Basketbol Birinci Ligi’ne büyük hedefler koyarak başlayan Trabzonspor Medical Park basketbol takımı sezon içerisinde haftalar ilerledikçe amaçladığı hedeflerin uzağında bir görüntü sergiliyor.
Geride kalan 6 haftada sadece bir galibiyet alan Trabzonspor Medicalpark bu galibiyeti de ligin son sıralarında yer alan Türk Telekom’a karşı kazandı. Önemli sayılabilecek bir bütçeyle, ve yepyeni bir takımla sezona giren takımımızın, kötü gidişinin bir çok parametreye bağlı olduğunu ifade etmem gerekiyor.
Her zaman savunduğum bir değer olan kurumsallaşma olgusunu maalesef bu sene de kulübümüz bünyesinde görememenin üzüntüsü içerisindeyim. Oysa kulüp başkanı sayın Abiş Hopikoğlu ‘nun görevi devraldığında, çok önemli kurumsal yapılarda üst düzey görev almış bir yönetici olarak Trabzonspor Medicalpark basketbol takımında da aynı anlayışla bir yapı kuracağını tahmin etmiş ve çok umutlanmıştım.
Çünkü CV’si incelendiğinde Türkiye’nin en önemli şirketlerinin CEO’luğu, yönetim kurulu üyeliği ve genel müdürlüğü görevlerinde bulunmuş, geçmişi önemli başarılarla dolu bir insan ve önemli bir Trabzonspor taraftarı olması bendeki bu umutların yeşermesinin önemli nedenlerindendi.
Fakat bugünlerde Trabzonspor Medicalpark basketbol takımının bu denli profesyonelce yönetilemediğine üzülerek ve hayal kırıklığıyla şahit oldum. Özelikle kulübün borç yükünün her gün biraz daha artarak kulübü çok önemli bir külfete sokması ve basketbol camiasında Trabzonspor Medicalpark isminin ödenmeyen borçlarla ve tutulmayan sözlerle anılması, Trabzonspor isminin ülke çapında zedelenmesine neden oldu. Bir kulübün en önemli kazanımı itibarı ve saygınlığıdır.
Hele burada söz konusu olan Trabzonspor ise insanların çok daha dikkatli ve sorumlu davranmaları gerekir diye düşünüyorum. Bence bu durum yani kulübün itibar ve saygınlığı takımın play-off’a kalması ya da Avrupa kupalarına katılmasından daha önemli bir olgu.
Ligin 6. haftasının ardından coach Hakan Demir’le yollar ayrıldı. Bu Aleattin Yakan’la ilk birinci lige çıtığımız 2009/2010 sezonundan itibaren 6 senede altıncı antrenörümüz. Yani 6 senede yedinci teknik adamla çalışacağız. Kurumsal anlayışın en önemli kriteri devamlılık ve istikrardır.
Fakat hemen hemen her sezon ortasında antrenörünüzle yollarınızı ayırıp yeni bir anlayışı kulübünüze empoze etmeye çalışırsanız ne devamlılıktan ne de istikrardan, dolayısıyla başarıdan söz edebilirsiniz. Bunun yanında kulüplere 5 yabancı hakkı geldiğinde Trabzonspor Medicalpark sadece sahaya yabancılarla çıkıp, bütün bir sezonu ve Avrupa kupalarını onlarla oynayabilmek gibi ciddi bir yanlış anlayış benimsedi.
Fakat eğer yerli rotasyonunuz böylesi yetersiz düzeyde ise sadece yabancılarla bu ligi ve Avrupa’yı sürdürebilme şansınız yoktur. Kaldı ki bence Hasan Özmeriç döneminde çok kısa bir süreç içerisinde ve ciddi imkansızlıklarla kurulan takımın rotasyonu bugünkünden çok daha iyiydi. Gönderilen Jack Cooley dünyanın en büyük profesyonel ligi NBA’de Utah Jazz kulübüne gitti, kadroda hazırlık kampına katıldı ve son ana kadar Jazz’ın oyuncu kadrosunda yer almasına rağmen kadroda yer bulamayarak serbest kaldı. Şu anda Avrupa’nın önemli liglerinden birinde oynaması olası bir durum.
Can Maxim Mutaf ülkenin en önemli basketbol ekollerinden biri olan Banvit’e giderken, Türkiye’nin en şutörlerinden biri olduğuna inandığım Kirk Penney’i Basketbol Dünya Şampiyonası’nda izledik.
Bugün kulüp yeni bir coach, Evgeniy Pashutin ile anlaştı. Ayrıca Randle gönderilip yerine De Bost alındı. Muhtemelen gelen coach yeni transferler isteyecek. Bu transferlerin gerçekleşmesi için transfer yasağının kaldırılması gerekecek. Bunların tümü kulübe ekstra maliyet anlamına gelecek.
Geçen yıldan bu sezon başına kadar geçen sürede %150 artarak 4.5 milyon TL. ye ulaşan borç yükü bu gidişle sezon sonunda korkarım 9-10 milyon TL. yi bulacak. İşte bizim gibi Trabzon basketbolunun bir yerlere gelmesi için yıllarca emek verip alın teri döken insanlar için kabus o zaman başlayacak. Çünkü bu şehirde herkes ceketini alıp, sırtını dönüp gittiğinde basketbol için çaba sarfedecek birilerini bulmak ne derece mümkün olacak? Bu sorunun cevabını vermekte güçlük çekiyorum.
Bir de konuşmamız ve yorumlamamız gereken maçlar vardı, fakat parkeye inmeden önce yapılması gereken o kadar çok iş var ki…
