Mehmet Şal
Gazze katliamının gerçek yüzü - Armegedon ve Araplar
ABD başkanı Joe Biden ne demişti? "Ortadoğu'yu yeniden dizayn edeceğiz. İnsanları mutlu edeceğiz.
Yani ABD demek istiyor ki; Orta doğuda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bölgedeki pazılın parçaları yeniden dizilecek, taşlar yeniden karılacak. Bölgede Rusya, Çin, İran, Türkiye gibi bölgesel güçlere karşı harekete geçmiş. Bölgede yeni bir oyun kurmaya çalışıyor. Ama oldukça girift, karmaşık ve stratejik... Çokça düşünmeyi ve hamleyi gerektiren satranç oyununu sahnelenmeye devam ediyor.
ABD'nin koşulsuz desteğini alan İsrail, Hamas'ın saldırısını bahane ederek gerçek planı olan Büyük İsrail devletini kurmak amacıyla askeri harekatına devam ediyor . Daha önceki Gazze, Filistin yazımızda bölgede kurulmak istenen yeni düzenin ve senaryosunun ne olduğunu anlaşılır bir dille izah etmiştik.
ABD desteğini alan İsrail; normalde askeri ve stratejik yerleri bombalayıp, tehdit gördüğü Hamas'ı bitirip harekatı sonlandırması, kendi askeri, siyasi ve sınır güvenliğini sağlayarak operasyonu bitirmesi bekleniyordu. Ancak İsrail bunun dışına çıkarak hedef gözetmeksizin günlerdir sivil kampları, yerleşim birimlerini, okulları, hastaneleri, camileri, kiliseleri vuruyor. Savaş hukuku, kuralı ve etiğinde olmayan saldırılarla her yeri kan gölüne çevirdi, çevirmeye devam ediyor.
Neden bu operasyonda böyle hukuksuz, acımasız, katliam, soykırım ve zorunlu göç gibi insanlık dışı askeri süpürme, temizleme saldırısını devam ettiriyor? Gerçekte planın altyapısında ve arka planında ne var ?
Operasyonun arka planında; İsrail'in ve ABD eksenli Evanjelistlerin ırki, dini amaçları, referansları ve kehanetleri yatıyor. Yıllardır dile getirilen ARMEGEDON SAVAŞI ( KIYAMET SAVAŞI ) yani dinler arası savaş senaryosu sahneye konuyor. Korkunç bir senaryo... Gazze Savaşı'nın başında İsrail'e destek veren uluslararası kamuoyu şimdi yaşanan sivil katliamı, oluşan kan gölünün hangi boyutlara ulaşacağını farketmiş, geri adım atan itidalli açıklamalar, sivil katliamını protesto eden, yer yer ateşkes çağrısı yapan, savaşın sona erdirme girişimleri ön plana çıkıyor. Savaşın daha fazla bölgede genişlememesi için daha etkin adımlar atmaya yönünde gayretler oluşmaya başladı.
Ancak ABD destekli İsrail hükümetinin bu çağrı ve girişimlere rağmen, askeri hedefleri vururken özellikle belirttiğimiz toplu sivil katliamını niye yapmaya devam ediyor ? Bu yok etmeye yönelik katliamın arkasında ne yatıyor olabilir ?
Gazze Savaşı ile başlayan askeri operasyonda Hamas bahanesi ile toplu sivil katliamın arka planında İsrailoğullarının ve Evanjelistlerin tarihsel dünyasında, hafızasında yatan " Irk ve Dinsel " temalar yatmaktadır. Bunu hem İsrail hem ABD'li yetkililerin zaman zaman yaptıkları açıklamalar deşifre etmektedir.
Savaşın zihinsel gizli kodlarını; "Tevrat ( Yahudilerin kutsal kitabı ), Talmut (ırkçı faşist Yahudi inancı), Yeşaya Kehanetleri ( Yahudilerin son peygamberi olduğu düşünülen kişinin öğretileri ), Amelika düşüncesi (eski Kenanlıları -Filistinlileri İsrailoğullarının ezeli düşmanı gördükleri halk)" üzerinde alıntılar yapıp yer yer beyan edilen açıklamalar ortaya koymaktadır.
İsrail ordusu sivillerin olduğu Cibaliye kampını defalarca bombalıyor olması ve hükümetin bunu itiraf etmesi, okul, hastane, cami, kilise gibi sivil alanların vurulmasını siyasetle askeri harekatla açıklayamazsınız. O zaman bunun altında yatan bir gerçek var demektir. Bunun kodlarını yukarıda verdiğim şifrelerle çözelim.
Bu minvalde Gazze Savaşı'yla ilk adımı atılan yeni dünya düzeninin arka planında "Din savaşları" olduğu aşikârdır. Yani ARMEGEDON... ABD Evanjelist destekli İsrail askerinin acımasız şiddetli, vahşi sivil katliamının arkasındaki dini referanslı motivasyon açıklamalarından örnekler paylaşalım.
# İsrail Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı askerlere sesleniş konuşmasında şöyle diyordu: "Mahkemeye çıkmayacaksınız, hiçbir şeyden yargılanmayacaksınız, her şeyi yapabilirsiniz." İşte bu sınırsız, hukuksuz verilen korkunç yetki bu savaşta olacakların habercisi idi.
# Talmut'a inanan Yahudiler, diğer insanları "İnsan görünümlü hayvansı yaratıklar" olarak görüyor, "Kendilerini insanlığın efendisi, diğerlerini kendilerine hizmetle görevlendirilmiş insan görünümlü hayvansı yaratıklar diyor." Böyle ırkçı, faşist anlayış sahibi insan ve asker görünümlü caniler neler yapmaz. Gördüğünüz gibi yapıyorlar.
# NETANYAHU , Tevrat'tan alıntılar yapıp Yeşaya kehanetinden bahsederek " Tanrı'nın emri altında büyük İsrail Krallığı'nı kuracağını " söylemişti.
# NETANYAHU, ulusa sesleniş konuşmasında; Amelek'i ( Kenanlıları, Filistinlileri ) hatırlatarak "Bize, Amelek'in yaptığını hatırla der, biz de hatırlıyoruz ve savaşıyoruz. İsrail askerleri 3000 yıllık Yahudi savaşçısı geleneğinin bir parçasıdır. Ölümcül düşmanı yenmek topraklarımızı güvence altına almak zorundayız." diyerek bir nevi katliam emri vermiş oluyordu.
# NETANYAHU; Flistinlileri Amelek'e benzeterek; "Şimdi gidin, yakın. Amelek halkı ile savaşın. Sahip oldukları her şeyi yakın, yıkın ve asla merhamet göstermeyin. Erkeklerini, kadınlarını, çocuklarını, bebelerini emziren annelerini, büyük ve küçükbaş hayvanlarını, develerini, gözünüzü kırpmadan katledin." diyordu . Buradan hareketle açık şekilde soykırım emrini vermiş oluyordu.
# Geçen hafta NETANYAHU: "Biz ışığın insanlarıyız, onlar ise karanlık insanlar, bizler Yeşaya'nın kehanetini gerçekleştireceğiz." demişti.
# NETANYAHU, Yeşaya kehanetinden bahsederken "Ülkenden şiddet, sınır boylarından yıkım ve soygun haberleri duyulmayacak; surlarına Kurtuluş, kapılarına Övgü adını vereceksin" demişti.
İşte NETANYAHU'nun bu konuşmaları; İsrail hükümeti ve askerlerinin Gazze ve Filistinlilere yönelik bakışı , insan yerine koymayışı ve buna dayalı sınırsız, hukuksuz, korkmadan dünya kamuoyu önünde soykırım yapması, zihinlerinin arkasındaki dinsel ve ırksal faşizminin canice dışa vuruşudur.
İsrail siyasetini , hafızasını kontrol eden ve Evanjelistlerin desteğini alan bu acımasız lanetli zihniyet; Gazze'de askeri, siyasi operasyonlar yapma adıyla gerçek amaçlarına ulaşmak için askerlerine dinsel öğretiler üzerinden motivasyon yapmaya devam ediyorlar.
# Amelek'i, Yahudi milletinin ezeli düşmanı olarak göstererek; "Amelik'ten öç almak, İsrail Tanrısı'nın öcünü almak, onu onurlandırmak olduğuna" inaniyorlar. Bu sayede ezeli düşman görülen ( Kenanlıları - Filistinlileri ) Amelek ile savaş, İsrailoğullarının nesilden nesile geleneksel aktarılan görevini ve mutlak surette ortadan kaldırılmasını, inanç olarak askerlerin zihnine kazıdılar.
# Gazze Savaşı'nın başlamasında bu sapkın, cani, vahşi, ırkçı Yahudilerin, radikal Yahudi hahamların baskısı, teşviki Netanyahu'nun savaş kabinesinin fikriyat ve hedeflerinin arka planını, kilidini, şifrelerini oluşturmuştur.
Gazze ile başlayan ve genişleme olasılığı olan bu savaş yıllarca dile getiren ve planlanan Dinler Arası Savaş ARMAGEDON ( kıyamet savaşı ) Savaşı'nın fitilini ateşlemek için bir kıvılcım niteliğindedir.
Son dönemde Filistin tarafında İsrail'in kısa sürede yıkılabileceği dillendirilirken İsrail'de; Tevrat, Talmut, Amelek kehaneti üzerinden dini ve sosyolojik olarak bu savaşı "varlık, yokluk savaşı " olarak görüyor . Bu dini kabuller İsrail'in saldırısındaki stratejilerini ortaya koyuyor. Her iki tarafta 2027- 28 yıllarını varlık yokluk anlamında milat olarak görüyor.
Uzun yıllardır İsrail'in bu zihniyeti nedeniyle ; Mescid-i Aksa'yı yıkıp Süleyman Mabedi'ni yeniden inşa etmek, Hz. Süleyman gibi insan üstü varlıklara hükmetmek, Hz. Süleyman'ın yüzüğünü, Hz. Davut'un kalkanını, zırhını bulup İsrailoğullarının varlığını sağlamak, bunları yapamazlarsa İsrailoğullarının yaşatılamayacağını, yaşatılması için düşman gördükleri Amelek'in ( Filistinlilerin ) insanlarını, hayvanlarını, otunu, varlıklarını her şeyini yok etme mücadelesi vererek bir avuç Gazzeli, Filistinli Arap halkını tamamen bir kıyıma tabi tutmaya başladılar.
Tamam da, ABD kararlı bir şekilde geri adım atmadan neden İsrail'in bu kıyımına destek veriyor ?
Unutulmamalı ki; ABD'de karar vericiler, önemli kurum ve kuruluşlar, Pentagon gibi yerlerde Evanjelistler yer almakta ve ABD politikalarına yön vermektedir... Hatırlayınız , ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken daha savaşın başında İsrail'i ziyareti sırasında; "Ben buraya bir Yahudi olarak geliyorum." demişti. Yani ABD'nin tutumunu, tarafını, rengini belli etmişti.
Demek ki; İsrail politikasını belirleyen , ABD siyasetine yön veren Evanjelistler aynı noktada ırki ve dini motivasyon ile Gazze'de cehennemin kapısını açmışlar. Ortadoğu'da ABD merkezli ve güvenli, korunaklı İsrail devleti hedefi için ortak hareket ediyorlar. Bunu da din kodlar üzerinden yürütüyorlar.
Konunun anlaşılması için İran'ın İslam dünyasında Mehdilik üzerinden yürüttüğü siyaset ve operasyonların, Müslümanı müslümana karşı kırdıran mezhepsel dini temelli siyasetinin arkasında İslam dünyasının liderliğini elde etme zihniyetinin yarattığı ve devam ettiği kardeş kavgaları yani Şii-Sünni çatışmaları yukarıdaki bahsedilen konunun benzer ruhu ve zihniyetinin motivasyonuyla örtüşmüyor mu? Tabi ki örtüşüyor.
Sonuçta İsrail askerleri tarihi emellerine ulaşmak için dini referansla ezeli düşman gördükleri Gazzelileri, Filistinlileri tarihte eşine az rastlanır bir şekilde yok etmek için katletmektedir.
"Şu soruyu sorup ARAP DÜNYASI'na bir çift sözümüz olacak. "
Şayet NETANYAHU ve EVANJELİSTLER bu yıkım ve kıyımda ezeli düşman gördükleri bu halka karşı başarısız olursa sonuç ne olabilir?
Olası başarısızlıkta İsrail siyaseti, politikaları ve hükümeti ağır bir darbe alır. İsrail'in yüzyıllara dayanan siyaseti, Yahudi inanç ve öğretileri sorgulanır. Yahudi dünyasında büyük ihtimalle tartışmalar, ayrılıklar, bölünmeler, hesaplaşmalar ortaya çıkacaktır. NETANYAHU bunu biliyor. O nedenle muhakkak başarılı olmak, İsrailoğullarını ve ezeli düşmanlarını yok etmek, kehanetleri gerçekleştirmek için akla ziyana gelmeyen bebek, çocuk, masum, sivil, asker, demeden herkesi ya göç ettirmek ya da katledip yok etmek için her yolu denemeye devam ediyor. Netanyahu ve Evanjelistler kendilerince ya başarılı olacaklar ya da başarısızlık sonucu İsrailoğullarının sonunun başlangıcı göreceklerdir. Başarısız olmamak için bir avuç masum üzerine orantısız, sınırsız, acımasız bir güçle saldırmaya devam ediyorlar.
Bu savaş genişlerse sadece Gazze ve Filistin'i kan gölüne çevirmez, Ortadoğu tam bir cehennem bataklığına döner. Mesele bu duruma dünyanın müsaade edip etmeyeceği. Bunu insanlık ve vicdan adına düşünmek bile istemiyorum.
Ama gerçek olan bir şey var. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağıdır. Ortadoğu Yeni Dünya Düzeni için kurban edilmiş durumda. Bebelerin, masum kadınların, masum canların kanları; başta ses vermeyip sağıra yatan Arapların sonra bu katliamın yanında duranların ellerine, vicdanlarına bulaşmıştır.
SON SÖZÜM ARAP DÜNYASI'na:
"Cenaze evinde düğünde gibiler. " Kardeşleri, bir bir kıyıma uğrarken; onlar izlemekle kalmıyor, kardeşlerinin kan deryasında eğlenmeye devam ediyorlar. Yazıklar Olsun!
Suudi Arabistan sanki yanı başındaki kardeşlerine birşey olmamış gibi aylarca sürecek olan dünyanın en büyük müzik festivalini düzenliyor. Kutlamaları utanmadan sıkılmadan dünyanın gözü önünde yapıyorlar.
Birleşik Arap Emirlik'i Dubai'de Halloween (Cadılar ) Bayramı kutlaması yapıyor. Keyiflerine keyif, konforlarına yenisini katıyor, mutluluk tablosu çiziyor, Gazze - Filistin konusunda salağa yatıyorlar. Sizin vicdanınız, ahlâkınız, haysiyetiniz demek ki bu kadar. Biz Türkler bırakın cenazede yaş tutmayı mezarlıktan geçerken ölüye bile saygı edip aracın müziğini kısarken, siz bırakın yas tutmayı yüzsüzce kardeşinin gözü önünde eğleniyorsunuz. Nasıl yüzünüz var. Ne utanma ne sıkılma ne ahlak ne de ar var.
Müslüman olmayan vicdanlı insanlar bile üzülüp protestolar yapıp tepki verip üzüntülerini ortaya koyarken, bakın sizin yaptıklarınıza. Ama size en iyi Türk milleti tanır. Cemaziyel Evveliniizi biliyoruz.
Unutmayınız ki; zaman içinde bu acılar dönüp dolaşıp sizi de bulabilir. Vicdanlı olanlar yine elinden geleni yapmaya çalışır. Ama sizin vicdanınız kurumuş. Sizlere Yazıklar Olsun! Ama tarih; sizin geçmişte yaptıklarınızı ve sizleri unutmayacak, sizlere kara sayfalarında yeni sayfalar açmaya devam edecek, sizleri yeni nesillere anlatacaktır. Unutmayın!
Öyle ya da böyle, birileri vatanlarından kaçarken Gazze halkı sıkıştırılmış vatanında onuruyla can veriyor. Kardeşleriniz soykırıma uğrarken kulaklarınızı tıkayıp tasmanızı tutan ağababalarınızın emrinde halklarınızı uyutmaya devam ediyorsunuz. Onurlu iseniz bir defa da olsun ırk ve dindaşlarınız için ses verin. Ama nerde...
Sizi en iyi; onurla, gururla, şanlı tarihinden güç alan ve ihanetin ne olduğunu yaşayan aziz Türk milleti tanır.
Niçin mi?
Türk milleti, sizi kendisi gibi görüp Haçlı saldırı ve zulmüne karşı yüzyıllarca korudu, kolladı, kendini siper etti, can verdi, kan verdi. Siz ne yaptınız?
Medine Müdafası'nda büyük komutan Fahrettin Paşa ve şanlı askerleri erzak bitince çekirge yiyip sizi ve kutsallarımızı korumak için kendilerini feda ederken, siz bu asil ve aziz millete karşı İngilizlerle yaptığınız işbirliğini unutmadı.
Yüce Türk milleti en zayıf, aciz, perişan, yokluk ve yoksulluk yıllarında her şeyinden vazgeçmiş, kendini feda etmiş, haksızlığa, hukuksuzluğa, zulme, emperyalizme karşı dik durmak için Anadolu'dan çokkkk uzak diyarlarda ki; Medine'de, Yemen'de, Filistin’de, Mısır'da, Suriye'de, Irak'ta can verdi. Geride yetimler, dullar, acılı analar bıraktı. Can verirken onurunu, şerefini, haysiyetini, gururla ayakta tuttu, tutmaya da devam ediyor.
SİZ NE YAPTINIZ?
Siz; bu onurlu milleti yanlız bırakmakla kalmayıp, düşmanları ile dost oldunuz. Mac Mahon antlaşmasını, Şerif Hüseyin ve benzerlerini ve arkalarından gidenleri, batı işbirliklerinizi, ihanetlerinizi ne bu necip millet ne de tarihi hafıza unutmayacaktır. İngiliz'e, Fransız'a karşı Türk adını tercih etmediniz. Türk adını duymaktan, kullanmaktan imtina ettiniz, iğrendiniz. Utanmıyorsunuz!
Şahsım ve bu kutlu millet ne insanı ne de insanlığı ayrıştırmadı. İnsan ve insanlığı, inancı ve tarihi kültürü gereği sevdi seviyor da. Duruşundaki asaleti her daim ortaya koymasını bildi, biliyor. Ama SİZ!
SİZ, başkalarını bırakın kendi kardeşinize sırtınızı döndünüz. Görmezden geliyorsunuz. Kardeşinin acısı ve kanı üzerinde utanmadan sıkılmadan eğleniyor, şenlik yapıyorsunuz. Hiçbir şey olmuyormuş gibi hareket ediyorsunuz. İnsan olan ezilir, büzülür, sıkılır, utanır. Yüzünüzden ar perdesi kalkmış.
Siz ağababalarınızın; emrinde olmaya, kukla olmaya, rıza göstermeye, gücüne boyun eğmeye, kulluk etmeye devam edin. Zamanı geldiğinde tarih size gerekli cevabı verecektir. Unutmayın!
# Şunu da belirtmek isterim: Bunlara karşı durma iradesi gösteren Arap vatandaşları bu ifadelerin dışında tutuyor, inancında ve Türk kültüründe yer almayan ırkçı yaklaşımları kökten reddediyorum. Ancak doğruları söylemekten de geri durmayacağız.
Aziz kutlu Türk milleti; sizin gibi paraya, konfora razı gelmeyip bağımsızlığı, bayrağı, vatanı, milleti için onurlu duruş ortaya koyup düştüğü yerden küllerinden doğmasını Metehan 'dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ölüme gülerek koşarak giden onurlu gururlu namuslu, karakteri bağımsızlık olan evlatları ile yeniden ayağa kalkmasını bildi, bilecek de. Türk milleti Cumhuriyetimizin 100. Yılında haysiyetli dik duruşu ile her şart ve koşulda yaşamasını biliyor, her durumda mazlumlara kol-kanat germeye devam ediyor.
SİZ! Bu rezil, kişiliksiz, omurgasız duruşunuzla bakalım nasıl yaşayacak, kardeşlerimizin yüzüne nasıl bakacaksınız. Mahşer günü gelip çattığında hem masumların hem ihanet ettiklerinizin yüzüne bakabilecek misiniz? Hiç zannetmiyoruz.
SİZ! Cenaze evinde düğün yapmaya devam edin. Gerçekler karşısında susan dilsiz şeytandır. Siz zaten size yakışanı yapıyorsunuz. Şaşmıyoruz, şaşırmıyoruz. Asil Türk milleti acizler, masumlar için zalimlere karşı durmaya devam edecektir. Çünkü tarihinde, kültüründe, inancında, vicdanında var. Ya sizlerde... Yazıklar olsun! Utanın! Utanın! Utanın!