Gürol Ustaömeroğlu

Gürol Ustaömeroğlu

Acı ama sevindirici bir durum..

Bir süre önce “Çok şükür nihayet” başlığı altında yazdığım yazımda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın almış olduğu bir karara destek çıkmış ve bu kararı takdir etmiştim. Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Raşit KÜÇÜK yapmış olduğu açıklama ile “ trafik kurallarına uymanın dini açıdan da sorumluluk olduğunu ortaya koymak için bir çalışma başlattıklarını” bildirmişti. Her gördüğü trafik ihlalini dağ, bayır fark etmez sorumluluk alanına göre emniyet müdürlüğü veya jandarma komutanlıklarına ihbar eden bir vatandaş olarak devletin din kurumunun bu kararını sevinçle karşılamıştım.

Aynı sevinci bugünlerde bir başka konu içinde yaşamaktayım.

Ülkemizdeki dizi filmlerin artık rayından çıktığını yıllardır naçizane yazıp çizmekteyim. Son derece basit, sanat değeri taşımayan, sadece akşamları halkı uyutma ve vakit geçirmeye yönelik bu dizi filmlere birilerinin dur demesi gerektiğini yıllardır dillendirip durdum. Bu serzenişlerim kayıtlı ve ispatlıdır. Bir toplumun meseleye orada oynayan dizi oyuncularının güzelliklerini veya yakışıklıklarını izlemek olarak bakmasını, sanat değerinden yoksun, ahlaksızlıklarla dolu sahnelerin büyük bir hayranlıkla ellerde çekirdekler, dünyadan bihaber izlenilmesini bu millet daha ne kadar kaldıracaktı bilinmezdi.  

Ta ki geçen hafta Başbakan ERDOĞAN’ın Muhteşem Yüzyıl Dizisi için söylediklerine kadar. ERDOĞAN, malumunuz Muhteşem Yüzyıl Dizisinin gerçekleri yansıtmadığını söyleyerek konuya ahlaki ve tarihsel eleştiri getirdi. Bence çok da iyi yaptı. Sonuna kadar destekliyorum. Başbakandan hemen sonra Eski Of Belediye Başkanı, İstanbul Milletvekili Oktay SARAL konuya dahil oldu ve “ bu tip dizilerin zaten var olan dejenerasyonu özendirdiğini dolayısı ile böyle dizilerin yasaklanması gerektiğini” söyleyerek bu konuda bir kanun teklifi hazırladıklarını açıkladı. Bence bu da çok iyi ve doğru bir girişim.

Gönül ister ki sözüm ona devlet içindeki oyunları konu alan ve işkence ve adam öldürme sahneleri ile ünlü bir dizimiz gibi dizilerde böyle bir tavırla zapturapt altına alınsın. Uluslar arası arenada başarısız olduğumuz herhangi bir konuda malumunuz hemen bu dizinin o haftaki konusu bu olmakta ve başarısız olduğumuz konularda bu dizi oyuncuları birer vatan kahramanı olarak, Suriye’ye, Gazze’ye, Kuzey Irak’a..vs. girip Amerikan Askerlerinin başına çuval geçirmeye kadar varan sahnelerle halkımızın gazını almaktadır. Yani gerçek hayatta yapamadığımızı bu dizi senaristleri senaryoda yaptırmaktadırlar. İşte gerçekleri yansıtmayan böyle dizilerde kanun maddesi ile sınırlandırılmalıdır.

Yıllardır içimize dert olan bir konuya başbakan seviyesinde bir müdahale olmuştur. Durum sevindiricidir. Ancak, ortada “meseleye müdahale” biçimi bakımından acı bir gariplik vardır.  Başbakan konuya müdahale olana kadar sessiz kalıp, sus pus olan toplum başbakan müdahale olduktan sonra ona destek çıkma adına konuşmaya başlamıştır. Acı olan budur. Türk Hava Yolları bile gündemine aldığı Muhteşem Yüzyıl Dizisini gündeminden kaldırma kararı almış bulunuyor. Şimdiye kadar niye yapmadınız ki? Bu toplumun dejenerasyonunun fark edilmesi için başbakanın iki dudağı ve diline mi ihtiyaç vardı?

Neyse her şeye rağmen “ölü rahmet bulsun da nasıl bulursa bulsun” diyerek meseleyi burada kapatalım. İyi tatiller..

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.