Trabzon’un denizi; Karadeniz

Trabzon’un denizi; Karadeniz

 

Sanki biz, Akdeniz’i bir Türk Gölüne çeviren Barbaros’un torunları değiliz…

 

Sanki biz Karadeniz kıyısında 4 500 yıllık tarihi geçmişi ile yaşayan Trabzonlular değiliz.

 

Avcılık dışında, bu büyük tarlayı ne ekmeyi ne biçmeyi ne de ondan yeni kuşakların eğitimlerinde bir eğitim vadisi olarak yararlanmayı becerebiliyoruz.

 

Neden?

 

Yaslar, yönetmelikler…

 

Kraldan çok kralcılar…

 

Eğitimin “davranış kazandırmak” olduğunun halen ayırdında olmayan mantalite…

 

Trabzon bir deniz kentidir.

 

Trabzon’un Karadeniz ile olması gereken ilişkisi çok zayıf.

 

Avcılık için kullanılan teknelerin boyunun uzaması, ahşaptan – saca geçilmesi; donanım, alet – edevatın modernizasyonu ne kadar gelişkin olursa olsun;

 

Avcılık, insanlığın toplayıcılıktan sonra geliştirdiği ikinci ekonomik etkinlik dönemine aittir.

 

Yomra açıklarında yeni konuşlandırılmış olan, DOKABAŞ ve ŞEREMET balık üretim kafesleri ise insanlığın üçüncü ekonomik dönem olan çobanlık (yetiştiriciliğe) geçiş dönemine aittir.

 

KARSUSAN işleme tesisinde;  balık nihayet füme, flota ya da konserve gibi benzeri ürünlere dönüştürülecek. Bu işletme Trabzon’un denizle olan ilişkisinin  “endüstri” dönemini başlatmaktadır. 

 

Beklenen aşama günümüzü anlatan bilgi dönemine geçilmesidir. Oniki ayda porsiyonluk hale gelen kafes balığının altı ayda olgunlaşması araştırmalarının hayata geçirilmesidir.

 

Cesur insan yetiştirmek zorundayız

 

Cesaret, elbette sıradanlığa karşın çok farklı donanıma sahip insan olma özelliğidir.

 

Cesaret eğitim ile kazandırılır.

 

Doğanın gücünü, fırsatlarını sezme ve kullanma ile verilecek eğitim için Karadeniz hazır bir eğitim vadisi olarak önümüzdedir.

 

Doğanın gücü mutlaktır. Bu gücü kullanbilecek cesur insanlar, yarışma kültürü (olimpizm ruhu da) kazanırlar.

 

Cesaret ve yarışma yaşadığımız tarihsel süreçte kazanılması gereken en önemli yaşama kültürünün ifadesidir.

 

 

Yelken sporu cesaret ve yarışma ile aklı bilemenin en iyi eğitim ortamıdır

 

Bir deniz kenti Trabzon’da gözüm ne zaman denize kaysa, yüzlerce yelkenliyi seyir halinde görmeyi hayal ederim.

 

Hele geceleri, büyük çoğunlukla ışıksız Karadeniz’e bakmanın dayanılmaz ezikliği içine dalarım.

 

Bütün yeniliklerin temelinde “bir insan” vardır

 

Trabzon’da yelken sporuna gönül vermiş bir – iki iyi insanın onlarca sorunu var.

 

Trabzon’a basamak atlatacak bu sporla ilgilenenlerle konuşunca insanın içi daralıyor.

 

Hele muhatapları özel güvenlik görevlileri olunca…

 

Trabzonspor’a devredilen marinadan kovuluyorlar, giriş çıkışları tam bir işkence…

 

Darıca belediyesi tutumu ise yadırgatıcı…

 

Hani olimpiyat ya da olimpizm ruhu

 

Kim anlatacak Trabzonspor yöneticilerine bu sporun Trabzon için taşıdığı anlamı…

 

Yelkenciler marinadan kovulunca, alargada bekleyen onlarca yelkenliye, yata yer mi açılmış olacak?

 

Trabzon’da bu spordan yeterince yararlanmak, hatta geliştirmek Trabzonspor’un en baş görevlerinden biri olmalı.

 

Yoksa güvenlik görevlilerinden bu sporla ilgili düşünce geliştirip buna göre davranmalarını asla beklemiyorum.

 

Bu sıra dağa bayıra fazlaca vurduk kendimizi… Deniz turizminin nimetlerini unuttuk.

 

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odamızın yelken sporu ile ilgili maddi kaynak sağladığı bir AB projesinin olması, tek teselli kaynağı. Proje ofisini ve yöneticisi Ümit Orhan’ı kutluyorum.

 

 Olimpiyat bir hafta sürecek. Asıl iş bundan sonra uluslararası etkinlikleri Trabzon’a alabilmektir.

 

Yelken sporu özünde, insanın aldığı eğitim ile doğanın gücünü kendi hedefleri doğrultusunda kullanmasıdır.  Hele bir de yarışma ruhu kazandırılabilirse…

 

Karadeniz’den bir üretim ve eğitim vadisi olarak yararlanma hakkında siz ne dersiniz?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Recep Ergenç Arşivi

Sizden ümidimi hiç kaybetmedim

14 Ekim 2024 Pazartesi 11:06

Sorumluluğumuz ortak

06 Eylül 2024 Cuma 12:35

Fındıkta inovasyon

18 Ağustos 2024 Pazar 12:11

Yapay Zeka çağında hızlı büyümek

12 Ağustos 2024 Pazartesi 09:48

Oy Sürmene Sürmene...

27 Temmuz 2024 Cumartesi 10:27