Doğu Karadeniz Bölgesinde jeolojik, jeofizik ve sondaj çalışmalarıyla yeraltında gizli kalmış İkizdere ve Ayder kaplıcaları gibi birçok sıcak su kaynaklarını bulmak mümkündür.

Sayıları artmış olan bu tür kaplıcaların bölge turizmine ve ekonomisine olan katkıları tartışılmazdır.

Doğu Karadeniz Bölgesinde İkizdere ve Ayder kaplıcaları yeraltında gizli kalmış birçok sıcak su kaynağından sadece ikisi olabilir.

İkizdere ve Ayder kaplıcaları şekilde görüldüğü gibi faylarla çevrili kazan şeklinde çökmüş eski KALDERA yapılarının altında bulunan sıcak magma odaları üzerinde, yeraltı suyunun ısınması ile oluşmuştur.

Dünyanın birçok yerinde bulunan sıcak şifalı su kaynakları şekilde görüldüğü gibi yeraltına sızan yağmur sularının magma odası tarafından ısıtılması ve kırıklar sayesinde tekrar yeryüzüne ulaşması ile oluşur.

Doğu Karadeniz dağlarının omurgasını yerin magmasına ait kayaçlar oluşturur.

300 milyon yıl öncesinden başlayarak belirli aralıklarla devam eden, ancak 1-3 milyon öncesinde bütünüyle duraksayan volkanik faaliyet yeryüzüne sadece lavları boşaltmamış, beraberinde madenleri de getirmiştir.

Bu nedenle Doğu Karadeniz Bölgesi Türkiye’nin en önemli bakır, kurşun, çinko ve altın yataklarını bünyesinde barındıran metalik maden yatağı kuşağı olarak bilinir.

Yerin derinliklerindeki magma yeryüzüne sadece madenleri taşımaz.

 Yeryüzüne doğru yükselirken elementlerce zengin yer altı suyunu ısıtarak termal kaplıcaların oluşumunu da sağlar.

Örtülü ve saklı olan bu tür madenler ve şifalı termal sular yer kabuğunun sürekli yükselmesi ve aşınması sonucunda da insanoğlunun hizmetine sunulacak şekilde açığa çıkar.

Başka deyişle yerin yükselmesi ve aşınması ne kadar fazla ise o bölgedeki maden zuhurları ve termal kaynakların sayısı da o kadar artış gösterir.

Aşınmayan veya yeterince aşınmayan bölgelerde yerin derinliklerinde gizli kalmış bu gibi zuhurlar bilim ve teknoloji sayesinde sondajlarla araştırılıp bulunmağa çalışılır.

İkizdere ve Ayder yöresindeki termal sular yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi kırık ve faylarla çevrili, kazan şeklinde çökmüş, eski bir yapının (KALDERA) altındaki magma odası üzerinde yer alır.

Ancak bu bölgedeki magma odası yeryüzünden derinlere sızan yağmur sularını ısıtacak kadar sıcaklıkta ve yeryüzüne yakın olduğu için termal suların veya kaplıcaların oluşumuna neden olur.

Bölgenin jeolojisi dikkate alınırsa bu gibi kaldera yapıları içerisinde yerin derinliklerinde gizli kalmış İkizdere ve Ayder kaplıcaları gibi birçok sıcak şifalı su kaynaklarını bulmak mümkündür.

Ayrıntılı jeolojik, jeofizik ve sondaj çalışmalarıyla sayıları artabilecek olan bu tür termal kaplıcaların Doğu Karadeniz Bölgesinin turizmine ve ekonomisine vereceği katkı tartışılmazdır.