İnsanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşlarından biriydi Çanakkale Savası. İtilaf kuvvetleri, özellikle İngilizler ve Fransızlar, İstanbul'u ele geçirmek amacıyla Çanakkale'yi ele geçmeyi hedefliyordu. Eğer başarılı olsalardı, Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul'u işgal edecek, Rusya ile bağlantı kurarak savaşta önemli bir üstünlük elde edecekti.
Çanakkale, sadece bir askeri başarı değil, atnı zamanda Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük arzu ve hevesinin simgesi haline gelecekti.
Ancak İtilaf donanmasının 18 Mart 1915'te başlattığı deniz harekâtı, planlandığı şekilde gitmedi.Türk kahramanların kararlı savunması ve denizden gelen ağır topçu ateşine karşı alınan tedbirler, İtilaf donanmasında büyük kayıplara neden olmuştu. Çanakkale Boğazı'ndan geçemeyince Çanakkale'deki kara harekâtı ise 25 Nisan 1915'te başlayacak, hem Osmanlı ordusu hem de savaşın gidişatını değiştiren bir direnişin tanık olacağı bir dönüm noktası olacaktı. Dünya savaş tarihi eşsiz bir kahramanlık hikayelerine mucizelere şahit oluyordu.
Çanakkale'nin "ruhu", yalnızca askeri bir direnişi değil, aynı zamanda Türk milletinin vatanına olan sevgi, bağımsızlık için duyduğu kararlılık ve fedakârlıkla yoğrulmuş bir bilinçten doğar. Cephede savaşan askerlerin gözlerinde görülen bir ortak anlayış vardır: Vatanlarını koruma ve bu topraklar üzerinde özgürce yaşamaya devam etme kararlılığı. O dönemde Çanakkale'ye gelen askerlerin çoğu, yoksulluktan, sefalet içindeki köylüler, okuma yazma bilmeyen köylü çocukları, işçi sınıfının fertleriydi. Ancak hepsi bir ideolojiye sahipti: Bağımsız bir Türkiye.
Türk milletinin toprağını savunmak için gözünü kırpmadan ölüme yürüyen bu insanlar, hiçbir maddi karşılık beklemeden, yeri geldiğinde ırk, dil, din farkı gözetmeden bu savaşa katıldılar. Çanakkale'deki bu ruh, tüm Türk milletinin bir araya geldiği, dayanışma ve kararlılıkla her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğini gösteren bir simgeydi.
Çanakkale'de gösterilen kahramanlığın arkasında, bu ruhu en iyi şekilde temsil eden isimlerden biri de Gazi Mustafa Kemal Atatürk ’tür. Gelibolu Yarımadası'nda, 19. Tümen Komutanı olarak görev alan Atatürk, o dönemde Türk askerine sadece askeri komutanlık yapmamış, aynı zamanda büyük bir liderlik örneği sergileyerek moral kaynağı olmuştur. En bilinen sözlerinden biri olan, “Ben size taarruz etmeyi emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” sözü, Türk askerinin ne kadar büyük bir inançla savaşa girdiğininin ve hareket ettiğinin göstergesidir. Bu söz, aynı zamanda Atatürk'ün ve Çanakkale'deki askerlerin vatan sevgisinin ve fedakârlığının bir nişanesi haline gelmiştir. Bununla kalmamış Kuvayi Milliye hareketinin ve Milli mücadelenin zeminini, bu yolun taşlarını döşemiştir.
Çanakkale Zaferi'nin sonuçları, sadece Osmanlı Devleti'nin değil, tüm dünya tarihine etkide bulunmuştur. Osmanlı Devleti'nin savaşta hayatta kalma şansını artırmış ve aynı zamanda İtilaf Devleti'nin ilerlemelerini engellemiştir. Ancak Çanakkale'nin en büyük etkisi, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine olan inancını güçlendirmesi ve Cumhuriyet'in temellerinin atılmasında büyük bir adım perde arkası ilk adımı olmuştur.
Çanakkale Ruhu, önce milli mücadelenin sonrasında Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte modern Türkiye’nin temellerinin atılmasına ilham vermiştir. Çanakkale'de kazanılan zaferin arkasındaki ulusal birlik, Türk halkının devletini kurma ve çağdaş bir toplum oluşturma yönündeki kararlılığını pekiştirmiştir.
Sonuçta; Çanakkale, yalnızca bir zaferin adı değil, Türk milletinin bağımsızlık için verdiği mücadelenin, dayanışma ve özgürlük ideallerinin sembolüdür. Bu ruh, Türk halkının tarihindeki en zorlu günlerinde bile birlikte hareket ederek, tüm zorluklara rağmen var olma iradesini gösterdiği bir mirastır, hafızadır. Çanakkale Zaferi, Türk milletinin tarihteki gücünü ve kararlılığını simgeleyen bir dönüm noktasıdır. Bugün ÇanakkaleRuhu, Türk milletinin bağımsızlık, özgürlük ve vatan sevgisinin en yüce ifadesi olarak yaşamaktadır. Yaşamaya da devam edecektir.
İyi günde kötü günde, omuz omuza hep beraber birlikte tarihimizden mirasımızdan aldığımız tecrübe ve kuvvetle evlatlarımıza daha güzel bir gelecek bırakmak, teslim aldığımız kutlu bayrağı gelecek nesillere aktarmak şuuru ile Yaşasın Türk Millet, Yaşasın Türk Millet. Onur, gurur ve şerefle Türk milletinin nice 110 yılları olsun.
18 Mart Çanakkale Zaferi vesilesiyie başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, silah arkadaşlarının, isimsiz kahramanlarımızın, tüm şehitlerimizin ve gazilerimizin aziz hatıraları önünde minnet ve şükranla eğiliyoruz. Mekanları cennet, ruhları şad olsun. Millet ve Devletimiz var olsun.
Çanakkale ruhunu canlı tutmak, yaşatmak dileğiyle...
Böyle şanlı bir millet olduğumuz için Allah’a hamd olsun
Yanıtla (0) (0)