Güncel, şaşırtıcı, düşündürücü ve korkutucu bir iddia:

‘Albert Einstein'dan sonraki en büyük dahi olarak görülen ünlü İngiliz astrofizikçi Stephen Hawking, nükleer savaş ihtimalleri, küresel ısınma ve genetik olarak tasarlanan virüsler yanında asteroidler nedeniyle 2117 yılına kadar dünyayı terk etmemiz gerektiğini söyledi’. 

Gerçekten vakit doldu mu?

Bilimin ve kutsal kitapların söz ettiği Kıyamet Günü gelip çattı mı?

10.000 yıl önce yaşam sahnesine çıkan insanoğlu için yaşam perdesi ne zaman ve nasıl kapanacak?

Bilimsel verilere göre Dünyadaki yaşam iki şekilde yok olabilecek:

1. İnsanoğlunun dünyadaki faaliyetleri (nükleer savaş, aşırı nüfus artışı, çevre kirliliği, virüsler, yapay zekâ )
2. Evrenin kendi dinamiği (küresel ısınma, asteroid çarpması).

Çeşitli bilimsel kanıtlarla birçok bilim adamı tarafından da desteklenen Kıyamet Günün tarihleri oldukça farklıdır.

Bir iddiaya göre yeni doğan bebekler dahi gelecekteki kıyamet gününe şahit olabilecekler.

Öte yandan kutsal kitaplardaki kıyamet günün kanıtları olmasa da birçok inançlı insan dünyadaki yaşamlarını zaten kıyamet gününe göre düzenler ve ona göre yaşamlarını sürdürürler.

Stephen Hawking’e göre biz insanlar bu güne dek dünyayı yok edebilecek bilgi ve teknolojiyi geliştirdik, ancak felaket günü dünyadan kaçma yollarını, başka gezegenlerde yaşama becerisini halen bulamadık.

Gerçekten yaşadığımız gezegeni terk etmeye hazırlanmalı mıyız?




Şekil: Sürekli hareket halinde olan evren de dünyadaki yaşam koşulları her an bozulabilir.
 

FOSİL KAYITLARI NE DİYOR?




Şekil: Fosil kayıtlarına göre Dünya üzerinde 500 milyon yıldan bu yana yaşam koşulları 5 kez silinmiş ve canlıların çoğunluğu büyük ölçüde yok olmuştur. Canlıların %95’i 200-250 milyon yıl önce  (Permiyen-Triyas) Dünya üzerinden silinmiştir. 6. yok oluş kapıda mı?
 
Fosil kayıtlarına göre, 500 milyon yıllık jeolojik zaman içerisinde,  dünya üzerinde canlıların türlerinde ve bolluklarında 5 büyük yok oluş dönemi yaşanmıştır.

Ayrıntılı bilgi için tıkla: İnsanoğlu Dünyadan ne zaman silinecek?  

6. yok oluş döneminin temeli insanlık tarihi ile birlikte 10.000 yıl önce atılmıştır.

Günümüzdeki tüm canlıların ve insanların ne zaman ve nasıl yok olacağı, başka deyişle 6. dönem yok oluşun ne zaman, nasıl ve ne oranda gelişeceği tam olarak bilinememektedir.

Ancak tahminler kısa ve uzun vadeli olup, kimileri de bunlara sadece spekülasyon olarak bakmaktadır.

Bilinen şu ki, birbirini takip eden 5 büyük yok oluş döneminden sonra yaşanması büyük bir olasılık olan 6. büyük yok oluş döneminde insanoğlu hayat sahnesinden büyük bir oranda silinecektir.

Bir örnek verecek olursak 1970-2012 yılları arasında kuş, balık, sürüngen gibi memeli hayvanların türlerinde ve bolluklarında %58 bir azalma olmuştur.

Öte yandan canlıların %95 oranında yok olduğu Permiyen-Triyas döneminde (200-250 milyon önce) dünya atmosferine yılda 2.4 gigaton karbon salınırken günümüzün çağdaş sanayi döneminde atmosfere yılda salınan karbon miktarı 10 gigaton kadardır.

Havadaki aşırı karbon okyanuslar tarafından emildiğinden okyanusların zamanla asitleşmesine, ekololojik dengenin bozulmasına neden olmaktadır.

Günümüzdeki mercan resiflerinin özelliklerinin yok olmasının ana nedeni de budur.

MARS’IN YAŞADIĞI FELAKETİ YAŞAYABİLİRİZ!

Jeolojik ve biyolojik veriler günümüzden 4.5 milyar önce Mars da hayat olduğunu ancak iklim değişikliği ve asteroıd çarpması nedeniyle yaşam koşullarının yok olduğu öne sürülmektedir.
Evrende çekim yasaları hüküm sürer.

Düşey eksen etrafında dönen Mars Gezegenin her nasılsa eksen kaymasıyla yatay eksen etrafında dönmesi iklim değişimine neden olmuş olabilir.

Bu özellik Mars’ın tamamen donmasına neden olmuştur.

Ancak Dünyamız Ayın çekim gücü altında olduğundan bu türden bir eksen kayması beklenmemektedir.

YAŞAM MARS’TAN MI GELDİ?



Evren ile ilgili son çalışmalar Dünya üzerindeki yaşamın Mars’ dan geldiğini desteklemektedir.

Mars da ki hayat asteroid çarpması nedeniyle toz bulutları halinde evrene saçılmış ve dünya üzerinde hayat başlamış olabilir.

Başka deyişle asteroidler hem yaşamı yok eden hem de yeni yaşamın tohumlarını evrene saçan bir rol üstlenmektedir.

 Özetle üzerinde yaşadığımız dünya eninde sonunda yaşanamayacak bir hale gelecek.

Ama yarın, ama 100 yıl sonra veya daha uzak..

Sorun şu ki biz halen dünyadan kaçış yollarını bulmuş değiliz.
 

Prof. Dr. Osman BEKTAŞ