniz.
Yöneticilik böyle olmaz.
Trabzonspor sizin oyuncağınız değil.
Tasarruf yapacağınız yerde siz, Trabzonspor"un dibine dinamit koyuyorsunuz.
Trabzonspor"un yeni menajere çok ihtiyacı var ya!
Yıllardan beri idari menajerlik yapan Caner Çuvalcıoğlunu pazifise etmek için ipini hemen çektiniz.
Oohh ne güzel
Görev süreniz 15 gün sonra bitiyor siz menejer transferi yapıyorsunuz.
Taraftar sizden menajer değil futbolcu transferi bekliyor.
Ama siz ne yapıyorsunuz kendi bildiğinizi okuyarak istediğiniz gibi at oynatıyorsunuz.
Kimsede sizden hesap sormuyor.
Asbaşkan ve Basın sözcüsü Ersun hocanın iki dudağının arasından çıkacak olan sözler sizleri ilgilendiriyor.
A dediği anda hemen yerine getiriyorlar.
Ersun Hoca ekibini yavaş, yavaş kuruyor.
Trabzonspor"a imza atarken ben 15 kişilik ekiple gelmem diyen Ersun Yanal, Gaziantepspor"un eski menajeri Hasan Çetinkaya"yı transfer ettirdi.
Ersun hoca görev süreleri bir ay sonra bitecek olan asbaşkan Sayitoğlu ve Basın sözcüsü Zeyyat Kafkas"a adeta son atamaları yaptırıyor.
Zaten Trabzonspor"un tek ihtiyacı Hasan Çetinkaya idi ya
Onu da aldılar
Diğerleri sinama seyreder gibi sadece koltukları dolduruyor.
Bir Allah"ın kulu çıkıp demiyor ki ey arkadaşlar Trabzonspor"un menajere mi ihtiyacı var. Bizim elimizdeki manejerler bu işi beceremiyor mu diye hesap sorma zahmetinde bile bulunmuyorlar.
Allah aşkına; Trabzonspor"un menejere ihtiyacı var mı?
Birde aldığınız Menejer Gençlerbirliğinde Ersun Yanal ile çalıştı
Futbolcu Cafer ismi size neyi hatırlatıyor yönetici beyler
Sayın Sayitoğlu, Sayın Kafkas size de alkışlar.
Trabzonspor"da bir işe yarayan adam vardı… Çalıkan dürüst, kişilikli becerikli, saygılı, Yetenekli, Uyumlu ve 13 yıldır tek problem çıkarmayan
Caner Cuvalcıoğlu"nun işten ayrılmasını sağlayamadınız Çetinkaya"yı göreve getirmekle sanırım bunu başaracaksınız.
Sonunda kulüpte çok çalışkan biri vardı onu da tespit ettiniz.
Onun görevinden ayrılmasını sağlarsanız asıl hedefinizi tutturmuş olursunuz!.
Size iş yapan adam lazım değil ki
Kendiniz gibi işleri engelleyen isimler lazım
Siz başarılı isimlere düşmansınız zaten.
Kendi kurumunuzda bile olsa

GEÇMİŞ OLSUN
UTKU AMCA

Onların ki bir tutku. Bir sevda. Ve bir aşk idi. Onlar için güzele ulaşmak bir amaç idi araç değil. Onların sevdası, tutkusu ve aşkı Trabzonspor idi. Her şeyini onunla paylaşan bir topluluk. Evini, işini, eşini çocuklarını kenara bırakıp, onun sevdasıyla yanıp tutuşmak onların için büyük bir görevdi.

Bilmiyorum şimdi böyle kaç insan bulabilirsiniz. Ekonomik imkânları kısıtlı ama akıllarıyla ve halkıyla beraber hareket eden bir bir yolun neferi olarak bugünkü Trabzonspor"un, Türkiye"deki temsil edilmesinin kahramanlarıydı.

Çok fazla değildiler. Ama etten tırnağın ayrılmayacak kadar bir arkadaş gurubuydular. Yedikleri, içtikleri ayrı gitmez. Örtüşen fikirlerin insanlarıydı. Bir ekip ve kolektif çalışmanın süvarisiydi onlar.

İşte onlardan biridir Utku Bozoğlu. Beyefendi, kadirşinas, alçakgönüllü bir yapısıyla Trabzonspor"un Anadolu ihtilalindeki önemli ismi olmuştu.

Geçen hafta içersinde İstanbul"dan gelen bir telefonla içim “Cız” etti.
Önemli bir şey değildi ama. İnsan, çok sevdiği birisinden haber alınca biraz heyecanlanmıyor değil.

Daha öncede bir rahatsızlık geçirmiş olan Utku Bozoğlu, Amerikan Hastanesi"ne kaldırılmıştı. Kalın bağırsaklarında bir sıkıntı olabilirdi. Bozoğlu gurubunda ulaştıklarımdan Utku Bozoğlu"nun İstanbul Üniversitesi eski rektörü Kemal Alemdaroğlu"nun talimatıyla hemen Alman Hastanesi"ne nakledildiğini öğrendim. Doktorlar konsültasyonlar yapıyordu. Sevgili hanımefendileri Ayla teyzeyle görüşme imkânı buldum. O da bana doktorların araştırma yaptıklarını iletti.
Sevgili Utku amca bizi biraz korkuttu ve heyecanlandırdı. Alman Hastanesi"nden taburcu oldu. Evinde istirahat ediyor.
Kendisine,eşine ve ailesine geçmiş olsun diyoruz..

YÖNETİCİLİK
OYUNCAK DEĞİL

Ne hallere düştü bu Trabzonspor.
Önüne gelen pılını pırtısını toplayıp kaçıyor
Önce Szymkovik, sonra Musampa arkasından Risp, ve Yattara ve son olarak ta Ömer Rıza
Vay Trabzonspor"um vah.
Geçmişte Türk futboluna ve Avrupa"ya kök söktüren Trabzonspor"un ağlanacak hali var. Trabzonspor"da oynamak için can atan futbolcular şimdi ise kaçmanın yollarını arıyor.
Dünya âleme rezil oluyoruz.
Futbolcu kaçmış, kulüp bitmiş, borç batağında imiş, Trabzonspor"un borsaya girmiş piyasaya sürülen lotların yüzde 17"si başkalarının elinde imiş, kulüp kredi ile yönetiliyormuş.
Ama kimsenin umurunda değil.
Trabzonspor"un ne eti kaldı ne butu.
Tutacak bir dalı yok
Borçtan başka hiçbir şeyi kalmadı.
Önce Ziya Bey sitesi satıldı. Buradan gelen paralar yanlış kullanıldı.
Bir hevesle borsaya giren Trabzonspor yüzde 25"ile halka açıldı. Bunun yüzde 8"i geri alındı.
Yüzde 17"lık hisse ismi açıklanmayan Almanya"da yaşayan bir iş adamının elinde bulunuyor.
Yönetimin yaptığı transferler de tam bir fiyasko hala daha transfer yapamayan ve görüşmelerimiz sürüyor diyenler insanları kandırmakla bir yerlere varamayacağını anlayamıyorlar.
Hala daha Brezilya"dan met ed umuyorlar.
Bu yıl toplam 11 ülke gezildi.
Ama kimseler alınamadı.
Parasızlık yüzünden futbolcu alamayan Trabzonspor"da basın sözcüsü Zeyyat Kafkas, transfer görüşmelerin sürdüğünü söylüyor.
Tamam, görüşmeler sürsünde, hangi parayla transfer yapılacak.
Kendi futbolcun parasını alamıyor, ve kaçıp gidiyor.
Siz transfer yapılacak hayali ile insanları kandırıyorsunuz.
Çıkıp açık, açık diyin bizim transfer yapacak paramız yok.
Bu kadro ile yola devam edeceğiz.
Bu cesareti bile gösteremiyorsunuz.
Onun için yöneticilik veya kulüp başkanlığı herkesin yapacak olduğu iş değil.
Hep arıza var.
Kendilerini medyaya iyi anlatıyorlar. İyi reklâm yapıyorlar.
Ama kulübün nereye gittiği belli değil.
Trabzonspor gibi büyük kulüplerde her isteyenin başkan olmaması gerekiyor.
Başkanlık hevesi içine doğan herkes aday oluyor.
'Ben bu kulübü yönetirim' diyor.
Ama bu iş çocuk oyuncağı değil.