Gürol Ustaömeroğlu

Gürol Ustaömeroğlu

AKP, MÜSİAD ve ALTERNATİF

Geçen hafta iki haber dikkatimi çekti;

Bu haberlerden biri Ak Parti ve Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN hakkındaki üniversite araştırmaları, diğeri ise Müsiad Başkanı Ömer Cihad VARDAN’ın Tüsiad ile ilgili yaptığı açıklama idi. Her iki haberin aslında birbirleri ile sıkı ilintili olduğunu detaylara girdikçe anlayabiliriz.

Dikkat çeken ilk habere göre AK Parti ve Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN yurt içi ve dışındaki bazı üniversitelerin kürsülerinde tez konusu olmuştu. Çünkü Sayın Başbakanın ve dolayısı ile Ak Parti’nin iktidar olduğu 2002 yılından bu güne yapılan 3 genel, 2 yerel seçimde oylarını sürekli artırarak iktidar olması ve üçüncü dönemde % 50 lik bir orana ulaşması sık görülen bir sonuç değildi. Ortada çok net bir  başarı vardı. Bundan dolayı bu başarının altında yatan sosyolojik nedenlerin üniversitelerce ele alınmasına şaşırmamak gerekir. İnsanlık tarihinde birçok siyasi kurum ve liderleri tarihin çeşitli dönemlerinde çeşitli nedenlerle incelenmiş, akademik kürsülerde tez konusu olarak ele alınmışlardır. Yani Ak Parti ve Sayın Başbakan bu tip çalışmaların ne ilk ne de son konusu olacaktır.

Ancak, günümüzde üniversiteler akademik araştırmalarını ve sosyolojik incelemelerini yapa dursunlar, Ak Parti’nin ilk iktidara geldiği 2002 yılından beri kendilerine oy veren ya da vermeyen halk kitlelerinin ağzından şu cümle düşmez olmuştu; “Diğer partiler Ak Parti’ye alternatif olamıyor.” İşte bugün onlarca üniversitede tez konusu olup araştırılan şeyin adı aslında bu cümlede gizliydi; Alternatif..Yani işin adını halk koymuştu zaten.

Hiçbir parti meseleye bu açıdan yaklaşmayı denemedi. Yine hiçbir parti Ak Parti’nin gücünün kaynağına inemedi. Partilerin hepsi Ak Parti’yi sistemin yanlışlıkları ile devirmeye çalıştı. Yani sürekli oy artıran bir partiye karşı hiçbir parti analitik düşünce geliştiremedi. Halk yok sayıldı. Hatta kimilerince aşağılandı. Hepsinden önemlisi halkı duyan olmadı. Oysa en küçük bir kıraathanenin en köşesindeki bir sobanın yanında ısınmakta olan yaşlı Hakkı Dede bile hep şunu söylüyordu; “Alternatif yok.”

Tıpkı geçen hafta okuduğumuz ikinci haberin muhatabı ve Müsiad Başkanı Ömer Cihad VARDAN’ın söylediği gibi. Şöyle diyordu VARDAN; “Tüsiad tüm sanayicileri kapsasaydı, onların ihtiyaçlarını görebilseydi Müsiad kurulmazdı. Dolayısı ile Müsiad Tüsiad’a rakip değil alternatiftir.” Görüldüğü üzere ortada ciddi bir ihmal edilmişlik vardır. 1990 yılında kurulan ve 28 şubat sürecinde bir çok üyesi kapıları çilingirle açılarak yataklarından alınan bir derneğin günümüzdeki yönetim kurulu başkanının bu sözleri aslında halkın son 9 yıllık siyasi düşüncesi ile de bariz bir biçimde örtüşmektedir.

Süzer Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa SÜZER’in ısrarla Tüsiad içinde yer almamasının sebebi de yine budur. Mustafa SÜZER durumu şöyle özetliyor; “Tüsiad sürekli olarak 2-3 ailenin ve 2-3 sanayicinin elinde kalmış ve onları temsil etmiş bir kurumdur.”

Tarihinin en ağır ekonomik krizi ile sarsılmış bir ülkenin ilk seçimlerde Ak Parti’yi iktidara getirmesi temsilci ve alternatif arayışının bir sonucu idi. Ak Parti’nin kuruluşunu sağlayan ve onu 9 yıldır dimdik ayakta tutan tılsım aslında VARDAN’ın Müsiad ile ilgili açıklamasında yatmaktadır.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.