Konya’da düğün öncesi duvara uyarı afişi asmışlar: “Düğün alanları matem yeri olmasın. Düğünümüzde silah atmak yasaktır!” Uyarı işe yaramış olmalı ki sadece bir kişi öldü, bir kişi yaralandı.
Zengin ve maceracı bir küçük topluluk, 1912’de batan Titanik gemisinin enkazını görmeye gidiyordu. Titan adlı denizaltının sahibi, tehlikelere karşı uyarılınca “Bunlar lafügüzaf” dedi. Akabinde kendisiyle birlikte 5 kişi ahirete intikal etti.
Bizleri uyarıp duran deprem bilimci Naci Görür, "Beni alkışladılar ama asla ciddiye almadılar.” dedi. Son büyük depremden sonra kendisine saygıda kusur etmiyoruz. Çünkü ancak araba devrildikten sonra devrilme olasılığı bir anlam kazanıyor. Yoksa herkes herkesi uyarıp duruyor.
Onlarca ülke aylardır İsrail’i uyarıyor ama İsrail insan öldürmeye devam ediyor. “Bak, bedeli ağır olur…” filan diyoruz, bana mısın demiyor. Ciddi bir bedel ödeyeceğine inanmıyor çünkü...
Şu hayatta çok işe yarayan uyarılar da olmuyor değil. Yıllar önce çalıştığım okulda bir 10 Kasım programı sunmuştum. Kaymakam bir şeyden rahatsız olduğu için Millî Eğitim Müdürü ve diğer müdürler de rahatsız olmuştu. Sonrasında müdür yardımcımız birçok öğretmeni ve beni sırayla çağırıp sorguladı:
“Hocam, sahnede nahoş bir şey oldu, senin dikkatini çekmedi mi?”
“Nasıl bir şey oldu, hocam?”
“Çok kötü bir şey oldu, sen görmedin mi?”
“Benim sırtım dönüktü, bir şey görmedim hocam. Ne oldu ki?”
“Olmaması gereken bir şey oldu…”
Sorgulamalar bitti, tüm öğretmenlere bir uyarı yazısı çıktı: “10 Kasım Anma Programı sırasında sahnede istenmeyen görüntüler oluşmuştur. Bu tür durumların tekrar yaşanmaması için daha dikkatli olunması…”
Gördüğüm en iyi uyarı yazılarından biriydi. Çünkü ne konuda daha dikkatli olmamız gerektiğine dair hiçbir ipucu içermediği için o günden sonra hep daha dikkatli olduk.
Şimdi açık açık uyarıyorsun da hiç para etmiyor: Bu milyonlarca sığınmacı, bu vatandaşlık dağıtıp durma işi, bunca israf, bu mahvolan ekonomi, günden güne düşen alım gücümüz, iyi bir geleceğe kavuşma umudu her geçen gün tükenen milyonlarca gencimiz…
Sen işine bak hocam! Büyüklerimiz bir şeyler biliyordur muhakkak…
Uyarıyorum hocam! Suya sabuna dokunan yazılar yazmayalım.
Yanıtla (1) (0)Hocamın güzel yazısı, bana bir köylümün silahla iki kişiyi öldürdükten sonra silah taşımama yemini etmesini hatırlattı.
Yanıtla (1) (0)Teşekkürler İbrahim Bey.
Bizde uyarmanin hiç karşılığı yok başımıza geldikten sonra bile ders almıyoruz
Yanıtla (1) (0)Kurallara uyun olsun, bitsin.
Yanıtla (1) (0)Uyarılmayı gerektirecek davranışlarda bulunmazsak, kimse bizi uyarmaz.
Böylece ağır bir bedelle karşı-karşıya kalmayız.
Mesele bu kadar basit.
...........
(Söylenecek daha çok şey var ama, neyse...)
20 senedir bir batamadık, bir batsak da rahatlasak di mi ?
Yanıtla (0) (4)Olmuyor hocam olmuyor, batamiyoruz, demek ki cikiyoruz, karamsarlik, umutsuzluk, zaafiyet çeken gökyüzüne baksın, yeni Türkiyeyi görsün her alanda bağımsızlık zincirlerini kıran, kırmak için mücadele eden, ağlamak şikayet etmek acizlerin işidir