Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

İnsanlığın geleceği

Yerkürenin ateşi sönmüyor!

Son yüzyıl boyunca Dünyamızın yüzey ısısı rekor üstüne rekor kırarak artmaktadır.

 

1-423.jpg

Üzerinde yaşadığımız dünyanın yüzeysel ısısı ortalama 14,6 C iken, son yüzyılın ortalama sıcaklık artışı 0,8 C veya 1,4 F olarak gerçekleşmiştir.

NASA tarafından 2012 yılı yaşanmış en sıcak yıl ilan edilirken, 2014 yılı daha da sıcak geçti.

BİLİNMEYEN GELECEK

Bu sıcaklık artışı daha ne kadar ve nereye kadar sürecek?

İnişli-çıkışlı, ancak uzun zaman aralığında düzgün bir artış gösteren bu sıcaklığın ve iklim değişiminin sonuçları insanlık için hangi olumsuzlara neden olacak?

Kuraklık, su kıtlığı, tarım ürünlerinde azalma, insan sağlığını tehdit eden sıcaklık; bütün bu unsurlar insanlığı nereye götürecek?

İşte dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar için hayati önem taşıyan bütün bu soruların cevabı ‘Küresel Isınma’ başlığında yatmaktadır.

‘Küresel iklim değişimi bilinci’ ülkemizde henüz tam olarak gelişmiş bir kavram değildir.

Çünkü az gelişmiş ülkelerde doğal felaketler yaşanmadıktan sonra toplum bilinci oluşamıyor.

Örneğin iklim değişimine bağlı olarak kuraklığın yaşanması ve bu nedenle de yıllık tarım ürün miktarında azalma, su kıtlığı ve hastalıkların artması gerçekleşmedikten sonra küresel iklim değişimi de bir fantezi kavram olmaktan öteye gidemiyor.

NASA verilerine göre son yüz yıl içinde yaşanan en sıcak 10 yıl, 2000 yılından sonra gerçekleşmiştir (1998 yılı hariç).

 

2-143.jpg

2014 yılı 2012 yılının rekorunu da kırarak 1880 yılından bu yana yaşanan en sıcak yıl oldu.

Adına ‘Küresel Isınma’ dediğimiz bu olay dünyamızı adım adım boyutları tam olarak bilinmeyen bir felakete doğru sürüklemektedir.

DOĞAL DEĞİL YAPAY İKLİM DEĞİŞİMİ

Aslına bakarsanız dünyamızın günlük ısı değişimi yanı sıra yıllık veya birkaç bin yıllık buzul ve buzul arası dönemler gibi doğal mevsimsel değişimleri de vardır.

En az 300 milyon yıldan beri yaşanan yeryüzünün bu doğal mevsimsel değişimlerinin kanıtları kayaç ve fosiller üzerinde görülmektedir.

Jeolojik kayıtlar gösteriyor ki doğal mevsim değişimine uyum sağlayan canlılar varlıklarını sürdürürken bunu başaramayanlar yok olup gitmişlerdir.

Bu bağlamda, bu gün yaşadığımız anormal Küresel Isınma olayını geçmişte yaşanan doğal bir olayın benzeri gibi değerlendirmek mümkün görülse de, gerçek çok farklıdır.

Küresel ölçekte anormal ısı artışının esas nedeni insan tarafından başta karbondioksit olmak üzere diğer sera gazlarının atmosfere salınmasıdır.

Bundan birkaç milyon yıl önce dünya üzerinde birkaç on insan yaşarken, bu gün aynı dünya 7 milyar insana ev sahipliği yapmaktadır.

İnsanoğlu sadece nefes alıp vermekle atmosferi karbondioksit açısından zenginleştirmedi!

Sanayi devriminden sonra fabrika bacalarından salınan gazlar küresel ısınmanın esas nedeni oldu!

Sanayileşme adına anormal ölçüde küresel ısınmaya neden olan gelişmiş ülkeler, şimdilerde ısınan dünyanın soğutulması için bir takım çareler aramaktadırlar.

Ancak bu çalışmalar henüz teorik nitelikte olup uygulama olanağı bulamamıştır.

Öte yandan, gelişmiş ülkeler az gelişmiş ülkelerden fedakârlık isterken kendileri sanayileşmeden hız kesmeden atmosfere daha fazla karbondioksit bırakmaya devam ediyor.

İNSANLIĞIN GELECEĞİ

 

3-060.jpg

NASA tarafından yayınlanan yukarıdaki harita, gelecek 100 yıl içerisinde küresel iklim değişimden en fazla olumsuz etkilenebilecek olan ülkeleri koyu kızılımsı renk tonu ile göstermektedir.

Sonuç ne olursa olsun batmakta olan bu gemide fakir ülkelerle birlikte zengin ülkeler de yol alıyor.

Sorun şu ki, insanoğlu jeolojik geçmişte olduğu gibi küresel mevsim değişimine uyum sağlayabilen canlı türleri gibi iklim değişimine uyum sağlayıp yoluna devam mı edecek? Yoksa yine jeolojik geçmişte olduğu gibi yeni yaşam koşullarına uyum sağlayamayan canlılar gibi yok olup gidecek mi?

Yaşayan görür!

tev-005-001.jpg

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof.Dr. Osman Bektaş Arşivi

Trabzon Valiliği'ne açık mektup

08 Ağustos 2023 Salı 17:57

Zorunlu açıklama

02 Mart 2023 Perşembe 15:38

Doğu Karadeniz bölgesi depreme hazır mı?

17 Ağustos 2022 Çarşamba 14:14

Sahil dolgularının akıbeti?

18 Mayıs 2022 Çarşamba 11:52