Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

İlk insan türünü dünya sahnesinden bakteri ve virüsler mi sildi?

Jeolojik geçmişten günümüze kadar bakteri ve virüslerle insanlar arasında süregelen ve gelecekte de devam edecek bir savaş var.

Modern insanın atası sayılan, günümüzden kırk bin yıl önce yaşamış Neandertal denilen ilk insan türünü Dünya sahnesinden bakteri ve virüsler mi sildi?

Gelecekteki virüs insan savaşını kim kazanacak?

Bakteriler-virüsler mi?

Yoksa

Modern İnsanlar mı?

Yoksa tarih öncesinden beri bizimle birlikte evrimleşen bakteriler ile yaşamayı mı öğreneceğiz?

FOTO 1:Antarktika buzullarında uyku halinde olan bakteriler bulunmuştur. Uyuyarak binlerce yıl evrim geçiren bakteri ve virüsler günümüzdeki 18 adet antibiyotiğe ve diğer ilaçlarla karşı direnç gösteriyorlar.

Jeolojik ve paleontolojik bulgulara göre Dünyamızın ilk canlı evsahipleri insanoğlundan milyarlarca yıl önce ortaya çıkmış olan virüsler ve bakterilerdir.

İnsanlık tarihi boyunca birlikte yaşadığımız virüs ve bakteriler bizleri veba, kolera, çiçek gibi salgın hastalıklarla enfekte etdiysede, onlara karşın evrimleşerek direndik.

Ancak onlarda bizleri enfekte etmenin daha farklı yollarını buldular.

Penisilin’in bulunmasından bu yana yaklaşık bir asır antibiyotik kullanıyoruz.

Fakat kullandığımız her farklı antibiyotiğe karşı bakterilerde direnç göstererek savaşı sürdürüyorlar.

FOTO 2: Tibet platosunda bir permafrost (donmuş toprak ). Bu topraklar binlerce yıl önce yaşayan ve salgın hastalık sonucu ölen canlılarla enfekte olmuştur. Günümüzde küresel ısınma nedeniyle çözülmeye başlayan topraktaki virüsler biz insanlar için gelecekte bir tehlike oluşturacaktır.

Ya bu güne dek hiç bilmediğimiz, tanışmadığımız binlerce yıl öncesinden beri donmuş topraklar (permafrost) içinde gömülü olan, yeraltındaki derin mağaralarda uyuyan virüs ve bakteriler küresel ısınma nedeniyle uyanırlarsa sonuç ne olur?

Bu konuda, Sibirya’nın donmuş topraklarında yapılan güncel araştırmalar tehlikenin boyutu hakkında kesin bir şey söyleyemiyor olsa da sonuçlar oldukça kaygı verici.

FOTO 3: Sibirya da bulunan ilk insan türü Neandertal’lerin yok olması virüs ve mikropların neden olduğu salgınlardan mıydı? Başka deyişle bakteri-virüs ile insanlar arasındaki savaşı ilk insanlar mı kaybetti?

2016 yılında Sibirya tundrasında donmuş toprağın küresel ısınma nedeniyle çözülmesiyle ortaya çıkan şarbonlu bir geyiğin çevresini enfekte ederek insan ölümlerine neden oluşu konunun ciddiyetini yansıtmaktadır.

Şu anda donmuş toprağın yüzeyden derine doğru 50cm lik kısmı erimektedir.

Dünya ısındıkça donmuş toprak daha fazla çözülerek bünyesindeki gömülü eski enfekte olmuş canlıların virüslerini ve bakterilerini serbest bırakacaktır.

Başka deyişle, belki bir milyondan beri donmuş halde uyuyan hiç tanımadığımız yeni bakteri ve virüsler gelecekte karşılaşabileceğimiz salgın hastalıkları üretecektir.

2005 yılında NASA bilim adamları Alaska da otuz iki bin yıldan beri donmuş olan göldeki bakterileri canlandırmayı başarmışlardır.

Kısa sürede de bu bakteriler bulaşıcı özellikler taşımaya başlamıştır.

Aynı çalışmada Antarktika da yüz bin yıl yaşındaki buzuldaki bakterilerin başarıyla canlandırıldığından söz edilmektedir.

2017 yılında yine NASA Meksika da bir madende kristaller içerisinde 10 bin-50 bin yaş aralığına sahip mikroplar bulmuştur.

Benzer şekilde, New Mexico da, yerin bin metre derinliğinde, bir mağarada, dört milyon yıldan beri yüzey ile irtibatı olmayan izole edilmiş bakteriler keşfedilmiştir.

İşin ilginç yanı yüzeydeki canlı yaşamla ve insanlarla hiçbir teması olmayan bu bakterilerin günümüzün 18 çeşit antibiyotiğine karşı nasıl direnç gösterebildiğidir.

Yani, bakteriler kendi kendine evrimleşip modern insanın bilgisiyle yarışıyorlar ve insanoğluna meydan okuyorlar!

Özetle soğuk, karanlık ve oksijensiz olan derin donmuş topraklar milyonlarca yıldan beri enfekte olmuş ölmüş canlıları bünyesinde korumuştur.

Ancak küresel ısınma sonucu çözülmüş toprakta serbest kalan enfekte olmuş ve ölmüş canlılardaki virüs ve bakteriler insanlık için gelecekte büyük bir risk oluşturacaktır.

Bazı dinlerde ölülerin yakılma sebeplerinden biride bu tür salgın hastalıklarından korunma olabilir mi?

Günümüzden kırk bin yıl önce yaşamış, modern insanın atası olan, çok daha güçlü ve dayanıklı Neandertal’lerin salgın bir hastalık sonucu yok olduğuna dair kanıtlar artmaktadır.

Bu nedenle, bilim adamları Sibirya da mağaralarda yaşamış bu insanlara ait iskeletler üzerinde virüs kalıntıları aramaktadırlar.

Yukarıdaki bulgular, virüsler ile akıllı olan, bilgi ve teknolojiyle donatılmış insanoğlu arasındaki savaşın geçmişte, tarih öncesinde başladığını, günümüzde devam ettiğini ve gelecekte de devam edeceğini göstermektedir.

Yani Kovit19, yerini çok daha akıllı, çok daha dirençli Kovit 20.21….. lere bırakacaktır

Merak edilen şu:

Basit yaşam formu olan virüs ve bakteriler nasıl evrimleşip modern insanın antibiyotiklerine ve ilaçlarına karşı direnç gösterebiliyorlar?

Virüsler mi akıllı, yoksa insanlar mı?

Virüs- bakteri ile insan arasındaki savaşı kim, nasıl kazanacak?

İlk insan türü olan Neandertal’ler bu savaşı kaybedip dünya sahnesinden silindiler mi ?

Öte yandan küresel ısınma nedeniyle güney yarım küresi’nin karakteristik salgın hastalıkları olan sıtma, kolera ve humma gibi sıcaklığa meyilli hastalıkların gelecekte kuzey yarım küresinde de yaşanabileceği öngörüsü oldukça ürkütücüdür.

Bununla ilgili en önemli soru:

Bu hastalıklara karşı bu gün kullanılan ilaçlar gelecekte evrimleşen virüs ve bakterilere karşı aynı etkiyi gösterebilecek mi?

Sonuç olarak:

Günümüzde virüs Kovit19 ile biz insanlar arasında yaşanan savaş bir bakıma doğanın temel kuralı olan ‘doğal seleksiyondur’.

Yani doğada yaşam koşullarına ayak uyduramayan, zayıf, yaşlı olanlar ölür, genç, dirençli olanlar hayatta kalarak, genlerini bir sonraki nesil’e aktarırlar.

İnsanoğlu ve bakteriler yaşam boyu işte bu şekilde birlikte evrimleşmiştirler.

Sağlıklı, mutlu günler dileğiyle.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.