İsrafta açık ara öndeyiz

Yakın zamanda bir vesile ile Avrupa’da birkaç ülkede bulundum. Sokak, gerçekten yaşanan ekonomik krizin aynası durumda.

Bu denklemden ülkem adına ciddi ekonomik refah içerisinde olduğumuz sonucunu çıkarmalıyım. Zira caddelerimiz sokaklarımız cıvıl cıvıl.

Alış veriş merkezleri iğne at yere düşmeyecek durumda. Fakat gerçeği biliyoruz ki bu aslında refahın değil bir aymaz tavrın göstergesi.

Asgari ücretle çalışan bir çok kişi elinde binlerce liralık akıllı telefonlarla “Kontörüm yok, hızlı konuş.” demekte.

İnsanlar bir giydiklerine uzun süre bir daha sıra gelmeyecek gardroplar peşinde.

Giysiye, mobilyaya, cep telefonuna kölelik yeni yaşam biçimi olmuş.

İnsanlar plastik kartlar marifetiyle yaşamları sürdürüyor. Ondan al buna yatırlarla kendi kendilerine titan zincirlerini oluşturmuş durumdalar.

Geçenlerde icra takibi borçlusu bir amca dert yanıyor; “Param yok, ödeme yapamam. Bankanın kapısında mini etekli kızlar dağıtıyordu aldım kredi kartını. Harcadığım parayı geri isteyeceklerini bilemedim..”

Bir diğeri; “Kartlardan bir tanesinin borcunu ödesem, bunun günahı ne, şunun günahı  ne.?” diyerek elindeki kart destesini sallamakta.

Eskilerin “Ayağını yorganına göre uzat.” öğütleri yaşam alanı bulamıyor. Çünkü esasen kimse gerçek maddi gücünü bilmiyor, bilemiyor.

Annelerinin karnından kırk ayrı kaleme borçlu doğan çocuklar büyüyüp geleceğimizi şekillendirecek.

Ha gayret biraz daha israf,,. Doğmadan borçlu olmak yetmedi.

Babasının portakal suyunda vitaminken borçlandırılmalı.

Karadeniz (TEKNİK) Üniversitesi..???

E-devlet başlığı altında harika uygulamalara imza atılıyor.

Mesleki ihtiyaçlarımız için kullanıyor olmamın yanında kişisel kullanım için yararlandığım bir husus var ki harika;

Çocuklarımın sınav sonuçları, başarı durumları, devamsızlık ve hatta eksik oldukları hususlara dair detaylı bilgiler birkaç tık uzağımda.

İlaveten çocuklarımın okullarının kurmuş oldukları sistemde yine birkaç tuşla öğretmen değerlendirmelerine, okudukları kitap sayısına, görüşme ve sınav takvimlerine ulaşmak da mümkün. Teknoloji almış başını gitmiş ne mutlu.

Gelin görün ki bir ilkokul ve bir lisede sağlanan akıcı tabloya üniversitede ulaşılamamış.

Malumunuz, şehrimizin hayat damarı, bölgemizin incisi KTÜ’de yaşan bilgi işlem zaafı geçen haftalarda öğrencileri ve üniversite çalışanlarını bir hayli yordu.

Sınav sonuçları gecikmeli ve kısmen hatalı olarak öğrenilmiş olsa da, tarafıma e-posta yolu ile gelen şikayetlerde altı çizilen husus hakikaten dikkat çekici;

“KTÜ, adı üzerinde bir teknik okul, fakat her nedense bilgi işlem merkezi çok zayıf ve çalışan kişiler yeterli donanıma sahip değil. “

Şikayetlerin Rektörlükçe dikkate alınması umuduyla; bilgi işlem sistemine erişilebilirliğin kolay, güvenli ve hızlı olmasının temini, özellikle bir teknik üniversite iseniz lüks değil zorunluluktur.

Alakanıza..