Mehmet Şal

Mehmet Şal

Tarih şuuru

Tarih, milletlerin geçmişe uzanan derin hafızasıdır. İnsan hafızasını nasıl güçlü kılmak için her türlü tedbiri alıyorsa, uluslar da tarihi hafızasını korumalı, güvenli ve güçlü tutmak için her türlü tedbiri almalıdır. Çünkü; ulusların tüm kodları, gen şifreleri bu hafıza içerisindedir. Bu şifreler, kodlar sayesinde uluslar geleceklerinin inşasını gerçekleştirebilirler. Geçmişinden sonuçlar çıkartıp geleceği inşa etme adına emin adımlar atabilirler. Dünyanın en kadim uygarlıklarından olan biz Türkler, zaman zaman geçmişten geleceğe köklü adımlar atarken zaman zaman da bunun tam tersi adımları da attık. Ancak; Türk milleti olarak bu adımların bedellerini zaman zaman ağır ödedik.

Tarih; birlik - beraberlik duygusunun gelişmesinde, vatan - bayrak sevgisinin oluşmasında, toplumsal barış ve huzur ortamın oluşmasında kazanımlar sağlayan bir olgudur. İnsan olma, hoşgörülü olma, empati yapma imkanı sunan bir alt yapıdır. Vatandaşlık bilincinin oluşması ve yerleşmesini sağlar. İyi günde paylaşmayı kötü günde dayanışmayı yapabilme kültürünü öğretir. Bugün bölgesel ve küresel sorunlarla boğuşan ülkemizin; birlik beraberliğe, vatan, bayrak, marş, dini değerler vb. unsurlara sahip çıkma noktasında çok büyük bir ihtiyacı vardır. Türk milleti olarak bütün bu sıkıntıları aşmada rehberimiz mazimizdeki tarihi engin değerlerimiz olacaktır.

Uluslar; güçlü devlet, güçlü toplum yapısı için tarih şuuru, bilinci oluşturmak mecburiyetindedir. Ancak bu sayede ayakta kalınabilir. Türk milletinin köklü mazisi bu şuuru oluşturmada oldukça fazla imkanlar sunmaktadır. Büyük Hun Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar elde edilen tecrübe ve birikimler gelecek adına bizlere ışık tutmaktadır. Şanlı, onurlu tarihimizin ebedi devamı için küçük yaşlardan itibaren gençlerimizi eğitmeli, bilinçlendirmeliyiz.

Tarih şuuru planlı bir eğitim polikası ile olur. Bu politika; siyasi kaygılardan, ayrışmalardan, eleştirilerden uzak tutularak oluşturulmalıdır. Senin benim tarihim olmamalı, hepimizin tarihi olmalıdır. Bu anlayışı hakim kılmalıyız, ortak değerlerde birleşerek devletin geleceğine milletin geleceğine yön verecek bir tarihi bir anlayışı hakim kılınmalıdır. Çünkü; devlet ve millet olarak bu anlayışa çok ihtiyacımız var.

Şu unutulmamalıdır ki; tarihimizi sadece kendi değerlerimizden ibaret görmemeliyiz. Sürekli etkileşim içerisinde olduğumuz devletler, toplumlar tarihimizin oluşumunda önemli etkendir. Onun için Türk tarihini bir bütün olarak incelemek gerekir. Hiçbir ulus; kendi tarihini oluştururken başka milletlerin tarihinden kendini soyutlayamaz. Hem ulusal hem evrensel tarih anlayışı var olan bir gerçektir. Ulusların tarih hafızası bir araya geldiğinde evrensel hafıza ortaya çıkar. Nasıl ki su damlaları uzun süreçte bir araya gelip göl oluşturuyorsa, insanoğlunun yaptığı her olay bir araya gelerek tarihin deryasını oluşturuyor. Bu süreçte yaşananlar belgelenip, biriktirilip saklanıyorsa, o devlet ve millet güçlü bir bellek oluşturdu demektir. Bu bellek ulusların, geleceğine ışık tutup, sağlam ilerleyen adımlar atmasına zemin hazırlar. Ancak bütün bunlar objektif, tarafsız, gerçekçi bir gözle değerlendirilmeli ve aktarılmalıdır. Yani yazan yapana sadık kalarak tarihi olaylara aktarmalıdır. İlerleme de bu şekilde olmalıdır.

Son dönemde ülkemizde tarihi olan ilgi giderek artmaktadır. Artan ilginin varlığı bizleri oldukça sevindirmektedir. Özellikle gençler arasında tarihi kitap ve kaynak okuma alışkanlıklarının arttığını görüyoruz. Bu ortamın oluşmasında; eğrisiyle doğrusuyla da olsa son dönemde sıkça televizyonlarda, sinemalarda gösterime giren diziler ve filmler etkili olmuştur. Bazı basın - yayın, medya kuruluşlarının tarihi alanlara yönelik programlarını artırmaları da ayrıca önemli etken olmuştur. Bu ve benzeri unsurlar sayesinde insanlarımızın tarih kitaplarına yöneldiğini görmekteyiz. Her ne kadar ilgi artmış ise de yeterli düzeye henüz ulaşılamamıştır. Şunu da biliyoruz ki; diziler filmler ve benzeri araçlar kullanılırken senaryolarda oldukça büyük yanlışlar bulunuyor, böyle olunca yanlış bilgiler de öğrenilmiş oluyor. Olsun, yine de her ferdin tarihe ilgi duymasına zemin oluşturmaktadır. Eksiklerine rağmen, bu çalışmaları yapanlar tarihi gerçeklere bakarak oradan yararlanıp popülist tarihçilik yapmadan objektif, etkileyici ilgi çekici programlar, diziler, filmler hazırlamalıdırlar. Bu yapıya uygun eski, köklü, etkileyici muhteşem bir tarihi hafızaya sahibiz.

Günümüz ve gelecek adına Türk tarihçiliğinin geliştirilmesi için ne yapılmalıdır?

* Türk tarihini bir bütün olarak ele alıp incelemeli
* Alanında donanımlı, birikimli işini seven tarihçiler yetiştirmeli
* Popülizme kaçmayan doğruların peşinde koşan bilim insanları desteklenmeli
* Tarih araştırmacılarına tüm arşivler açılmalı
* Araştırmaların devamı ve sonuçlanması için devlet ve özel kurumlar maddi destek vermeli
* Ulusal ve uluslararası araştırmalar için enstitüler kurulmalı
* Diğer Türk devletleri ile araştırmalar konusunda işbirliği ortamı aranmalı ve yapılabilmeli
* Objektif, tarafsız, gerçekçi olabilme adına Türk tarihi ile ilintili diğer devletlerin arşiv ve belgelerinden yararlanmalı
* Ülke genelinde arkeolojik araştırmalar artırılıp, elde edilen belge ve bulgular değerlendirilip tarihi hafıza daha etkili hale getirilmeli
* Üniversite yönetimleri Tarih bölümlerini araştırma inceleme alanında gerekli tüm imkânları sunmalı ayrıca ciddi ödenekler ayırmalıdır.
* Yurtdışında araştırmalar ve eğitim alma konusunda yeni yetişen tarihçiler için geniş imkânlar sunulmalı
* Tarih araştırmalarında ve tarihçilerin yetiştirilmesinde teknolojik araçlar kullanıma sunulmalı

Daha çok sayıda öneriler sunulabilir. Ancak önemli olan ortaya konan ve konulacak önerilerin önemsenmesi - hayata geçirilmesidir. Ahlaklı, onurlu, dürüst, şerefli insanları kucaklayan kadirşinas, geçmişini öğrenebilen geçmişinden dersler çıkarabilen çıkardığı sonuçlardan önünü aydınlatan ve hataya düşmeyen nesiller yetiştirebilelim. Vatan, bayrak, insan, millet, ezan, marş sevgisi barış, kardeşlik birlik - beraberlik, köklerinden güç alan vatandaşlık bilinci zengin bir kültür sahibi olma duygularını kafasına yerleştirebileceğimiz kuşaklar yetiştirebiliriz.

Bu duygu ve düşünceye sahip nesil nasıl yetiştirilebilir?

* Öncelikle gençlerin okumayı sevmesi gerekir. Onun için ilk görev ebeveynlere düşüyor. Sonrasında anaokulundan başlayıp ilk ve ortaokul sürecinde ebeveyn - okul işbirliği ile çocuklar yetiştirilmeli
* Ebeveynler evde sohbetlerde ara sıra çocuklara tarihi hikayeler okumalı, sohbetler yapmalı
* Okullarda tarihe ilgiyi artıracak etkinlikler yapılmalı tarihle ilgili panolar vb. görseller hazırlanmalı
* Tarih öğretmenleri donanımlı olmalı, anlatım tekniklerinden teknolojik imkanlara kadar her konuda aktif, kültür dünyası zengin tarih öğretmenleri olmalıdır. Tabi ki önce işini severek yapmalıdır.
* Milli eğitim müdürlükleri seminer, sempozyum vb. etkinlikler düzenlemeli
* Öğrencilere yönelik tarihi alanlar, ören yerleri vb. gibi alanlara geziler düzenlenmeli
* Devletimiz tarih bilinci ve kültürünü yerleştirme noktasında devamlılık arz eden milli siyaset izlemeli
* Herhangi bir görüşe, anlayışa, siyasete ideolojiye taraf olmadan; her yönüyle milletten, devletten, bayraktan, milli ve manevi değerlerden yana taraf olan tarih şuurunu oluşturmak adına hassasiyet gereklidir.
* Tarih; tarihçilere bırakılmalı, önüne gelen tarihle ilgili hüküm vermemelidir.

Öyle olmalı ki; bu aziz, necip milletin bir ferdi olmaktan herkes haz almalıdır. Böyle mümtaz, muhteşem tarih geçmiş her millete nasip olmaz. Bu milletin bir parçası olmaktan her birey onur duymalıdır. Geçmişine her yönüyle sahip çıkmalı, ders çıkartabilmeli, aynı yanlışlara düşülmemelidir. Doğrular devam ettirilmelidir. Sadece geçmişle övünmek değil gelecek nesillere övünülecek bir miras bırakılmalıdır. Geçmişi bugünün değer yargıları ile değil olayları, yaşandığı günün şartları göz önüne alınarak değerlendirilmeli. Kendinden başka dostu kalmayan bu asil millet, tarihine bakarak komşularına ve düşmanlarına karşı tutum, davranış ve politik tavır geliştirmelidir. Her bir Türk, geçmişine bakıp tarihinden güç almalı, kim olduğunu kavramalı, sahip olduğu kudreti ve gücü anlamalı, nasıl bir milletin bireyi olduğunun onuru, şerefini ve gururunu yaşamalıdır. Asla şovenist olmadan milletinin her bir ferdini ve insanlığı sevebilmelidir. Kültürlü birer birey olabilmelidirler.

Türk milletinin potansiyel, dinamik, genç nüfusu! Aydınlık yarınlar sizindir. Ufkunuz geniş, dimağınız ilim irfanla dolu yarınlar sizi bekliyor. Geleceğe damga vuracak nesiller için milletçe el ele...

"Kurt yavrusu kurt olur, atasıyla hayat bulur."
"Ey Türk milleti! Titre ve kendi gel."
"Ey Türk gençliği! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur."

Milletimizi var olsun, devletimiz daim olsun.

NOT: Hollywood benzeri güçlü bir sinema sektörü oluşturmalıyız. Adamlar kovboy tiplemesi ile eski bir millet ve kültür olmadıkları halde öyleymiş gibi dünyaya yutturmaya çalışıyorlar. Biz ki; binlerce yıllık mazisi, zengin tarihi olan Türkler olarak dünya çapında tarihimizi, kültürümüzü tanıtmak için böyle bir sektöre ihtiyacımız vardır.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.