Mehmet Şal
30 Ağustos demek
Ulusal bağımsızlık ve ulusal irade ekmek gibi, su gibi, hava gibi her ulusun temel ihtiyacıdır. Bazı uluslar bu olguları tadarken bazıları da müstemleke olarak yaşamaya devam ediyor.
Türk milleti tarih boyunca hür iradesiyle bağımsız yaşamış, Orta Asya bozkırından Anadolu bozkırına, Kafkaslardan Balkanlara at üzerinde rüzgar gibi esmiş, zalimlerin tepesine balyoz gibi inmiş, korkulu rüyası olmuştu. Her defasında esaretin zincirlerini kırmış, özgürlüğe giden yolun kapısını açmayı bilmişti.
Malazgirt'ten- 30 AĞUSTOS ZAFERİ'ne Anadolu'da destan yazan Türk milleti; bağımsızlık yolunu arşınlamış, esarete sömürüye dur demişti. Türk'ün sarsılmaz milli ve manevi iradesini-gücünü-kuvvetini tüm cihana kanıtlamıştı.
Türk yurdu; 30 AĞUSTOS'a giden yolda (1914) 1. Cihan harbiyle kurtlar sofrasına yatırılırken, Türk milletini paçavra gibi tarihin çöplüğüne atmaya çalışılarken, mecali kalmamış bu aziz millet son bir gayretle ayağa kalkmış.(1915) Çanakkale'nin sarsılmaz ruh gücü ve manevi birlikteliğiyle emperyalizme karşı kafa tutmakla kalmamış, emperalistlerin üstün varlıklarına rağmen Batı'nın kanlı dişlerini sökmüştü. Batı'nın sömürü düzenine baş kaldıran Türk ulusu, esaretten özgürlüğe giden yolda, kara bulutları dağıtmayı başarmıştı.
Çanakkale'de elde edilen muhteşem zafer, yakın tarihe ismini yazdıran Kuvva-i Milliye ruhunun tecelli etmesine zemin hazırlamıştı. Ancak 1. Cihan harbinin genelinde ve diplomaside yaşanan başarısızlık, Anadolu'yu yeniden düşmanın igaline itmiş, Batı'nın işgali ve zulmü her tarafa kara bulut gibi çökmüş, Türk milleti karanlık kuyunun dibine itilmişti.
Esarete alışkın olmayan Oğuz'un evlatları; Mete Han'dan Sultan Muhammet Alparslan 'a, Fatih Sultan Mehmet Han'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e kadar her nerede esaret, zulüm, kan ve gözyaşı varsa Türk'ün karakterini ortaya çıkararak; umudun, özgürlüğün, mutlu yarınların kapısını açmasını bilmişti.
1. Cihan harbinin ardından ( 1918) Mondros Mütarekesi ve sonrasında Sevr Antlaşması'nı uygulamaya koyan batılı şer odaklarının üstün silahlarına, teknolojilerine, askeri ve ekonomik güçlerine karşı birlik olan Türk ulusu, bilek ve yürek gücü ile tarihin en şanlı mücadelesi olan Kurtuluş Savaşı'nı vermiş, dünyayı şaşkına çeviren bu mücadele (1922) Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile taçlandırılmıştı. Cephede kazanılan muhteşem askeri zafer, Türk'ün bağımsızlığının kubbesi olan Lozan ile tamamlanmıştı.
(1683) Viyana Muhasarası sonrası toprağından, özgürlüğünden, değerlerinden, diplomasisinden ödünler vererek geriye sürüklenen Türk milleti, 30 AĞUSTOS ZAFERİ'yle Gazi Mustafa Kemal'in komutasında, silah arkadaşlarının üstün hizmetleri ve kahraman, cengaver askerlerinin gözünü budaktan sakınmayan efsanevi mücadelesi ile batıya karşı her mecradaki gerileyişini ve başarısızlığını sonlandırmıştı. Türk; yeniden kendine gelmiş, varlığının gücünün farkına varmıştı. Oğuz'un evlatları; kanında ve ruhundaki gücü, kuvveti , kudreti ve asaleti yeniden ortaya çıkarmakla kalmamış; bunu bütün cihana son kez ispat etmişti.
Malazgirt'te, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda test edilen Türk milleti; 30 AĞUSTOS ZAFERİ ile asilliğini, başkaldırışını, şahlanışını, dik duruşunu, mazlumların sesi olduğunu göstermekle kalmamış, bağımsızlık benim kaderimdir diyerek dünyaya bir kez daha haykırmıştı. Bu kutlu zafer ile Anadolu'nun ebedi Türk yurdu olduğu dünyaya kabul ettirilmiş, bu gerçeğin değişemeyeceğini cihana ilan etmişti.
Artık 30 AĞUSTOS ZAFERİ ile toprak bir başka kokuyor, yeşilin her tonu bir başka görünüyor, güneşin ışığı bir başka süzülüyor, gözler ufka bir başka bakıyor, yürekler tatlı bir heyecan ve sevinçle bir başka çarpıyor, bağımsızlık ruhu damarlarımızda bir başka akıyordu.
30 AĞUSTOS 'taki Türk milletinin sarsılmaz iradesi, mücadelesi ve kazanımları, esaret altındaki mazlumlara ışık oldu, pusula oldu. Özgürlüğe giden kapının anahtarı oldu.
Bu vesile ile Sultan Muhammet Alparslan'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, bu vatan, millet için gecesini gündüzüne katan ismini bildiğimiz - bilemediğimiz kahraman komutanlarımıza, hakeza aziz şehitlerimize ve dahi gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Aziz hatıraları önünde eğiliyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Vatan için, millet için, devlet için yeni nesillerin gönlüne nakşedilecek, gelecek nesillere miras bırakılacak milli şuurun kalıcı olması temennisiyle...Yaşasın 30 AĞUSTOS ZAFERİ...