Santa; Yanbolu vadisinde 13 mahalleden oluşan bir madenci yerleşim yeri olsa da gerçekte tam bir turizm vadisidir. Bir STK olan DOĞA TARİH derneğinin de ilgi alanındadır.
Santa Trabzonlu doğaseverlerin günü birlik (hiking) gezi rotalarından biri olarak da yer alır. Sivil, dini mimarlık eserleri, köprüleri ve ekolojik açıdan zengin içeriğe sahip Orman içi yürüyüş parkurları ile zengin bir turizm içeriğine sahiptir.
Sedat Türkmen de 2012- 2019 arasında Santa’ya yaptığı gezilerde fotoğrafladığı değerleri (zenginlikleri) paylaştı; sunumuna ”Santa’nın çığlığı” adını verdi. Aslında yavaş yavaş yok olan Santa’nın doğal ve kültürel varlıklarına yapılanlara(!) dikkat çekmek için kendi çığlığını da kattı. Sözü, Santa’da değişen bir şey yok demeğe getirdi.
Coğrafya kaderimizdir
Sedat Türkmen’in sunumunun zamanlaması ilginç oldu. Yanbolu havzasındaki varlıkların saptanması için DOKA desteğinde; her biri kendi alanında uzman kalabalık bilim insanı grubu tarafından, bir yönetim planına kavuşturulması için yola çıkıldığı şu döneme denk gelmesi güzel oldu. Bu çalışma büyüklük ve amaçları ile Trabzon’da bir ilk olacak; darısı diğer havzaların başına.
Trabzon’da turizm çeşitlendirilmelidir
Yalnız Trabzon değil, Ülkemizin pek çok ili yerel kalkınması için sahip olduğu varlıklarını değerli görmektedir. Neredeyse her il turizm pastasından aldığı payı büyütmek için ulusal ve uluslararası çabalarını sürdürmektedir. Bu çabaların en gözde alanı Göbeklitepe’deki kazılarda elde edilen buluntulardır. Göbeklitepe bu buluntuları ile dünyanın ilgisini çekmekte, Şanlıurfa turizmine inanılmaz katkılar vermektedir.
Santa bir değerimizdir
Yanbolu Havzası, Gümüşhane ve Trabzon arasında kağıt üzerinde paylaştırılarak parça pinçik edilmektedir. Bir havza yönetim planına şiddetle ihtiyacı var. DOĞA TARİH’in yaptığı tam da buna hizmet edecek.
Nasıl mı?
Yanbolu Havzası da bir bütündür, gerçek hayatta havzalar asla parçalara ayrılamaz. Parçalanırsa, olan turizm havzasına olur. Yanbolu turizm havzasına önce HES yapıldı, şimdi de da taş ocağı ruhsatı verilerek taş ocağı işletmesine izin verilmiştir. Birinin ak dediğine diğeri kara der. Sonra da turizm havzası parça pinçik olur.
Teşekkürler Sedat Türkmen
Yüksek mimar Sedat Türkmen bu coğrafya parçacığına yaptığı gezilerde çektiği fotoğraflardan bir sunum oluşturdu. Oluşturduğu sunuma “santa’nın Çığlığı” adını vermiş. Çığlık az bile; hazine üzerinde oturup hazinenin farkında olmamak ile açıklanacak bir durum.
Valıklarımız saptanmalı ve yönetilmelidir
Varlık dediğimiz;
Bazen sivil mimarlık eserleri, endemik türler, kale, sur, camii, konak, efsaneler, yemek vb. iken;
Bazen de bu yazının konusu olan Santa’nın da içinde yer alan; Yanbolu vadisindeki tüm bu saydıklarımızı kapsar.
Yanbolu Vadisi uzun yıllardır gözümüzün önünde parça pinçik ediliyor.
Batı ülkeleri bütün olarak “varlık yönetimi” ile kendi zenginlik kaynaklarını saptıyor, koruyor ve paketleyip uluslararası turizm pazarlarına sunuyor.
Japon uzman Mr. Masa’nın bir sözü ile noktayı koyalım; “Turizmde Konfeksiyon çözümler yoktur.” Turizmin çeşitlendirilmesi, havzalarımızın sahip olduğu varlıkların da turizme katılması ile olasıdır. Çok başlı havza yönetimlerinin ayağımıza sıkmakla farkı yoktur.
