Donald Trump yönetiminin Gazze ile ilgili her geçen gün dozu artan kararlı açıklamaları çoğu çevreler tarafından şaşkınlıkla takip ediliyor. Oluşan durum ve açıklamalar karşısında analizler yapılıyor, Bunun ardında hangi gelişmeler yatıyor diye fikirler yürütülüyor. ABD olası hangi politikayı veya stratejik planları işletmek istiyor? Beklenmedik diye düşünülen bu açıklamalar arkasınd, ajandasında neler var? Düşünmeden insan kendini alamıyor.
ABD'nin Ortadoğu ve Gazze ile ilgili, bu ana kadar açık ettiği politikalar herkes tarafından öyle veya böyle biliniyor. ABD yönetimi, İsrail'e güçlü destek verdiğini her pozisyonda dünyaya açıkça deklare ediyor. Bu tamam. Ancak Trump iktidarında Gazze konusunda yeni açılım yapılmasının perde arkasında neler olduğunu, neler düşünebileceklerini irdelemek isterim.Lütfen, dünya haritasını hayal ederek okuyunuz.
Trump, mealen "Gazzeyi boşaltın" diyor. Burasını yeniden inşa edeceğim, kuracağım diyor. Yaşanılabilir, cazibe merkezi haline getireceğin" diyor. Babasının malı gibi çok rahat açıklamalar yapıyor. Açıktan Gazze'ye çökmeye çalışıyor. Yapabilir mi, yapamaz mı zaman gösterecek.
Donald Trump'ın Gazze'ye çökerek planını tarihi perspektiften hareketle politik- stratejik okuyuş ile, olaylar arası bağlantı kurarak, sosyo-ekomik askeri ve son hamlede teolojik gerçekler üzerinden pazılın parçalarını bir araya getirerek, her biri ayrı konu olan şu değerlendirme ve öngörüleri ortaya koymaya çalışalım.
Yeni dünya düzeninin inşa merkezinde Ortadoğu olduğuna göre buraya özel bir sayfa açmış Trump. Bu düzende Çin ile girdiği ticaret savaşlarını ekonomi üzerinden yürütse de siyasi, askeri, teknoloji, lojistik yollar başta olmak üzere farklı alanlardan Çin’e açık hücum ediyor. Nasıl mı?
✔️Çin-Kuzey Deniz sahası-Grönland-Kanada koridorundan,
✔️Çin-Türkistan-Kafkasya-Rusya-Ukrayna-Avrupa koridorundan,
✔️Çin-Türkistan-Azeyban-Türkiye- Batı (Orta kuşak koridoru) koridorundan ki; bu koridorun doğu-batı, kuzey-güney bağlantısı olan transit hatları var. Türkiye'nin merkez olduğu bu koridorun hemen yanı başında Gazze'de yeni merkez oluşturabilirse, durumu geniş perspektiften okuyun.ABD için müthiş, Türkiye büyük sorunlara ve kayıplara zemin hazırlayabilir.
✔️Çin-Hindistan-Arap Yarımadasının güneyi- Afrika-Avrupa-ABD koridoru(Güney Koridoru)
✔️Tayvanı da unutmayalım. Tüm koridorlara yönelik Trump'ın her gün yeni hamleleri, beyanatları ve kararlarını göz önüne getirin. Burada en hayati yol, üstte ifade ettiğimiz Orta Kuşak koridoru değil mi?
Şimdi gelelim Tramp yönetiminin GAZZE'ye çökme planının; olası jeo-stratejik, jeo-ekonomik, jeo-politik, jeo-teolojik amaçlarına. GAZZE, ABD mülkü olursa, ABD;
❗️ Abraham Anlaşmaları (İbrahim Antlaşması) kapsamında, İsrail'e serin bakan bazı Arap ülkelerinin İsrail’le ilişkilerini normalleştirme zeminini genişletebilir.Hatta buna zorlayıcı politikaları buradan daha kolay işletebilir. İsrail’in bölge devletleri tarafından tanınırlığını, meşruiyetini netleştirebilir. Başta Suudi Arabistan gibi ülkelerle İsrail ile daha yakın barışçıl ilişkiler kurmalarına zemin hazırlayabilir.
❗️Trump, ABD’nin Orta Doğu’daki varlığını ticari ve askeri hamlelerle artırmaya çalışırken, Gazze’de yeni üs inşası ile, bölgedeki müttefikleri üzerinden etkisini daha da artırabilir.
❗️Orta Doğu'da, İsrail-Filistin meselesi başta olmak üzere devletler üzerinde manipülatif politikaları daha kolay yürütebilir.
❗️Gazze, Doğu Akdeniz’e açılan önemli bir kapı olduğuna göre Amerika ötesinde Gazze'yi SİNGAPUR MODELİ olarak inşa edebilir.
❗️Arap yönetimleri üzerinde var olan kontrolünü doğrudan güçlendirebilir, zamanla oluşabilecek muhtemel Anti-Amerikan yönetimleri ve oluşumları engel olabilir.
❗️Doğu Akdeniz’de İsrail, Mısır, Kıbrıs ve Türkiye deniz yetki sahalarındaki doğalgaz yataklarına yakın olmak, kontrolde tutmak ve bu rezervlerin işletilmesinde söz sahibi olabilme adımı olabilir.
❗️Kızıldeniz-Süveyş Kanalı, Akdeniz koridorunun güvenliğini elinde tutmak. Ayrıca Sina Yarımadası'nın İsrail tarafında yeni bir kanal projesini hayata geçiripb, Süveyş ticaretine altenatif oluşturabilir. Gazze'yi Orta kuşak yolunun transit noktası yapabilir.
‼️Gazze’de genç ve dinamik bir nüfus var. 2024 BM Dünya Kentleşme Beklentileri projeksiyonları verilerine göre Gazze nüfusunun % 75'nin 25 yaş altı genç nüfus olduğu görülüyor. Nüfus artış hızının %3 ler civarında olduğu, kadın başına 4,4 çocuk sahibi olunması, modern köleliği, insanları maraba yapmayı seven ABD için potansiyel iş gücü anlamına gelmektedir. ABD'nin yeniden inşa etmek istediği şehirde bu durum ucuz iş gücü demektir. Çin ile rekabet etmek isteyen ABD açısından ucuz üretim ve bunun ekonomik getirilerinin ekonomisine yansımasını düşünmek gerekir.
‼️❗️Gazze gibi stratejik bir merkezin ABD kontrolünde olması, jeo-teolojik açıdan da bakıldığında Katolik Hıristiyanlık siyasetinin tarihi emellerine hizmet etme olasılığı. Vatikan merkezli yapının mazisinde Kudüs'ün önemini hatırlamak gerekir. Gazze’de askeri ve siyasal gücün Arap Yarımadası'ndaki diğer askeri üsleri karasal açıdan yakınlık ve kurulabilecek bağları düşünün. ABD ve Vatikan ruhunun coğrafi alanda bütünleşme olasılığı ile İslam dünyasının kalbi olan Hicaz bölgesini (Harameyn), (Mekke-Medine) muhtemel saldırıya açık hale getirebilir.
Hristiyanlık tarihinin dinsel hedefini anlamak için, 1502 - 1517 yılları arasında Papalığın izin ve desteği ile Portekiz'in Kızıldeniz'deki faaliyetlerini ekonomi ve siyasi kamuflaj altında dinsel ve gerçek yüzünü görmek zor olmasa gerek.1517 senesinde Portekiz donanmasının Cidde saldırısını ve bu saldırı ile Cidde limanı üzerinden Harameyn planının iyi anlamak lazım. Cidde limanı üzerinden Mekke'ye ulaşmak Kabe'yi yıkma harekatı unutulmamıştır. İncelenmesi, yorumlanması ve dikkate alınması İslam alemi açısından hayati öneme sahiptir. ❗️‼️
Neticede GAZZE; stratejik, ekonomik, ticari, politik, güvenlik, dinsel boyutlarıyla öne çıktığı, ABD’nin derin siyasetinin Trump eliyle kurmak istediği yeni müesses nizamda; Gazze, Ortadoğu'daki transit merkezi olabilir. Tabi yapabilirse! Bu süreçte TÜRKİYE ’nin; ABD politikaları karşısında üreteceği iç ve dış siyaset, bahsettiğimiz her başlıkta atacağı öngörülebilir stratejik adımlar önce TÜRK milleti, sonra Ortadoğu milletleri açısından hayati öneme sahip olacaktır.
İsrail devletinin kuruluşundan itibaren, yahudilerin Filistinlilere yaptığı zulumler, batılı devletlerin desteğiyle yanlarına kâr kalınca, bu durumdan vazife çıkaran Kıbrıslı rumlar, adada Türklere saldırılarını gittikçe arttırarak aynı sonuca varmayı amaçlamışlardı. Ama Türkiye buna imkan vermedi. Arabistanın batıya uyguladığı petrol ambargosu ve Kaddafinin koşulsuz desteği ile amacına ulaştı.
Yanıtla (0) (0)Demem o ki; oyunu kurmak kadar, gelişmelerin getirdiği fırsatları değerlendirmekte önemli.