Mehmet Şal
EOKA - 1 Nisan 1955 - KIBRIS
Türkiye'nin Orta Doğu'daki özellikle Akdeniz'deki emniyet ve güvenliğinin odak noktası Kıbrıs...
Jeostratejik, jeopolitik, askeri, ekonomik hayat alanı açılım sahası Kıbrıs...
Mavi Vatanın can damarı Kıbrıs...
Petrol ve doğalgaz ümitlerinin yeşerdiği deryası Kıbrıs...
Doğu Akdeniz'in geçiş kapısı Kıbrıs...
Türkiye'den Mısır'a, Suriye İsrail Yunanistan'dan Libya'ya, şifreli kilit Kıbrıs...
Anahtarını elinde olanın yolunu açan Kıbrıs...
Kadim dönemden Bizans tan Venedik'ten Osmanlı'dan günümüze her daim hakimiyet mücadelesinin hep zirvede olduğu bir coğrafya Kıbrıs...
2. Selim ile yurt edinip huzur bulan 1878 Berlin Antlaşması ile İngiltere eline esir düşen, sonrasında Yunan ateşinin içine düşen Kıbrıs...
Türkiye Cumhuriyeti'nin 1974 çıkartması ile Akdeniz'e yeniden kapı açtığı, hayat bulduğu, siyasi, askeri ve ekonomik münhasır bölge sahası ile geleceğe ışık yaktığı kıymetli vatan Kıbrıs...
Anavatan'dan Yavru Vatan'a can ve kan bağının uzandığı, kalplerin bir attığı aklın ve yüreklerin tek yumruk olduğu cennet vatan Kıbrıs...
Türkiye için vazgeçilmez olan bu toprağın sancılı, acılı, kan ve gözyaşı ile dolu günleri 1 NİSAN 1955 EOKA örgütünün ilk sabotaj eylemiyle başladı.
İngiltere sömürge yönetimi sonrasında Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanmaya yönelik politikanın( ENOSİS ) en önemli mihenk taşlarından biri Kıbrıs'lı Rum EOKA silahlı terör örgütüdür.
ENOSİS ideali gereği Yunanistan destekli eli kanlı terör örgütü EOKA Kıbrıs Türklerine kan kusturmak için hain planlarını yapıyor. Kanlı eylemlere başlamak, Kıbrıslı Türk'ün kan ve gözyaşına sebep olacak, anavatandaki Türk'ün kin ve nefretini azdıracak ilk eylemine hazırlanıyordu.
İngiltere'nin adada vurdumduymaz, pasif yönetiminin yanında BM'nin göz yumduğu, hafife aldığı, önemsemez tutumu karşısında Yunanistan'ın bazen el altından bazen açıktan desteklediği EOKA örgütü, Ortodoks ve milliyetçi argümanları kullanarak önce sabotaj sonra kanlı şiddet eylemlerinin zeminini hazırladı.
Kendisini hazır eden EOKA, 1 NİSAN 1955'in ilk saatlerinde gece karanlığını büyük gürültülere boğan, Türk'ün yaşayacağı acılı, kanlı günlerin kapısını açan, hayatlarını cehenneme döndüren, adanın 16 farklı şehrinde eş zamanlı şiddetli patlamalarla ilk eyleme imza atmıştı.
Bu sabotaj eylemleri ile EOKA dünya kamuoyuna yayınladığı bildiride “Allah’ın yardımı, mücadelemize olan inançla, Helenizm’in desteği ve Kıbrıslıların yardımıyla zafere ulaşılacağından” söz ediyordu.
Bildiride büyük harflerle “İNGİLİZ ZULMÜNÜ BERTARAF ETMEK İÇİN MÜCADELEYİ BAŞLATIYORUZ” derken atalarımızın bıraktığı kutsal miras sloganı ifadesini kullanıyordu.
Eski Yunan'da savaşa giden gençlere anneleri veya eşleri kalkanı uzatarak, “ya bununla gelirsin ya da bunun üstünde gelirsin” diyor, savaşta ölenleri kalkanın üstünde taşıyorlardı.
Yayınladıkları bildiride ayrıca “uluslararası diplomasi haksız ve kalleş ise, Kıbrıslıların Rumların yüreğinin cesur olduğunu dünyaya gösterme zamanının geldiği, hatta özgürlüğün kendi ellerimizle ve kanımızla kazanılacağından” söz ediliyorlardı.
Yunan milliyetçiliği üzerine kurulmuş olan bu örgüt, bir taraftan adada Türk düşmanlığını körükleme sürecini hızlandırıyordu.
İlk hamlesini sabotaj eylemi ile başlattı. Arkasından korkutma, yıldırma, göç ettirmek politikası ile şiddet uygulamalarını devreye soktu. Adada Türklerin varlığını sonlandırmak için arkasına Yunanistan'ı almış. Avrupa kamuoyunu yanıltıcı bilgilendirmelerle yanına çeken, önü açılan ve şımartılan EOKA günden güne taşkınlıklarını artırmış Kıbrıs'ı Türklere zindan etmişti.
Ancak Kıbrıs Türk'ünün yılmaz iradesi, engin cesareti ve örgütlü mücadelesi devam ederken, ABD ve BM'nin ambagosuna rağmen Anavatanın gözü kara kahraman evlatları, 20 Temmuz 1974'te " Ayşe tatile çıksın " diyerek zulme dur diyen adımını attı.
Bu süreçte Kıbrıs Türk'ü vatanın ne anlama geldiğini daha iyi idrak ederken Anavatanın öz evlatları Kıbrıs'ın Türkiye için neler ifade ettiğinin sarsılmaz iradesini ortaya koymuştu.
Rum EOKA terör örgütü ve işbirlikçilerinin ENOSİS hayaline, hain planlarına karşı kod adları kullanarak destan yazan Kıbrıs Türk'ünün BAŞBUĞU, rahmetli ilk Cumhurbaşkanı Rauf DENKTAŞ beraberinde, Rıza VURUŞKAN, Fazıl KÜÇÜK ve nice kahramanların efsanevi mücadelesi unutulmadı, unutulmayacaktır.
Aziz hatırasını hafızalarımıza kazıdığımız, Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel ve şehitlerimizi gönüllerimize yazdık.
Kıbrıs halkı yaşadıklarını canlı tuttukça, unutmadıkça, tarihi hafızasını korudukça aynı sıkıntılara bir daha düşmeyecektir.
Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs'ı; eli ayağı gördükçe, bölgede korkulu rüya görmeyecek Akdeniz'in engin sularına gönül huzuru ile yelken açmaya devam edecektir.
Anavatan ve yavru vatan tek yürek, tek yumruk oldukça; ne ENOSİS ne EOKA ne Yunanistan ne de arkasındaki sinsi hilekar, riyakar, kanlı eller; ne Kıbrıs'ta ne de Doğu Akdeniz' de hayat bulamayacaktır.
Cennet mekan Rauf Denktaş ve arkadaşlarını anladıkça, anlattıkça Kıbrıs'ın öz evlatları vatan toprağına sahip çıkacak; Türk'ün şanlı bayrağı semada nazlı dalgalanacak, gür sesi arşı titretmeye devam edecektir.
Selam olsun Kıbrıs'ın TOROS'una
Selam olsun Kıbrıs'ın BOZKURT'una
Selam olsun Kıbrıs'ın AĞRI'sına
Selam olsun Kıbrıs'ın öz evlatlarına
Rahmet,şükran ve minnetle...