Mehmet Şal

Mehmet Şal

Eğitimde yeni umutlar

2024 - 2025 eğitim öğretim yılına adım atıyoruz.

Yeni eğitim-öğretim yılının evlatlarımıza, siz değerli velilerimize, eğitimin odak noktası kıymetli öğretmenlerimize ve tüm eğitim camiasın paydaşlarına hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. Sağlık, sıhhat içerisinde umduklarımızın, ümitlerimizin ve hayallerimizin yeşerip hayata geçtiği bir yıl olmasını umut ediyor, eğitim yolunu doğrular ve gerçekler üzere yürümeyi gönülden diliyorum.

Eğitim her şeyin ötesinde yaşamın kendisi, gelişim ve değişim, genel hayat felsefesi, insanın kültür ve medeniyet meselesidir. İnsanın kendini bulma, kendini aşma ufkunu açma, meselesidir. İnsana bulunduğu ortamı; huzurlu kılma, sevgi, saygı, muhabbet ocağı yapma meselesidir. Velhasıl insan ve insanlık için huzur, sevgi, barış, gelişim ve değişim yeni kapılar açma, gizemleri çözme, bilim-teknik sürecini yeni merhalelere taşıma, kültür ve medeniyeti yüceltme-yükseltme, karanlıktan aydınlığa çıkış, cehalet ve sefaletten aydınlanma ve refaha kavuşma meselesidir.

Bu nasıl yapabiliriz ?

Önce hem eğitim ortamının hem çocukların sosyo- psikolojik, ekonomik, bilimsel - teknolojik altyapısını hazırlayarak. Sonra eğitim plan, model ve politikasını; bilim, fen, teknoloji ışığında yapay zeka destekli, bireyi önceleyen, milli ve ahlâkî değerler bütününde akılcı, realist, tarafsız, objektif, hümanist bir bakış açısı ve anlayışla.

Eğitim modelin her bireye öz disiplin sağlamalı. Hedef, planlama, programlama, çalışma, üretme, proje yapma ve geliştirme kabiliyeti kazandırmalı. Okuyan, anlayan, değerlendiren, kavrayan, eleştiren, sorgulayan, düşünen ve düşündüren bilim-teknolojiyi önce kendi ve ulusu sonra insanlık için sonuna kadar doğru kullanmayı öğrenen olmalı. Bu model başarısı için evrensel yapıda çağın imkanlarından ve modernitesinden istifade eden ve üzerine koyan nitelikli bireyler yetiştirmek eğitim modeli ve felsefemiz olmalıdır.

Tüm bunlar olurken; milli, manevi, etik ve ahlaki değerler üzerinden hem ulus kimliğini diri ve güçlü tutan hem evrensel çerçevede dünya vatandaşı olması anlayışı ve zihniyetini yerleştirmek, köklerinden kopmadan gelişim ve değişime açık olmalırı gayesiyle yol yürümeye çalışmalıyız.

Bu sayede evlatlarımıza; öz benliğini yakalayan, kendini ifade eden, toplumsal yaşamın içerisinde güçlü ve mutlu olan, yetenek ve kabiliyetlerini ortaya çıkara olanakları sunmak gerekiyor. Gençlerimize kimlikli, kişilikli, sosyal, yaratıcı, bilim, kültür, sanat, edebiyat, müzik, spor gibi alanlarda kendi yeteneklerini keşfetme imkanı vermek zorundayız.

Bilim, fen, teknoloji rehberliğinde; köklerinden güç alan tarihi ile barışık değerlerini özümsemiş, modern ve evrensel dünya gerçeklerine uygun hazırlanacak bir eğitim progragramı, planı, modeli hem gençlerimizin hem devletimizin önünü açacaktır. Siyaset üstü düşünülerek bir tarafın zihniyetini, hedeflerini yansıtacak adımlar atmadan gerçekçi, herkesi kucaklayan bir müfredat ve eğitim politikasının hayata geçirilmesi herkesin yararına olacaktır.

Problem çözme, eleştirel düşünme, proje yapma, dijital okur yazarlık, yaratıcılık, üretken olma, yapay zeka ve türevleri üzerinden eğitimde kaliteyi artırarak rekabetçi ve gelişen dünyada yerimizi almak kaçınılmaz bir olgudur. Aksi takdirde geç kalmaya devam eder, sancılarını hep birlikte yaşamaya devam ederiz.

Öyleyse arzu edilen profil için liyakat sahibi, geleceği okuyabilen, öngörüleri ile geleceğe hazırlık ve yatırım yapan, ufku geniş, eğitim camiasının tüm paydaşlarının sahibi olan öğretmene kıymetli olduğunu hissettiren ve sorunlarına çözüm üreten, insanı ve insanlığı dertlenen siyasetçi, yönetici, idareci olmazsa olmazdır. Milli gerçeklere ve tarihî köklere uygun hem dünya şartlarına uyumlu hem de uzun vadeli bir eğitim modeli, zihniyeti ve politikası kaçınılmazdır.

Okullarımızı soğuk duvarlar olmaktan çıkarıp, yaşam ve yaşanabilir mutlu öğrenci yuvalarına dönüştürmek zorundayız. Bunun için personel, öğretmen, rehber, idareci yönetici, siyasetçi, siz veliler, eğitim camiasının tüm paydaşları ile gönül ve elbirliği içerisinde iyi niyetle çalışmak mecburiyeti vardır. O nedenle öğretmene eğitim gönüllülerine hem devlet hem vatandaş gereken değeri vermeli. Öğretmene kıymetli ve özel olduğunu hissettirmeli. Eğitimcilere maddi ve manevi her konuda huzurla çalışma ortamı ve imkanı oluşturulması mecburidir. Öğretmenleri ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, zihinsel ve ruhsal durumlarını güçlü tutacak, özlük haklarını iyileştirecek, güvenlikli ortamın sağlandığı koşulların oluşturulması uygulanacak eğitim modelinin başarıya ulaşmasının şartlarıdır. Aynı zamanda buna öğretmenleri ikna etmeli inandırmalısınız. Bu gerçekleşirse eğitimcilerimizin başaramayacağı iş yok. Yeterki inandırılsınlar.İnanmayan öğretme, inanmadığı şeyi hayata geçirmez. Çünkü işin uygulayıcısı ve odak noktası onlardır.

Eğitim işini herşey üstünde millet- devlet meselesi görüp, kafanın arkasında farkı düşünceler, gizli ajandalar oluşturmadan bireylerin, ulusumuzun ve devletimizin kurtuluşu olarak görmek, çağın şartlarına uygun teknoloji-bilim ışığında ilerlemeyi bir zihniyet olarak yerleştirip, modernizasyon içerisinde gelişmiş ülke olmak artık kaçınılmaz olgudur.

Eğitim sorunlarını aşmak ve bu hedefe koşmak hiçte zor değil. Sadece eğitime gönül veren, işini seven, birikimli, değişime ve gelişime açık, ulus ve insanlık yararını önceleyen, liyakatli yönetici ve idareciler, iyi yetiştirilmiş kalifiye öğretmenler elinde doğru eğitim modeli, anlayışı ve zihniyetiyle eğitimde her açıdan birlikteliğin sağlanmasıyla 2. Yüzyılımızda gençlerimizin ve devletimizin önünü sonuna kadar açabiliriz. Yeterki ortak akıl ve birlikte hareket edelim. Yoksa çok zor.

Bu model ve zihniyetle gençlerimizi hazırlarken vicdani, insani, ahlâkî, milli değerleri yeşertmek, yaşatmak temel sorumluluğumuz ve görevimizdir. Ulusumuzun ve devletimizin geleceğini kurtaracak evlatlarımıza ihtiyaç olan şartları hazırlamak ödevimizdir, boynumuzun borcudur. İleride ahlanıp vahlanmamak için şimdi tam zamanıdır.

Sevinçlerinde, mutluluklarında, üzüntülerinde, tasa ve kederlerinde her ne olursa olsun onları yalnız bırakmayıp yanlarında olmalı. Yeri geldiğinde onlara evet, hayır demesini bilmeli, anneleri babaları olduğunuzu ölçülüyü kaçırmadan hissettirmek, gerektiğinde söyleyebilmek büyükleri olmamızın gereğidir. Yoksa onlar anne baba rolünü sizlerden alır. Sizleri acınır duruma düşürebilirler.

Yeri geldiğinde yavrularınıza dağ gibi güven vermeli; yanlız kaldıklarında düzovada, çölde yönlerini ve yollarını bulmaları için hem sizler hem eğitimciler rehber olmalıdır. Ancak onlara değer verirken, birey olduklarını hissettirirken şunu da söyleyebilmelisiniz: " Evladım sen benim evimden ayrılıp kendi evine geçene, ayaklarının üzerinde durma yaşına gelinceye kadar senin görüş ve karların benim için önemlidir, değerlidir ancak son söz benimdir. Özgürlüklerinin sınırsız olmadığını onlara göstermeli, bunu bilmelisin diyebilmelisiniz.

Kıymetli Veliler, Öğrenciler, Eğitimciler;

Birbirimizden istifade edeceğimiz çok şey var. Tarihimizin, köklü kültür ve medeniyetimizin, devletimizin kuruluş felsefesi ve hedeflerinin ışığında biliminin öncülüğünde evlatlarımızın, millet ve devletimiz geleceğini hep birlikte inşa edebiliriz. Tüm iyi niyet ve temennilerimizle yeni eğitim öğretim yılı hepimize, ülkemize hayırlı olsun.

Sevgi, saygı, muhabbetle, sağlıcakla kalın.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum