Mehmet Şal

Mehmet Şal

Çaresiz anne - babalar

Öyle bir süreçten geçiyoruz ki; herkes yaşadıklarını bertaraf etmek, daha iyiye ulaşmak, gönül dünyasında umut ışığı yakmak için mücadele ediyor.

Dünya hızla büyük bir dönüşüm yaşarken kendi insanımız da bu dönüşümden nasibini alıyor. Esas olan insanımızın bu dönüşümden olumlu etkilenmesidir. Çağın koşullarına uyum sağlamak, dönüşüme ayak uydurmak hepimizin mecburiyetidir.

Bu ortamda pandemi koşullarının en çok etkilediği ve değişime yol açtığı alan eğitim oldu. Bu noktada hem evlatlar hem ebeveynler önemli derecede mağduriyetler yaşadı. Hem pandemi şartları hem sağlıklı yaşam mecburiyeti hem durumun idaresinden sorumlu olanlar hem de kriz yönetimindeki acemilikler, öngörüsüzlükler, yer yer basiretsiz tutumlar eğitim paydaşları ve eğitimden istifade edenler oldukça büyük kayıplar yaşadı. Öyle veya böyle evlatlar, ebevenler kayıpların ceremesini çekiyor, faturasını ödüyor. Bunlardan ne ders aldığımız, ne yaptığımız, neyi nasıl yapacağımız önemli.

Evlatlarımız bir buçuk yıl okullardan uzak kaldı. Uzaktan eğitim yapıldı ancak yararlanan, yararlanamayan öğrenciler sonuçta telafisi zor olan bir süreci yaşadı.Ki uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin yanından, köşesinden geçemez. Okul, sıra, tahta, öğretmenin sesi, nefesi, dokunuşu, gülüşü olmadan eğitimin olamayacağı net belli oldu. Ebeveynler okulun eğitimin ne kadar değerli olduğunu anladı. Şimdi pandemi gölgesinde çocukları okulları ile buluşturduk. Velilerle görüşmeler yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz. Anneler babalar kaybolan bu sürecin nasıl giderileceği konusunda endişeleri, kaygıları var. Ne yapacaklarını bilemez durumdalar.

Ebeveynlerin beklentileri çok büyük. Okul idarelerinden, rehberlerden, öğretmenlerden beklentileri oldukça fazla. Evlatlarının sağlığını öncelik olarak görürken, diğer taraftan eğitimlerindeki açıkların, eksiklerin kapanması için çırpınıyorlar. Çare arıyorlar. Kendi ellerinde bir şey yok. Çare sizlerde diyorlar eğitimcilere.

Çocuklar ruhsal, bedensel, sosyal, eğitimsel vb. sorunlar yaşıyor anne babalar çözüm üretemiyor, eğitim gönüllüsü eğitim neferlerinden evlatları için bir çözüm yolu, çare arıyorlar. Bize tüm bu hususlarda rota çizin diyorlar. Hakikaten mum dibine ışık vermiyor diyorlar. Çare de, çözüm de sizde diyorlar. Artık biz ne yaparsak yapalım evladımız bizi dinlemiyor, aman hocam sizleri dinlerler yardım edin diyorlar.

Yaşı kemale ermiş olanlar bilir eskiden veliler hocam çocuk size teslim " eti sizin kemiği benim " derdi. Hangi veli ile konuşuyorsam aynı cümleyi duyar oldum. Çünkü velilerin önemli bir kısmı evladına söz geçiremiyor. Çareyi okulda, idarecide, öğretmende arıyor.

Öğretmen merkezli eğitime geri dönüşü yaşıyoruz. Öğretmene güven artıyor. Öğretmenin mesleki itibarı yeniden yeşeriyor. Olması gerekende buydu. Ama üzüntü verici olan ebeveynlerin çocukları üzerindeki her anlamda egemen varlığının zayıflaması. Çocuğun zararlı alışkanlıkları oluyor, eve geç geliyor, telefonla yatıp kalkıyor daha bir çok durum yaşanıyor, anne baba müdehale ediyor ama söz dinletemiyor. Hocam ne olur siz yardım edin, sizi belki dinler, siz halledebilirsiniz diyor. Daha neler neler...

Anneler- babalar çaresizce eğitim neferlerinin gözünün içine bakıyor. Yüzler asık, mimikler bitkin, ruhlar yorgun, ebeveynlerin elleri kolları bağlı okulun ve öğretmenlerin yapacaklarına umut bağlamış durumda. İşte bu noktada eğitimin paydaşlarına her zamankinden daha fazla iş düşüyor.

İnsan yetiştirmek; emek ister, mücadele ister, sevgi ister, sabır ister, vicdanlı olmak ister, empati ister. Bu çocuklar sadece başkalarının çocukları değil hepimizin çocukları. Her bir çocuğun sorunu hepimizin sorunudur. Çocuklarımızın geleceği hepimizin geleceğidir. Bu nedenle çaresiz anne babaların çaresizliğine çözüm olmak rotasız gemiye rota çizmek, dertlere deva olmak biz eğitimcilerin meselesi olmalıdır. Evlatları mutlu etmek ana babaları mutlu etmektir, toplumu mutlu etmektir. Milleti geleceğini mutlu kılmaktır. Bunu başarabiliryorsak ne mutlu biz eğitim neferlerine.

Allah kimseyi evladı ile sınamasın deniyorya, hakikaten sınamasın. Kendimizi çaresiz ebeveynlerin yerine koyup evlatlarımız için çözüm üreten, doğru yolu gösteren, dertlere deva olan, zamanı iyi değerlendirip sorunları tespit edip kısa yoldan çözüm üretip neticeye varan eğitimciler olmak gerek.

Evladı karşısında eli kolu bağlı olan anne-babaları gören yeni ebeveynler buralardan ders alıp aynı çaresizlik içine düşmek istemiyorsa; evladının doğumundan itibaren her açıdan kontrolü elde tutan tavır ve davranışlar sergilemeli, çocuğa karşı tutarlı ve doğru davranışlar ortaya koymalı, çocuğun her istediğini yapmamalı, çocuğu zorluklara hazırlayıcı ortam oluşturmalı, doğruluk, dürüstlük, adil olma, çalışmanın önemi, ahlâk, vicdan, sevgi temelli duygular ve davranışlar kazandırmalı, maddi ve manevi değerlerin kıymetini ögretmeli, küçüklükten itibaren çocuklara ölçülü sevgi gösterilmeli, çocuğa gerektiğinde hayır, yok, olmaz diyebilmeli. Bazen onlara acısakta, üzülsekte, içimiz cız etsede hislerimizi kalbimize gömmeli, onlara göstermemeli. Karşılarında dik durmalı. Kendisine güvenen, özgüvenli, cesur, karar alıp uygulayabilen, ayakları üzerinde durabilen çelik gibi evlatlar yetiştirmeli. Yoksa aciz, acınır hale düşebilirsiniz. Acırsanız, acınacak hale gelebilirsiniz.Zaman çok hızlı geçiyor. Planlamaları iyi yapmalı, zamanı doğru yöneterek mutlu, gururlu, huzurlu birer ana baba olabilirsiniz.

Mutlu evlatlar, evlatları ile gurur duyan ebeveynler olmak dileğiyle...

Sevgiyle, muhabbetle kalın...

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.