İlginç bir dünyada yaşıyoruz.
Kimi silah zoruyla halkın iradesini ortadan kaldırmağa çalışırken;
Kimi din adına kafa keserek kendine cennette yer arar.
Kimileri de bu dünyada yaşamın sonsuz olmadığını bildiğinden evrende kendine yeni bir dünya arar.
Ünlü İngiliz bilim adamı, fizikçi, evrenbilimci, Stephan Hawking’ e göre Dünya üzerindeki yaşam yakın gelecekte iki şekilde yok olabilecektir:
- KÜRESEL ISINMA
- NÜKLEER SAVAŞ
Ancak son 100 yılda dünya üzerindeki ortalama ısı artışının rakamsal değerleri ‘ısınma teorisine bağlı yok olma öngörüsünün’ daha ciddi bir boyuta ulaştığını gösteriyor.
Harita1: 2016 yılının ilk 6 ayında dünyanın ortalama yüzey ısısı geçmiş 140 yılın rekorunu kırmıştır.
İklim değişimini gösteren iki önemli unsur:
- Küresel ölçekte yeryüzü ısı artışı.
- Kutuplardaki buzul alanlarının sürekli azalması.
Harita2: NASA iklim değişimini karadan, havadan ve uzaydan sürekli izlemektedir.
NASA yer yüzündeki ısınma ve buna bağlı iklim değişimini 1979 dan beri yerden, havadan ve uydudan sürekli izlemekte ve ölçümler almaktadır.
2016 yılının ilk 6 ayı, Ocak ile Haziran arasındaki yeryüzü ortalama ısısı artışı daha önceki 140 yılın Ocak-Haziran aylarının rekorunu kırmıştır.
Grafik1: Grafikte izlendiği gibi 140 yıldan beri Dünyamızın Ocak-Haziran ayları her geçen yıl daha fazla ısınmıştır.
Günümüzde, küresel ortalama ısı değeri 1880 yılına göre 1,3 derece daha fazladır.
Bu ısı artışına bağlı olarak da kutuplardaki buzul alanları 1970-1980 yıllarına göre %40 oranında eriyerek azalmıştır.
Bütün bu gerçekler ortada iken Dünya üzerindeki yaşamın sonsuz ve değişmez olduğunu kabul etmek, üst düzey bilgi ve mantığa aykırıdır.
Evren ve onun bir parçası olan Dünya dinamiktir.
Her şey değişime ve dönüşüme, var oluşa, yok oluşa açıktır.
İşte bu sav günümüzde insanoğlunu evrenin derinliklerinde yaşanacak yeni bir dünya aramaya yönelten en önemli bir faktör olarak öne çıkar.