İnsanların bilinçlenme dönemiyle başlayan.Önlerini görmek,gelecekteki olayları kestirebilmek ve ona göre önlem almak isteği,bir takım metotları da beraberinde getirmiştir.Bazı materyalleri gelişi güzel kullanarak (açarak ya da savurarak)yapılan yorumların dışında gelişen ve zaman içerisinde belli bir tabana oturup, yüzyıllar öncesinden gelip yüzyıllar sonrasına taşınacak. İstatistiki,kadim bilgileri bünyesinde toplayarak gelişmiş literatürdür.
Astroloji gök cisimlerinin incelenmesine dayanan bir istatistik ilmidir.Kısaca MADDE+ ENERJİ: MESAJ da denilebilir.
Astrolojinin tarihi çok eski uygarlıklara dayanmaktadır.Doğa olaylarını inceleyen atalarımız, ilk olarak güneş ve ay hareketlerini takip etmeleri sonucu ,akıştaki ritmik düzen dikkatlerini çekmiştir.iklim koşullarının yanında bir çok olaylarında başlayıp ya da sonuçlanması bu hareketliliğe ayrı bir anlam yüklemiş, zaman içerisinde de öngörüsel metotlar geliştirerek tablet yazılar oluşturmuşlardır. Bu ilmin yanında bir çok kehanet sistemlerinin de geliştiği, fakat zaman içerisinde çürüyüp ya da gerçekliliğini kaybettiği gözlemlenmiştir.Oysaki astroloji mevcut olan varlığını ileriki zamanlara taşıyıp tüm görkemiyle günümüze bilgilerini aktarmıştır.
Kökeni tam olarak bilinmemesine rağmen,ilk bilgilerin Hazreti idris tarafından öğretildiği. İlk
tutanakların kaldelilere ait olduğu tarih sayfalarında mevcuttur.
Tarihteki çeşitli kavimler burçları,yıldızları ve gezegenleri hikayelerle betimleyerek Mitolojik gelişim süreçlerini oluşturmuşlardır.Dünyada birbirinden çok uzak noktalarda olmalarına rağmen bu mitlerin benzerlikleri oldukça şaşırtıcıdır.Aynı şekilde burçlara atfedilen vasıflar Çin, Asteksler,Mayalar,Mısır da babiller ve uzak doğuda ki hikayelerle senkronize halindedir.
Bir tesadüfe dayalı olmadığı açıkça vurgulanmakta olup,buralarda yaşayan insanların,ya aynı virüsün etkisi altında kaldığı ya da çıldırmış olabilirliği varsayımının ihtimal dışı olması astrolojinin tüm gerçekliliği ile var oluşunun seromonisine de ışık tutar.
Bazı uygarlıkların kehanet sistemleri her ne kadar esoterik ve tradisyonel olursa olsun,yine de kolay müracaat edilen fal sistemlerinin dışına çıkmamıştır.Oysa ki astrolojinin diğer kehanet metodlarından büyük farklılıkları vardır.Müslümanlık bütün falcılık sistemlerini yasaklarken,astrolojiye ise kabul göstermiştir.Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim bir çok ayetinde yıldızlar ve burçlara atıfta bulunmaktadır.
Eski Arap ve Osmanlı imparatorluğun da astroloji, İlmi-nücum ismiyle uygulanmış, o zamanlar Müneccim olarak adlandırılan astrologlar,gökyüzünü rasat ederek felek ya da çarkı-felek ,bugünkü adıyla yıldız haritası (Horoskop) hazırlayarak Padişahlara ve zamanın ileri gelen isimlerine bilgiler vermiş ve takvimler hazırlamışlardır.
Daha ileriki yıllarda astroloji ilmi Araplar arasında yayılarak Avrupa'ya sıçramış şimdiki mevcut bilgileriyle zenginleşmiş,ve modern Astronominin de doğup gelişmesine ön ayak olmuştur.
Günümüz astrolojisi kadim uygarlıklardan gelen bilgileri güncelleyerek çalışır.Pluto Uranüs ve Neptün'ün keşfinden sonra içeriği daha da zenginleşen bu ilim şimdiki zamanımızda ciddi okullarda ders olarak öğretilmektedir.bu metotlar sadece öngörü olarak kullanılmamakla beraber,karakter analizi,ilişkiler,psikolojik süreç ve hastalık tespitlerinde de alternatif olarak tercih edilmektedir.Hipograt başta olmak üzere Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri ,İbni-Sina,psikanalizin babası Carl Gustav Jung astrolojiden yararlandıklarını çoğu yerde kayda almışlardır.
Derinliği olan bu ilim,Çoğu insanın ilgisini üzerine toplamakla beraber merakı,zamanı ve dahası sabrı olanlar fırsatları değerlendirip kendilerini geliştirebilirler.Bu değerli bilgileri bilinçli ,hayırlı ellere teslimiyeti gururu ve onuru içerisinde nice gönüllere ışık tutacağı ümidi ile;
Şartlarınız ne olursa olsun doğru olun doğru kalın hoşça kalın
